‘Yenidoğan Çetesi’ skandalı geçtiğimiz aylarda tüm Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştü…
İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak yaşamlarını yitirmelerine yol açan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine, 11’inci gününde devam ediyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada TRG Hospitalist başhekimi Volkan Karataş savunma yaptı.
Karataş şu ifadeleri kullandı:
TRG Hospitalist Hastanesi’nde başhekimlik yaptım. Bu süreçte TRG Hospitalist Hastanesi’nin el değiştirdiğini öğrendim. Endişe etmiştik bu durumdan. Hastaneyi büyütme hedefleri vardı yeni yönetimin. Başhekimlik görevimi yeni yönetimle beraber devam ettirdim. Yenidoğan poliklinik hizmetini yerine getiren doktorlarımız etkin bir şekilde çalışmaya devam ediyordu. Yönetime, danışmanlık hizmetinin doktorla sınırlı olması gerektiğini, işletme sisteminin doğru olmayacağını söyledim. Üzerime atılı ihmali davranışlar ve kasten adam öldürme suçlamalarını kabul etmiyorum.
Sanık savunmalarının ardından malen sorumlu hastanelerin avukatlarının savunmalarına geçildi.
“HERHANGİ BİR KURUMDA ZARAR VARSA ÖDEMEYİ TAAHHÜT EDİYORUZ”
TRG Hospitalist Hastanesi’nin avukatı savunmasında “Raporlar ortaya çıktıktan sonra gerekli her türlü savunma yapma hakkımızı saklı tutuyoruz. Müvekkil şirket ve çalışanları üzerlerine düşenleri eksiksiz şekilde yerine getirmişlerdir. Eğer SGK ya da herhangi bir kurumda zarar varsa ödemeyi taahhüt ediyoruz” şeklinde konuştu.
Akabe Sağlık Tesisleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi avukatı ise “Vefat eden bir bebek sebebiyle müvekkil hastane davada yer alıyor. Soruşturma aşamasında maalesef birçok bilgi eksik. Burada herhangi bir ihmal yok. Böyle bir şey belgelenseydi Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerekirdi. Burada sadece bir tape kaydından yola çıkılmış. Hastanenin Medisense ile anlaşması, özel hastanelerde çok yaygın olan bir durum” ifadelerini kullandı.
“MÜVEKKİL ŞİRKETİN MARKA DEĞERİ YOK OLDU”
Medilife Sağlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi avukatı ise “Tüm medyaya mal olmuş süreçte üzerimizdeki sorumluluk çok fazla. Maddi gerçeklikten uzak bir ilkle karşılaşıyoruz. Umuyorum ki işin sonunda hak ve adalet yerini bulur. Bu süreç sağlık hizmetleri yönünden güveni sarstı. Maddi bir gerçek olmadan, neyi savunacağımızı bilmeden savunma yapıyoruz. Müvekkil şirket hastanede, dolandırıcılık suçunun işlendiğine dair bir ifade yer almış. Bu suçun işlendiğine dair maddi bir delil yok. Burada birçok kurumun marka değeri yerle bir olmuş durumda. Bir sürü kişi işsiz kalmış durumda. Müvekkil şirketin marka değeri yok oldu” dedi.
“HASTANEMİZE BEBEK DOSTU HASTANE ÖDÜLÜ VERİLMİŞTİR”
Reyap Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi avukatı ise “Hastanemize bebek dostu hastane ödülü verilmiştir. Tüm denetimlerden geçmiştir hastanemiz. Tam donanımlı, yenidoğan yoğun bakım üniteleri olan bir hastane. Hastanemizde çok yoğun bir doğum oranı olduğu için dışarıdan sevk gelmesine de gerek yoktu” ifadelerini kullandı.
Malen sorumlu hastanelerin avukatlarının savunmasının ardından beyanda bulunan SGK avukatı ise “Müvekkil kurum zarara uğratılmıştır bu sistem tarafından” dedi. Duruşma yarın bebeklerini kaybeden ailelerin beyanlarının alınmasına karar verilerek ertelendi.