Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Voleybolun Yükselişi: Filenin Valide Sultanları ve Kadın Voleybolu

Voleybolun Yükselişi: Filenin Valide Sultanları ve Kadın Voleybolu, kadınların bu spordaki başarılarını, tarihini ve toplumsal etkilerini keşfedin. Voleybolun büyüleyici dünyasında kadınların güçlenişine tanıklık edin!

Voleybolun Yükselişi: Filenin Valide

Voleybolun Heyecanı: Filenin Valide Sultanları

Setin son sayısını izliyoruz. Sahada heyecan dorukta. Maçı önde götüren takımın oyuncuları dizlerine vurarak “Set, set, set” diye bağırıyor. Servis kullanan karşı tarafa gözdağı vermek istiyorlar. Akşam saat sekiz. İstanbul Kadıköy Lisesi’ndeyiz. Filenin iki tarafında da anneler var. Onlar tarihi başarılarıyla Türkiye ve dünyada ses getiren Eda Erdem, Melissa Vargas, Ebrar Karakurt ya da Hande Baladın kadar tanınmıyor olabilir, ancak azim ve kararlılıklarının milli takımdan geri kalır yanı yok.

“Bizim adımız da Filenin Valide Sultanları” diyor Özlem Koç gülerek. Koç, voleybola ilk kez yedi yıl önce bu takımla başladığını anlatıyor: “Kızımla beraber başladık… onunla beraber ben de voleybolcu oldum.” Oyunculardan Ayşe Merve Aykut, çocuklarını spora götürürken tanıştıklarını ve voleybola hobi olarak başladıklarını ifade ediyor. Aykut, zaman içinde antrenmanların arttığını ve bugün “Anne Voleybol” takımının antrenörlerle birlikte 20 kişiyi bulduğunu söylüyor.

Aynı zamanda beden eğitimi öğretmenliği de yapan Aykut, Türkiye’de “baştan yazılan bir voleybol kültürü oluştuğunu” belirtiyor. Aykut, eskiden basketbol çok revaçtayken kadın voleybolunun yükselmesiyle artık herkesin voleybola kaydığını aktarıyor. Kadınlar için voleybolun “bir tutku haline dönüştüğünü” vurguluyor.

Aykut’un gözlemini sayılar da doğruluyor. Türkiye Voleybol Federasyonu’nun (TVF) BBC Türkçe ile paylaştığı verilere göre son yıllarda faal voleybolcu sayısında önemli bir artış yaşandı. TVF’nin verilerine göre, liglerde yer alan lisanslı kadın sporcu sayısı dört yılda 16 binden 110 bine yükseldi. Erkek voleybolcu sayısı ise yaklaşık yedi binden 24 bine çıktı. TVF’ye göre, voleybol oynayan kız çocuklarının sayısında da aynı dönemde yüzde 80’e yakın bir artış gözlemlendi.

‘Tamamen Voleybol Ülkesiyiz’

Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu, 2003-2017 yılları arasında milli takımda forma giymiş bir oyuncudur. Voleybola artan ilgiyi BBC Türkçe‘ye değerlendirirken bunun uzun vadeli bir yatırımın sonucu olduğuna dikkat çekiyor: “2003’te başlayan bir fırtına var ve her sene bunun üzerine ekleyen Filenin Sultanları var.” 2003 yılı, Türk Voleybolu için bir milat niteliği taşıyor. Kadın A Milli takımı o sene Ankara’da oynanan Avrupa Şampiyonası’nda ilk kez finale kalıyor. Polonya’ya karşı yenilen takım, Avrupa ikinciliği kazanarak tarih yazıyor.

Dönemin spikerleri, tarihi performans gösteren milli takıma ilk kez bu dönemde “Filenin Sultanları” diyor. Socrates Dergi’nin spor yazarlarından Emre Yazıcıol, “Orada kadınların öyle bir performans sergilemesi bir kapıyı açtı” diyor ve ekliyor: “Neslihan Demir etkisi bilhassa. Öyle bir yıldız çıkartabilmek, onu seyreden birçok çocuk, genç kız voleybola başlamak istedi.”

O dönem milli takımda libero pozisyonunda oynayan Kuzubaşıoğlu, hem Kadın A Milli Takımı’nın hem de özel Türk takımlarının aradan geçen süre zarfında Avrupa şampiyonalarını domine ettiğine dikkat çekiyor: “Onun için tamamen voleybol ülkesiyiz diyebiliriz. Bir ekol olduk bence. Şu an en çok konuşulan takımlardan biriyiz. Çünkü bir istikrar var.” Bazen bir çıkış olur ancak süreklilik olmaz. Ama Filenin Sultanları’nda hem süreklilik var hem de çıta çok yukarı çıktı.

