TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, en düşük emekli aylığının 14 bin 469 liraya yükseltilmesine dair düzenlemenin de yer aldığı torba kanun teklifinin görüşmeleri devam ediyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, emeklilere yapılan muameleyi eleştirerek, emekli maaşlarının asgari ücret seviyesine çekilmesi gerektiğini savundu. Gürer, “Emeklilere reva görülen aylık ücret, büyük şehirlerdeki kira bedellerini karşılamaktan uzak. Önerilen artış, yalnızca bir kilo pirzola fiyatına eşdeğer. Ayrıca, memur emeklileri de önemli hak kayıplarıyla karşı karşıya. Emeklilere kesinlikle asgari ücret seviyesinde bir maaş verilmesi zorunludur” dedi.
Emekli Haklarının Gaspı
Komisyon toplantısında söz alan Gürer, şunları ekledi: “Adalet ve Kalkınma Partisi, emekli haklarını gasp etmeyi hedefleyen bir politika izliyor. 2000 öncesi, 2002-2008 arası ve 2008 sonrası emekli maaş uygulamaları var. 2008 yılında iktidarın getirdiği aylık bağlama oranı kat sayısı, yüzde 70’ten yüzde 35’e düşürülerek önemli bir maaş daraltması yaşandı. Bu durum, emeklilerin maaşlarının düşmesine sebep oldu. Son yıllarda enflasyon karşısında emekliler adeta yoksulluğa sürüklendi. Açlık sınırının altında maaş almaya mahkûm edildiler. Emeklilere sunulan maaş, büyük şehirlerdeki yaşam koşullarına uygun değil. Verileceği belirtilen artış, bir kilo pirzola parası kadar. Taban ücret, ayrı bir sorun haline geldi. Memur emeklileri de ciddi hak kayıpları yaşıyor. İntibak düzenlemesi, ilaç katkı paylarının kaldırılması ve evi olmayan emeklilere kira yardımı yapılması beklenirken, emekli maaşları yetersiz seviyeye çekildi. Asgari ücret seviyesinde bir emekli maaşı verilmesi şarttır.”
Yetersiz Artışlar ve Emeklilerin Durumu
Komisyonda yapılan düzenlemenin 16 milyon civarında emekliyi ilgilendirdiğini belirten DEM Parti Milletvekili Gülcan Sayyiğit, emekli aylıklarının yoksulluk sınırı göz önünde bulundurularak 35 bin liraya çıkarılmasını talep etti. Sayyiğit, “TÜİK’in bağımsızlığı hakkında her zaman konuşuyoruz. Ancak, her gün artan zamlar ve hayat pahalılığı karşısında, şu an bahsedilen miktarı kabul etmemiz mümkün değil. Emekliler, aileleriyle birlikte, enflasyon ve hayat pahalılığı altında eziliyor. Cumhurbaşkanı, 2024 yılını emekliler yılı olarak ilan etmesine rağmen, biz bunu emeklilerin canına okuma yılı olarak değerlendiriyoruz. Çünkü 2024 yılında yine emekliler, mevcut politikalar nedeniyle ciddi bir yoksulluk ve sefalete mahkûm edilecek. Milyonlarca emekli, açlık sınırının çok altında bir maaşla yaşamaya zorlanmaktadır. Bu nedenle, emeklilerin mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesi gerekmektedir. En düşük emekli aylığının, insan onuruna aykırı olmayacak bir seviyede belirlenmesi amacıyla, sendikalar tarafından açıklanan en yüksek yoksulluk sınırının yarısına denk gelecek şekilde yeniden düzenlenerek, 35 bin TL’ye çıkarılması ve sonraki dönemlerde yılda dört kez güncellenmesi gereklidir” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu ve Emeklilerin Geleceği
Türkiye Emekliler Derneği Genel Başkanı Kazım Ergün, emeklilik sisteminin değiştiğine dikkat çekerek şunları ifade etti: “Sistem değiştiği için, günümüzde toplumun büyük bir kesimi asgari ücretle çalışıyor. Bu nedenle, daha önce 25 yıl çalışmış bir kişi yüzde 75 ile emekli olurken, şimdi bu oran yüzde 35’lere düşmüştür. Kök maaş denilen bir kavram ortaya çıkıyor. Biz yarın bu dünyada olmayacağız. Kök maaş meselesi ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun tespitlerinin güvenilirliği sorgulanıyor. Bu kurum devam ettiği sürece, emekliler, işçiler ve memurlar her kesim sıkıntı yaşayacaktır. Hangi ölçütlere göre, memur emeklisine yüzde 11,54, işçi ve Bağkur emeklisinin maaşına ise 15,77 belirlediler? Sahadan aldığımız bilgiye göre, işçiyi, memuru ve Bağkur emeklisini lütfen ayırmayın. İmkan varsa, emeklilere mutlaka seyyanen bir zam yapılması gerekiyor.”
Çağdaş Bir Emeklilik Sistemi Talebi
Tüm Emekli Derneği Genel Başkanı Satılmış Çalışkan, emeklilerin huzursuz olduğunu vurgulayarak çağdaş bir emeklilik sistemi kurulmasını talep etti. Çalışkan, “Yüzde 80’imiz açlık sınırının altında maaş almakta. 2008 öncesi emekli olanların tamamı açlık sınırının altında yaşamaktadır. Hizmetleri çok düşük olduğu için bu durumu sürekli gündeme getiriyoruz. 25 yıl çalışmış ve 9 bin günün üzerinde hizmeti olan emeklilerimizin durumu oldukça kötü; aldıkları maaş 20 bin lira. Bu sistemde büyük bir adaletsizlik yaşanıyor. TÜFE sistemine geçiş sonrası emeklilerin kaybı yüzde 200’dür. Biz daha önce de çeşitli toplantılarda ve ilgili makamlara ilettik. Talebimiz, emeklilere seyyanen 10 bin lira zam verilmesidir. Senelerdir katkı payı almadık. Bu nedenle, 7-8 bin lira olan kök maaşı 10 bin lira yaparsak asgari ücrete denk gelecektir. Artışlarımızı ve haklarımızı TÜİK’ten değil, TBMM’den talep ediyoruz. Bu nedenle, emeklilerin durumunu düzeltmek için 5510 sayılı kanunun tekrar ele alınarak, çağdaş bir emeklilik sistemi kurulmasını talep ediyoruz.”