Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Tevhid ve Nübüvvet Sempozyumu Düzenlendi

    Tevhid ve Nübüvvet Sempozyumu, dinin temellerini ve peygamberliğin önemini tartışmak üzere bir araya gelen düşünürler ve akademisyenlerle gerçekleştirildi. Katılımcılar, inanç ve bilgi ışığında derinlemesine analizler yaptılar.

    Tevhid ve Nübüvvet Sempozyumu, dinin temellerini ve peygamberliğin önemini tartışmak

    Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma ve Yaşatma Vakfı ile Marmara Üniversitesi İslam Düşüncesi Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliğiyle gerçekleştirilen “Tevhid ve Nübüvvet Sempozyumu”, Büyük Çamlıca Camisi’ndeki Konferans Salonu’nda yapıldı. Sempozyum, hafız Murat Taştekin’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

    Tevhide dayalı İslam inancı ve metafiziğinin evrenselliği ile kuşatıcılığı konuları, tarihsel derinlik ve güncel perspektifler üzerinden ele alındı. Sempozyumun açılışında konuşan İslam Düşüncesi Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ömer Türker, “Evrensellik ve Yerellik Açısından Tevhid-Nübüvvet İlişkisi” başlığı altında önemli değerlendirmelerde bulundu.

    Prof. Dr. Türker, son 50-60 yılda dünyada meydana gelen olayların ve modern dönemin ortaya çıkardığı neticelerin yalnızca Müslümanlar ya da diğer din mensuplarıyla sınırlı olmadığını, bunun yerine tüm insanlığa yayılan bir kriz yaşandığını ifade etti. Hayatın birçok alanına yayılmış olan bu krizin iki temel alanda özetlenebileceğini belirtti:

    • Ahlaki Kriz: Türker, modern dünyada ahlaki tefekkürün nasıl şekilleneceği konusunda büyük bir kriz yaşandığını vurguladı. Batı düşüncesi ve medeniyetini de içine alan geniş bir ahlaki krizin var olduğunu dile getirdi. Ahlakın zemininde geçmişte metafizik ve kelamın bulunduğunu, modern Batı düşüncesinin bu alanları ahlakın altından çekerek bilgi teorisini yerleştirdiğini belirtti.
    • Metafizik Kriz: İkinci büyük kriz ise insanın Allah’a, varlığa ve ahirete bakış açısının bilimsel söylemler içinde yer bulamamasıydı. Türker, modern dönemde bilimselliğin kaybedildiğini ve bu durumun insanın metafizik düşüncelerinin zayıflamasına yol açtığını ifade etti.

    Ötekisizlik Metafiziği Üzerine Konuşmalar

    Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma ve Yaşatma Vakfı Başkanı Ahmet Özhan ise “Ötekisizlik Metafiziği” başlıklı konuşmasında, vahdet ve tevhid şuuruna ermenin önemine dikkat çekti. İman sahibi olmanın tek mesele olduğunu vurgulayan Özhan, İslam coğrafyasında yaşanan olumsuzluklara değinerek, “İslam coğrafyasındaki fecaate bakar mısınız? Burada muhataba kabahat bulmaktansa, ‘Ben niye buna maruz kaldım?’ diye düşünmek gerekmez mi?” şeklinde ifadeler kullandı.

    Özhan, konuşmasına şöyle devam etti: “Tevhid ve nübüvvet. Bu hakikat o kadar açık ve net ki, tevhid birlik demektir. Bunu bireysel, sosyolojik ve ontolojik boyutlarda ele alabiliriz. Bugün bireyler arasında ne kadar biriz, ne kadar dostuz, ne kadar birbirimize tolerans gösterebiliyoruz? Eğer bireylerde bu kadar kopukluk varsa, toplumda homojenlik aramak boşuna olur. Ontolojik olarak varlığın tekil tümelliğini yeterince algılayamazsak, ötekisizliği de kavrayamayız.”

    Özhan, varlığın izafi ve göreceli olduğunu kaydederek, “Bu gerçeği kavradığımızda, kavgalar, kıskançlıklar, hasetler ve savaşlar son bulur. Asıl düşman kendimizdir. Bunu kavrayabilmemiz için bu meselelere ciddi bir şekilde eğilmeliyiz. Ötekisizliğin metafizik boyutunu anlamadan, hayalden ibaret olduğumuzu idrak etmeden ilerleyemeyiz. Bu, basit ama derin bir gerçektir. Gerçek olan, Cenabıhakk’ın azamet sıfatının açığa çıkışıdır. İşte bu sempozyumun amacı, bu derinlikleri kavrayabilmektir.” dedi.

    Açılış konuşmalarının ardından, sempozyumda “İslam Medeniyet Birikimi İnsanlık İçin Ne İfade Eder?” ve “Nübüvvetin Mistik Yöntem ve Bilgiyle İlişkisi” başlıklı oturumlar gerçekleştirildi. Oturumlarla devam eden sempozyum, saat 19.00’da Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma ve Yaşatma Vakfı İcra Heyeti tarafından, Mustafa Hakan Alvan’ın şefliğinde “Tevhid Etsin Dilimiz” başlıklı bir tasavvuf musikisi konseri ile sona erecektir.