Kadın Milli Voleybol Takımı, 2023’te Avrupa Şampiyonası’nı kazanarak Türkiye tarihine geçti. Takım aynı yıl hem ABD’deki Milletler Ligi’nde hem de Japonya’daki Kadınlar Voleybol Dünya Kupası’nda birinci oldu. Milli takım daha sonra 2024 Paris Olimpiyatları’nda ilk kez yarı finale yükselerek tarih yazdı. Burada İtalya’ya karşı kaybeden Filenin Sultanları, Brezilya karşısında da mağlup olarak Olimpiyatlar’dan dördüncü sırada ayrıldı. Emre Yazıcıol, milli takımın geçtiğimiz yaz elde ettiği zaferleri Türkiye’nin voleybol serüveninin “kreşendosu” olarak niteliyor.

‘Sürekli Yeni Oyuncu Yetiştiren Bir Sistem’

Yazıcıol, Türkiye’de voleybolun güçlenmesini sağlayan pek çok etken olduğunu hatırlatarak bu başarıların “tesadüfi olmadığını” vurguluyor. Türkiye’nin bu branştaki başarılarında altyapı önemli bir rol oynuyor. Son yıllarda özellikle gençleri voleybola kazandırmak için yürütülen birçok kapsamlı proje mevcut. TVF’nin 2013’te 6-12 yaş aralığı için başlattığı “Fabrika Voleybol” girişimi, ülke genelinde 13’ü sosyal sorumluluk projesi olan 38 okul ile faaliyet gösteriyor. TVF’ye göre, Fabrika Voleybol okullarında bugüne kadar 20 bini aşkın öğrenci eğitim aldı.

Milli takımın eski antrenörü Giovanni Guidetti’nin 2018’de kurduğu “Yarının Sultanları” projesinde ise Erzurum’dan Zonguldak’a tüm Anadolu’da kız çocukları voleybol ile tanışıyor. Bir başka proje ise Türk voleybolunun yükselmesinde kilit rol oynayan Eczacıbaşı ve ES Voleybol Spor Kulübü tarafından başlatılan “Geleceğe Smaç” projesi. Türkiye genelinde toplam 32 kampüs ile hizmet veren proje bünyesinde bugüne kadar 28 bin öğrenci yetişti. Bu yıl ise beş bin öğrenci projede aktif olarak yer alıyor.

“Geleceğe Smaç” projesinin İdari Sorumlusu ve Es Voleybol Spor Kulübü Başkanı Sırma Uç, BBC Türkçe‘ye Türkiye’de voleybolun geldiği noktayı değerlendirirken bunda hem federasyonun hem de kulüpler arasındaki rekabetin büyük rol oynadığına dikkat çekiyor. Uç, “Altyapıda başlayan ve altyapıdan sürekli olarak yukarıya doğru yeni oyuncular yetişmesini sağlayan bir düzen, çalışma sistemi geliştirerek bu noktaya geldik” diyor. Uç, özellikle Vakıfbank, Eczacıbaşı ve Fenerbahçe gibi kulüplerin arasındaki rekabet sayesinde Türk liginin dünyanın en iyi kadın voleybol ligi haline geldiğini vurguluyor.

Uç, “Geleceğe Smaç” programının voleybol oynayan kız çocuklarının sayısını artırmak için başlatılan bir sosyal sorumluluk girişimi olduğunu vurguluyor: “Konumuz sadece voleybol değil, bu bir sosyal proje. Hem milli takıma aday çıkarıyoruz, hem Türkiye dereceleri yapıyoruz, hem de çok sayıda çocuğa sosyal proje olarak farklı konularda eğitimler verip deneyimler kazandırıyoruz.”

‘Sahada Herkes 13 Yaşında Bir Kız Çocuğuna Dönüşüyor’

Türkiye’de son yıllarda kuvvetlenerek esen voleybol rüzgarı, yalnızca milli takımı ve geleceğin profesyonellerini etkilemiyor. Rüzgarın en kuvvetli estiği yerlerden biri de Kadıköy. Anne Voleybol takımından Aysun Alp, voleybol sayesinde hayatındaki olumsuzluklarla mücadele ettiğini söylüyor: “Büyük bir zevkle kar, kış, yağmur demeden pazartesi ve perşembe günleri buraya gelmeyi iple çekiyorum… Hem bedenen hem ruhsal olarak bana çok iyi geliyor burası.”

Antrenmanın sonundayız. Elif Toz, maçta kalmak için servis kullanıyor. Ancak takımı sayıyı bulamıyor. Anne Voleybol takımı, maçın ardından filenin önünde toplanıyor ve son bir tezahürat ile antrenmanı bitiriyor. “Bu kapıdan girdikten sonra bence herkes 13 yaşında bir kız çocuğuna dönüşüyor,” diyor Toz. “Herkesin tek derdi o topu kurtarmak, oradaki rekabet. Kadınların birbirleriyle olan nefis enerjisi.”

İlgili Haberler