(ANKARA) –
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Gezi Parkı Davası’nda yargılananlara destek vereceklerini ifade ederken, “Arkadaşlarımız serbest bırakılana, Gezi’de yaşanan acıların bütün sorumluları yargı önüne çıkartılana kadar adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz. Karanlık gidecek, Gezi kalacak.” şeklinde konuştu. TMMOB tarafından Gezi Parkı Davası’nda yargılananlara destek amacıyla Sakarya Caddesi’nde düzenlenen basın açıklamasında Koramaz, Gezi Parkı’nın savunucusu olan arkadaşlarının tam 1000 gün önce cezaevine konulduğunu ve kendilerinin de bu süre zarfında adalet arayışında olduklarını belirtti.
Koramaz, şu ifadeleri kullandı: “Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, örgütlü olduğumuz her yerde adalet nöbetleri tutuyoruz. Hukukun evrensel ilkeleri hiçe sayılarak arkadaşlarımız 1000 gün önce aramızdan alındı. Bugün, aynı zamanda, sevgili Hrant’ın alçakça katledilişinin 18. yılı. Bizler Gezi için adalet istiyoruz. Hrant için adalet istiyoruz. Türkiye’de siyasallaşmış hukukla cezaevlerinde tutulan tüm yurttaşlarımız için adalet talep ediyoruz. Şehir Plancıları Odamızın Onur Kurulu üyesi Tayfun Kahraman’ın ve halen cezaevinde tutuklu bulunan milletvekilimiz Can Atalay’ın şahsında tüm Gezi tutuklularına selamlarımızı iletiyoruz, dayanışma dileklerimizi sunuyoruz.”
Koramaz, arkadaşlarının 1000 gündür cezaevinde tutulduğunu hatırlatarak, “Ne için? Anayasanın 135. maddesinin TMMOB’ye verdiği görev ve sorumluluklarını yerine getirdikleri için. Taksim Meydanı’nda mahkeme kararlarına ve imar planlarına aykırı bir şekilde başlatılan inşaat çalışmalarına karşı çıktıkları için. Gezi Parkı’nı sahiplenmeleri nedeniyle. Bu konularda raporlar hazırlayıp kamuoyunu bilgilendirdikleri için, konuyu yargıya taşıdıkları için. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca insanın katıldığı Gezi direnişinin bir parçası oldukları için. Bu ülkenin hepimizin olduğu için, çağdaş yaşam biçimlerine sahip çıktıkları için. Kamusal varlıklarımızın bir avuç rantçı tarafından talan edilmesine karşı durdukları için. Temsil ettikleri bilim ve tekniği sömürgenlerin değil, ülke halkının hizmetine sundukları için.”
Gezi direnişinden sonra açılan birçok davada, Taksim Dayanışması üyeleri, Beşiktaş taraftar grubu ve pek çok kişinin yargılandığını belirten Koramaz, “Bir tek yargılanmayanlar kimler biliyor musunuz? Yasayı ve Anayasa’yı tanımayanlar, hukuksuz bir şekilde Taksim Meydanı’nı yapılaşmaya açmaya çalışanlar. Cumhuriyetin bizlere bıraktığı en önemli miraslardan biri olan Gezi Parkı’nı Topçu Kışlası yapmak isteyenler. Gece yarısı çadırları ateşe verenler, gaz bombalarıyla binlerce arkadaşımızı yaralayan ve sakat bırakanlar.” dedi.
“Siyasi iktidarın Gezi’ye olan nefreti, Gezi direnişine olan öfkesi asla dinmedi”
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, “Arkadaşlarımız serbest bırakılana, Gezi’de yaratılan acıların tüm sorumluları yargı önüne çıkartılana kadar adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz. Arkadaşlarımıza ve Gezi’ye sahip çıkacağız. Gezi direnişinin üzerinden 12 yıl geçti ama siyasi iktidarın Gezi’ye karşı beslediği nefret ve Gezi direnişine yönelik öfke asla dinmedi. İktidar, tüm olanaklarını kullanarak, her türlü yalan ve iftirayla Gezi’yi itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bizler bu ülkenin mühendisleri ve mimarları olarak, Gezi’de yaratılan değerlere sahip çıkacağız. Zannetmesinler ki bizi baskı ve zorbalıkla susturabilirler. Karanlık gidecek, Gezi kalacak.” şeklinde konuştu.
“Arkadaşlarımız mesleklerini halkın faydasını gözeterek yerine getirdikleri için tutsak edilmiştir”
TMMOB üyesi Sami Gökoğlu da şunları belirtti: “Ülkemizin aydınlık geleceğini, mesleklerimizi, arkadaşlarımızı ve Gezi’yi savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Tam olarak 1000 gün oldu. Arkadaşlarımız, meslektaşlarımız bizden alındı, 1000 gündür onlara kavuşacağımız günü bekliyoruz. Bitmeyen adalet utancıyla yüzleşiyoruz. Aralarında Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu üyesi Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay’ın bulunduğu arkadaşlarımız 1000 gündür cezaevinde tutuluyor. Uydurma delillerle, kurgulanmış bir iddianameyle yürütülen yargı süreci, siyasi iktidarın hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının en somut göstergesi olarak tarihe geçmiştir.”
“Bizler çok iyi biliyoruz ki arkadaşlarımız bir suç işledikleri için değil, siyasi iktidarın hesaplaşmaktan ve yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak tutsak edilmiştir. Arkadaşlarımız, mesleklerini halkın faydasını gözeterek yerine getirdikleri için tutsak edilmiştir. Gezi direnişi beşli çetelere verilen ihalelerin, derelerimizi, ormanlarımızı, kıyılarımızı sermayeye satanların karşısında; emeğin, emekçilerinin, gençlerin, emeklilerin, kadınların yani tüm halk kesimlerinin sesi olmuştur.”
“Bilimin ve tekniğin yol göstericiliğinde toplumu aydınlatmak suç değildir”
Gökoğlu, Gezi direnişi ve bu direnişin bir parçası olan herkesin tarih karşısında ve toplum vicdanında tertemiz olduğunu vurgulayarak, “Siyasi iktidarın asıl cezalandırmak istediği, Gezi direnişi olduğu kadar, parkına, şehrine, doğasına, tarihine sahip çıkan, bilgisini halktan yana kullanan kamucu mühendis, mimar ve şehir plancılarının mücadelesidir. TMMOB ve bağlı odalarının onurlu mücadele geleneğidir. Buradan bir kez daha sesleniyoruz; hukuk ve yargı organlarını siyasal çıkarlarınız doğrultusunda kullanmaktan vazgeçin. Doğamıza, tarihimize, yaşamamıza sahip çıkmak suç değildir. Mesleki sorumluluğumuz gereği bilimin ve tekniğin yol göstericiliğinde toplumu aydınlatmak suç değildir.” dedi.