Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu. Ağar, “Makul ölçülerde bir ücret belirlendiğinde bu ücrette varız. Ancak öngörülen enflasyon ile gerçekleşen enflasyon arasında büyük bir fark varsa, buna katılmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Yeni asgari ücret rakamlarıyla ilgili süreç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde başladı. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen bu ilk toplantı, saat 16.00’da başladı ve yaklaşık bir saat sürdü.
Toplantının ardından konuşan Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu olarak Çalışma Bakanlığı’nın daveti üzerine bir araya geldiklerini belirterek, “Görüşlerimizi burada dile getirdik” dedi.
İkinci Toplantı Tarihi Belirlendi
Ağar, ikinci toplantının tarihini de duyurarak, “16 Aralık’ta tekrar burada toplanacağız. Bugün herhangi bir ücret talep edilmedi ve herhangi bir ücret önerilmedi. Her yıl asgari ücreti görüşürken sürekli olarak şerh koyuyoruz. Açıklanan asgari ücreti kabul etmiyoruz, çünkü bu ücretler yetersiz” şeklinde konuştu.
Ağar, geçmiş yıllarda bu hükümet döneminde toplam 26 defa asgari ücret görüşmesi yapıldığını, bunlardan 18’inde muhalefet ettiklerini, 6’sında ise oy birliğiyle imzaladıklarını belirtti. “Bu sene inşallah üçüncüsü olur ve işveren de muhalefet etmez. Temennimiz oy birliğiyle karar verilmesidir” dedi.
Asgari Ücretin Alım Gücü Düşüyor
Ağar, hükümetin işçiyle birlikte hareket etmesi durumunda asgari ücretin geçim standardını sağlayan bir düzeye ulaşmasının mümkün olacağını vurguladı. “2016 yılında asgari ücretle 10 tane çeyrek altın alırken, bugün bu sayı 3,3’e düşmüş durumda. Yani 7 çeyrek altın kaybolmuş” diyen Ağar, bunun nedeninin her şeyin pahalanması ve ücretlerin yerinde sayması olduğunu ifade etti. “Bu dönemde asgari ücretin dikkatlice tespit edilmesi gerekiyor. İnsanlar ev kirasını, mutfak masraflarını karşılayabilmeli” şeklinde konuştu.
Makul Ücret Talepleri
Ağar, asgari ücretle çalışan yaklaşık 8 milyon işçinin olduğunu ve bu işçilerin ailelerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti. “Makul ölçülerde bir ücret belirlendiğinde bu ücrette varız. Aksi halde öngörülen enflasyonla gerçekleşen enflasyon arasında büyük bir fark varsa, buna katılmıyoruz” dedi. “İnsanların yüzünün güleceği bir ücretin tespit edilmesini bekliyoruz” diyerek, marketlerde alışveriş yapmanın zorlaştığını vurguladı. “Bir asgari ücretin günlük yevmiyesi 667 lira, bununla bir kilo et bile alamıyorsunuz” ifadelerine yer verdi.
İkinci Toplantıda Beklentiler
Ağar, 16 Aralık’ta yapılacak ikinci toplantıda işveren tarafından bir teklif gelmesi durumunda tavır alacaklarını belirtti. “Gereken neyse fikrimizi söyleriz. Temennimiz asgari ücretin oy birliğiyle tespit edilmesidir” dedi.
Rakam Verme Konusunda Dikkatli Olmalıyız
Ağar, asgari ücrette işçi tarafının belirli bir rakam üzerinde durmadığını, “Para talep ediyoruz. Rakam vermeye gerek yok. Yaşantımız ortada. İnsanların geçim şartları da ortada. Rakamı para verenler söyleyecek. Rakam söylemek en kolayı ama elimizi zayıflatır diye rakam söylemiyoruz” şeklinde konuştu.
İkinci toplantıda da rakamla masaya oturmayacaklarını belirten Ağar, “İkinci toplantıda da biz rakamı işveren tarafından bekliyoruz. İşveren veya hükümetten bir rakam gelmesini bekliyoruz. Rakamı söylesinler, biz de ona göre olumlu veya olumsuz görüşlerimizi sunarız” değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyon ve Ücret İlişkisi
Ağar, asgari ücretin enflasyonu etkilediğine dair sorulara da yanıt verdi. “Hiçbir zaman işçiye veya memura ücret ödemekle enflasyon yükselmez. Bu nedenle bunu iyi düşünmek gerekiyor. Temennimiz oy birliğiyle asgari ücretin belirlenmesidir. Eğer oy birliği sağlanmazsa, hükümet işçiyle birlikte olmalıdır. İşveren de bu sürece katkı sağlamalı ve birlikte oy birliğiyle imzalamış olmalıyız” şeklinde konuştu.