Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Trump’ın Uluslararası Yardım Kesintisinin Suriye’deki Etkileri

    Trump’ın uluslararası yardım kesintisinin Suriye üzerindeki etkilerini keşfedin. Bu kesintilerin insani yardım, ekonomik durum ve bölgedeki istikrar üzerindeki sonuçlarını analiz eden kapsamlı bir inceleme.

    Trump'ın uluslararası yardım kesintisinin Suriye üzerindeki etkilerini keşfedin. Bu kesintilerin

    ABD Başkanı Donald Trump’ın Uluslararası Yardımları Kesmesinin Etkileri

    ABD Başkanı Donald Trump’ın uluslararası yardımları kesme kararı, dünya genelinde birçok ülkede derin etkiler yaratıyor. Bu belirsizlikten en çok etkilenen yerlerden biri, yıllardır süren çatışmaların ardından çok sayıda tutuklu ve aileyi barındıran Suriye. Suriye’nin kuzeydoğusundaki El Hol kampı, uzaktan bakıldığında bir çadır kenti andırıyor. 2019 yılında IŞİD’in yenilmesinin ardından, örgüt mensuplarının ailelerinden oluşan yaklaşık 40 bin kişi buraya yerleştirildi. Kamptaki nüfusun büyük çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.

    El Hol, o kadar geniş bir alana yayılmış ki, içinde bir pazar ve kadın doğum ünitesine sahip bir klinik bile bulunuyor. Iraklı ve Suriyeli Kürt yetkililer, bu kampın IŞİD’in yeniden güçlenmesine zemin hazırlamasından endişe duyuyor. Suriye’deki Kürt kontrolündeki bölgelerde, aralarında yabancıların da bulunduğu yaklaşık 4.500 IŞİD üyesinin var olduğu düşünülüyor. Trump’ın yardım kesme kararı, hem kamplardaki hem de cezaevlerindeki kişilerin beslenmesini ve güvenliğini sağlamayı zorlaştırabilir.

    ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 24 Ocak’ta yaptığı kesinti duyurusu, El Hol’da kısa süreli bir kaosa yol açtı. Ancak, operasyonlar kısa süre içinde normale döndü. El Hol kampının yöneticisi Jihan Hana, 40’lı yaşlarında bir kadın olarak, kamptakileri beslemek için sivil toplum kuruluşları (STK) üzerinden yapılan bağışlara ihtiyaç duyduklarını belirtiyor. Hana, bazı bağışların yüzde 70’inin ABD tarafından finanse edildiğini ifade ediyor:

    • “Bugün öğlen 2’ye kadar ekmek bile alamadık.”
    • “Kamptaki Iraklıların ülkelerine dönüşünü koordine eden bir STK, güvenlik görevlilerine ödeme yapamadığı için faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı.”

    Bu STK’nın tüm sivil çalışanlarını evlerine göndermesi nedeniyle 500 Iraklının ülkelerine dönüşü gecikti. Kamptaki yardım ve desteklerin azalması, El Hol için ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Kamptaki güvenliği sağlayan gardiyanların maaşları, yabancı bağışlara bağlı. Güvenlik sorunları nedeniyle kampa girebilmek için yalnızca silahlı görevlilerle giriş yapılmasına izin veriliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, El Hol hakkında doğrudan bir açıklama yapmaktan kaçınsa da, “Ulusal güvenliğimiz ilk önceliğimiz ve öyle olmaya devam edecek. Şu anda uluslararası yardımları, Önce Amerika gündemimizle uyumlu bir şekilde yapıldıklarından emin olmak için incelemeye aldık.” ifadelerine yer veriyor.

    Kampların İç Yapısı

    İlk olarak Irak ve Suriyeliler için kurulan kampı ziyaret ettik. Burada erkekler, kadınlar ve çocuklar kalıyor; ayrıca çok sayıda çocuk kampta doğmuş durumda. Kampın önemini artıran bir diğer unsur, içindeki pek çok kişinin evlerine dönmekten korkması. 19 yaşındaki Iraklı Maria, yalnızca gözlerini açıkta bırakan bir kara çarşaf giymiş. Kampa 12 yaşında getirildiğini söyleyen Maria, “Babam tutuklu ama nerede tutulduğunu bilmiyorum,” diyor. Eve dönmek isteyip istemediği sorulduğunda ise kafasını sallayarak gözleri doluyor:

    • “İntikam almalarından korkuyorum.”

