(ANKARA) – Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, 2025 yılı asgari ücreti için sendikanın beklentisini açıkladı. Atalay, asgari ücretin 29 bin 583 lira olarak belirlenmesini istediklerini vurgulayarak, bu rakamın altında bir karara imza atmayacaklarını belirtti. “Bunu verirlerse imza atarız. Vermezlerse, imza atmayız ve orada olmayız” ifadelerini kullandı.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun üçüncü toplantısında işçi ve işveren taraflarından yeni asgari ücrete ilişkin bir teklif gelmemesi üzerine Türk-İş, Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla işçi kesiminin önerisini açıkladı. Basın toplantısına Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer alan komisyon üyeleri katıldı.
Atalay, “19 gündür asgari ücretle ilgili süren serüveni birlikte yaşıyoruz” diyerek, asgari ücretli işçiler için önerilerinin yüzde 45 enflasyon üzerine ek bir refah payı ile zam yapılması olduğunu belirtti. Yüzde 20 refah payı ile 29 bin 583 TL olmasını istediklerini ifade eden Atalay, “Bunu verirlerse imza atarız. Vermezlerse, imza atmayız, orada olmayız” diye ekledi.
Atalay, asgari ücretin geçmişte belirleme ücreti olduğunu, ancak şu anda geçim ücreti haline geldiğini vurgulayarak, “Bu dönemde, geçen dönemde sağımızda, solumuzda oturan dört asgari ücretli arkadaşımız var. Sağdaki kardeşimiz taşeron karayolları işçisi, solumdaki gazeteci, onun yanında aşçı ve kuaför de asgari ücretli” dedi. Bu süreç zarfında asgari ücret görüşmelerinin başlamasından bir hafta önce bu arkadaşların yönetim tarafından tespit edildiğini belirtti.
Antidemokratik Bir Asgari Ücret Yapısı
Atalay, kamuoyunda kendileriyle ilgili bir an önce rakam açıklanması yönünde talepler olduğunu belirterek, “Ayın başında başladığı zaman komisyon bir rakam açıklardı. Bir daha ne biz gündem olurduk, ne de problem olurdu, mesele hallolurdu” dedi. Kamuoyunda ‘TÜRK-İŞ neden açıklamıyor?’ sorusunun öne çıktığını ifade eden Atalay, “Açıklaması gereken birinci öncelik işverende, ne verecek onu söylemesi gerekiyor” ifadesini kullandı.
Hükümetin bu işin başında olduğunu belirten Atalay, “Antidemokratik bir asgari ücret yapısı var. Yüksek Hakem Kurulu da aynı. 12 Eylül’den kalan bir yapı. Bu yapı da kanun gereği en çok üyesi olan işçi sendikası burada temsil ediliyor” dedi. İmkan olsa da diğer sendikaların da sürece dahil olmasını istediklerini vurguladı.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer alan komisyon üyesi asgari ücretli gazeteci Sezer Özseven, “Üç haftadır Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda masada rakamların olmasını bekliyoruz ama masada kurabiyeler var, çaylar var, sular var. Bir türlü rakam masaya gelmedi” diyerek, yaşanabilir bir ücret talep ettiklerini belirtti.
Atalay, “Ülkedeki kira artışı, doğalgaz artışı, sebze, meyve fiyatları ve eğitim giderleri ortada. Şu anda asgari ücret, 11 bin lira düzeyine düştü. Bir sene önce asgari ücret belirlendiğinde 17 bin lira alım gücü vardı, şu anda bu rakam 11 bin lira civarında. Bu nedenle asgari ücret, artık bir geçim ücreti haline geldi” şeklinde konuştu.
Son olarak, Atalay, “Biz bugün bu meselenin biteceğini umut ediyorduk. Zaman zaman öğretim üyeleri dahil televizyonlarda bizi sıkıntıya sokan, itibarsızlaştıran açıklamalar yapmaya devam ediyor” sözleriyle, asgari ücretin belirlenmesi sürecinin önemine dikkat çekti.