(ANKARA) –
Türkiye İşçi Partisi (TİP), 11-12 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilen Parti Meclisi toplantısının ardından yayımladığı sonuç bildirgesinde, “Saray Rejimi, Türkiye’yi ucuz işçi cenneti, küresel bir çöplük, bölgesel savaşların bir parçası ve tetikleyicisi, halk düşmanlığının model ülkesi haline getirerek onursuz bir tablo çizmektedir. Birinci önceliğimiz, ülkemizi bu utanç verici durumdan kurtarmak” ifadelerine yer verdi.
TİP Parti Meclisi toplantısı, İstanbul’da önemli katılımlarla gerçekleştirildi. Toplantıya TİP Hatay İl Başkanı Hasan Yılmaz ve Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay da katıldı. Gündemdeki toplumsal ve siyasal gelişmeler kapsamlı bir şekilde ele alındı. Sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı:
“Kapitalizmin derinleşen krizi, her düzeyde aşırı sağcı ve faşizan politikaların küresel ölçekte güç kazanmasına yol açıyor. Özellikle ABD seçimlerinde etkin olan bu çizgi, farklı ülkelerden siyasi aktörleri kendi projelerine dahil etmeyi başarmıştır. Sermaye sınıfının tüm nimetlerinden sınırsızca yararlandığı bu küresel düzende, AKP iktidarı, kapitalist sınıfın destekleriyle, Türkiye’yi bölgesel yayılmacı bir aktör olarak konumlandırma çabası içerisindedir. Saray Rejimi, kısmi özerkliğini korurken Trump’ın küresel koalisyon ortağı olmayı arzulamakta ve emperyalizmin kanlı bölgesel hesaplarının bir yürütücüsü haline gelmekte, bu bağlamda Türkiye’yi bir ucuz işçi cenneti, küresel bir çöplük, bölgesel savaşların bir unsuru ve halk düşmanlığının model ülkesi yapma onursuzluğunu yaşamaktadır.”
“TİP’in programı ve siyaseti, işçilerin ve emekçilerin gerçek mücadelesidir”
TİP’in öncelikli hedefi, Türkiye’yi bu utanç verici durumdan kurtarmaktır. Ülkemizin, Trump’ın ve dünya faşistlerinin ortaklığıyla, uluslararası sermayenin iştahını kabartan ucuz işçilik ve kaynak zenginlikleriyle anılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Düzen muhalefeti, halka umut verememekte ve iktidarın faşist güçlerle olan ilişkilerine itiraz etmemektedir. Mehmet Şimşek’in ve dolayısıyla Tayyip Erdoğan’ın, uluslararası para kuruluşlarının alternatifini sunan bir ekonomi programı bulunmamaktadır. Yaşanan eşitsizlikler ve adaletsizlikler, karikatürize bir ortağın eline düşmüştür. TİP’in programı ve siyaseti, her şeyini kaybetmekle karşı karşıya kalan işçilerin, emekçilerin programıdır. Geçtiğimiz aylarda yayımladığımız Halkın Ekonomi Paketini (HEP) Türkiye’nin gerçek kurtuluş reçetesi olarak yayma kararlılığındayız. Emekçiler adına ‘hepsini geri alacağız’ sloganıyla mücadelemize devam edeceğiz. İktidarın suyuna giden bir normalleşmenin değil; ülke genelinde süregiden emekçi direnişlerinin, adalet özleminin ve koltukta bir gün daha kalmak için söylenen yalanlara karşı duyulan öfkenin partisi olan TİP, halka gerçek bir alternatif sunma kararlılığındadır.
“Çözüm yolu Meclis’tir”
Türkiye İşçi Partisi, Türkiye’de ‘Kürt sorununu’ ilk kez adıyla anarak, bu nedenle kapatmalara maruz kalmış bir geçmişe sahiptir. Barışı ve halkların kardeşliğini talep ettiği için iktidar baskısına uğramıştır. TİP, barışın ve Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümünü, dönemsel veya gündelik siyasi tartışmalara indirgenemeyecek kadar önemli görmektedir. Barış ve çözüm için yol, Kürt sorununu net bir şekilde tarif ederek, sorunun ve çözümün özgürce tartışılabileceği asgari demokratik bir ortam yaratmakla mümkündür. TİP, mevcut süreci bu çerçevede değerlendirmektedir.
“Anayasa tartışması ve hak arayışları”
Bugün Türkiye’de hakkını arayan emekçiler, iktidarın zorbalığına maruz kalmakta; Anayasa ayaklar altına alınmakta, halkın seçilmiş vekilleri cezaevine konmakta, belediyelere kayyum atanmakta, barış talep eden akademisyenler hâlâ işlerine döndürülememekte, sorun hakkında sağlam bir tanımlama dahi yapılmamaktadır. İktidar sözcüleri, tek adam yönetimine dayanan rejimlerini sürdürmenin yollarını aradıklarını ve Anayasa tartışmalarının özünün bu olduğunu vurgulamaktadır. Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözme çabamız, TİP için gündelik çekişmelere alet edilemeyecek kadar önemlidir; bu sorunun iktidar tarafından kendi bekası ve emperyalist ilişkiler ağı içindeki yayılmacı hedefleri için bir şantaj unsuru haline getirilmesini reddediyoruz.
“Suriye’deki hak ihlalleri durdurulmalıdır”
PM toplantımıza Hatay İl Başkanımız Hasan Yılmaz ve Samandağ Belediye Başkanımız Emrah Karaçay yoldaşlarımız da katılmış, Suriye’deki gelişmeler ve Arap Alevi halkının kaygıları kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir. Bu bağlamda bir kez daha vurguluyoruz: Suriye’de yaşanan hak ihlalleri, yargısız infazlar ve şiddet olayları derhal durdurulmalıdır. Arap Alevilerin, Hristiyanların ve diğer tüm toplulukların özgür ve eşit yurttaşlar olarak sahip olduğu haklar demokratik temelde güvence altına alınmalıdır. Türkiye’de bu ihlallere karşı sesini yükseltenleri düşmanlaştırmaya çalışanlar, başta cumhurbaşkanı olmak üzere, mezhepçi nefreti körükleyenler derhal durdurulmalıdır. Sürecin aktörlerini, tüm yetkilileri ve uluslararası toplumu, Suriye’deki hak ihlallerine sessiz kalmayıp acil müdahalede bulunmaya, insani yardım süreçlerini hızlandırmaya ve toplumsal barışı tesis etmek için etkin adımlar atmaya davet ediyoruz. Etnik, dini veya mezhepsel kökeni ne olursa olsun tüm halkların eşit, bir arada ve barış içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye ve Orta Doğu için mücadelemizi sürdüreceğiz.