    IŞİD, Suriye ve Irak’ta kontrolü altına aldığı bölgelerde çok sayıda toplum liderini öldürdü. Şimdi ise IŞİD üyelerinin aileleri, bu toplulukların kendilerinden intikam alabileceğinden veya kendi hükümetleri tarafından hapsedilebileceğinden endişe ediyor. Geçtiğimiz hafta yetkililer, kamptaki 16 bin Suriyeliye evlerine dönme imkanı sundu. Bazı kişiler bu fırsatı değerlendirse de, Hama kentinden Ebu İbrahim gibi birçok kişi bu durumdan korkarak burada kalmayı tercih ediyor:

    • “Güvende hissetmediğim için burada kalmaya devam etmeyi tercih ediyorum.”

    IŞİD’in uyuyan hücrelerinin kampta aktif olduğuna dair endişeler var. Kamptaki birçok sakin, konuşmaları durumunda olumsuz sonuçlarla karşılaşacaklarından korkuyor. Bazıları hala IŞİD ideolojisine inanıyor. Kamptakilerin oradan kaçma ihtimali de büyük bir endişe kaynağı. Kampın yabancı bölümünde ise, eski Sovyet ülkelerinden Amerika’ya kadar 40 farklı ülkeden aileler bulunuyor. Kamp yöneticisi Jihan Hana, bu bölümde kalanların IŞİD’in en kararlı destekçileri olduğunu ifade ediyor. Buraya girebilmek için zırhlı araçlar ve yüksek güvenlik önlemleri gerekiyor.

    Kürt güvenlik yetkilisi Diana, burada bize rehberlik ederken kadın ve çocuklara özel bir bölüm ayrıldığını anlatıyor:

    • “Çok örgütlüler. Kendi gizli polisleri ve gizli mahkemeleri var. Kendi koydukları kuralları çiğneyenleri cezalandırıyorlar.”
    • “13 yaşını geçen erkek çocukları ailelerinden alıp radikalizmden uzaklaştırma programlarına tabi tutuyoruz.”

    Kamptaki bu politika, insan hakları örgütleri tarafından eleştirilse de, Jihan Hana bunun güvenlik için gerekli olduğunu savunuyor:

    • “Oğlanlar ciddi problemlere yol açabiliyor. Kampın bazı bölümlerinde ateş yakıp, içeri giren herkese saldırdıkları isyanlar çıkardılar.”

    Tacikistan’dan gelen bir kadınla söyleşi yaparken çocuklar etrafımızı sarmış durumda. Onlarla etkileşime girmek için çak yapmaya veya ellerini sıkmaya çalışıyorum, fakat çocuklar tükürük, tekme ve taşlarla yanıt veriyorlar. Kürtlerin liderlik ettiği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) komutanı Mazlum Abdi, BBC’ye verdiği demeçte, Türkiye destekli İslamcı milislerin Kürtlere yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığı Suriye’nin kuzeyindeki çatışmalar nedeniyle kaynaklarının daha da kıtlaştığını belirtiyor. Abdi, Türkiye’nin [Suruç’un güneyinde bulunan ve SDG’nin kontrolünde olan] Kobani’ye saldırmayı amaçladığını iddia ediyor:

    • “Çatışmalar devam ederse muhtemelen cepheye takviye yapmamız gerekecek. Bu da bir güvenlik boşluğu yaratacak. IŞİD’in uyuyan hücreleri bu boşluğu kullanıp, aile üyelerini ve militanlarını serbest bırakmak için kamplara ve cezaevlerine saldırabilir.”

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, hem IŞİD ile mücadele hem de mevcut cezaevleri ve kampların gözetimi konusunda Ankara’nın rol üstlenmeye hazır olduğunu belirtmişti. Bu kapsamda, Şam’daki yeni yönetimin de devreye girebileceğini kaydeden Bakan Fidan, Esad’ı devirerek iktidara gelen Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütünün geçmişte IŞİD ile mücadele ettiğini hatırlatmıştı.