Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Suriyeli Muhaliflerin Devrimi ve İnsanlık Suçları

    Suriyeli muhaliflerin devrimi, özgürlük arayışı ve insanlık suçlarıyla dolu bir süreçtir. Bu içerikte, savaşın getirdiği acılar, ihlaller ve uluslararası toplumun rolü ele alınmaktadır.

    Suriyeli muhaliflerin devrimi, özgürlük arayışı ve insanlık suçlarıyla dolu bir

    Suriyeli muhaliflerin devrimi, dünyada yankı uyandıran bir olay olarak tarihe geçmiştir. 8 Aralık’ta özgürleşen Suriye, bu zamana kadar büyük insanlık suçlarına, kana, gözyaşına ve zulme sahne olmuştur. 2011 yılında başlayan iç savaşla birlikte, işkence ve infazlara dair fotoğrafların sızdırılması, Suriye’de yaşanan zulmü en net şekilde gözler önüne sermiştir.

    Suriyeli Muhaliflerin Devrimi ve İnsanlık Suçları

    Esad rejiminin işkence ve cinayetlerini belgeleyen 55 bin fotoğrafı dünyaya duyuran ‘Sezar’ kod adlı askeri fotoğrafçı Ferid el-Mezhan, ilk kez Al Jazeera’nin belgeselinde yüzü ve adıyla ortaya çıkmıştır.

    Suriyeli Muhaliflerin Devrimi ve İnsanlık Suçları

    “İlk Günlerde 10-15 Kişiyi Çekiyordum”

    Al Jazeera’da yayınlanan Lil-Kıssa Bakıyye (Hikayenin Geri Kalanı) adlı programa katılan Mezhan, Esad rejiminin hapishanelerindeki zulmü ve bu zulmü tüm dünyaya duyurma çabasını anlattı. ‘Sezar’ lakaplı Mezhan, verdiği röportajda, “Günlük olarak öldürülen 10 ila 15 kişinin fotoğrafını çektiğimi, daha sonra bu sayının giderek artarak 50’yi aştığını” ifade etti.

    Suriyeli Muhaliflerin Devrimi ve İnsanlık Suçları

    Delilleri ve verileri bir araya getirme sürecini anlatan Mezhan, devrimden önceki görevini, askerlerin karıştığı ölümcül kazaları fotoğraflamak olarak tanımladı.

    “Emir Yönetimin En Üstünden Geliyordu”

    Mezhan, Suriye devriminin başladığı Dera kentine ait olduğunu belirterek, “Fotoğraflama ve rejimin işlediği suçların belgelenmesi emrinin, öldürme eylemlerinin gerçekten uygulandığını doğrulamak amacıyla yönetimin en üst kademesinden verildiğini” vurguladı. Devrimin patlak vermesiyle, öldürülen tutukluların fotoğraflarının çekilmesinin istendiğini dile getirdi.

    “Güvenlik birimlerinin yöneticileri, tutuklu kurbanların ceset fotoğraflarıyla Esad rejimine mutlak sadakatlerini ifade ediyorlardı. Tutuklanan kurbanların bedenlerinin toplandığı ve fotoğraflarının çekildiği yerler Tişrin Askeri Hastanesi ve Harasta Hastanesi morglarıydı. Mezzeh Askeri Hastanesi’nin otoparkı, ölü sayısı arttıkça cesetlerin fotoğraflanması için morg olarak kullanıldı.”

    İlk olarak Tişrin Hastanesi’nde Dera kentinde öldürülen devrimcilerin fotoğraflarını çektiğini belirtti.

    Suriyeli Muhaliflerin Devrimi ve İnsanlık Suçları

    3 Yıl Boyunca Fotoğrafları Kaçırdı

    Mezhan, “Rejim tarafından binlerce tutuklunun ailesine yönelik sistematik şantaj operasyonları yürütüldüğünü, ancak hiçbir bilgi edinilemediğini” ekleyerek, “İşkencelerle öldürülen insanları fotoğrafladım. Devrimin başından beri firar etme kararım vardı ama mümkün olduğunca çok fotoğraf ve kanıt toplayabilmek için erteledim. Ben güvenlik noktalarında aranma korkusuyla görüntü iletim araçlarını elbiselerimin, bir somun ekmeğin ve vücudumun içine saklıyordum.” dedi.

    Suriyeli Muhaliflerin Devrimi ve İnsanlık Suçları

    Şam’daki iş yeri ile Tel şehrindeki ikametgâhı arasında gidip gelmesini sağlayan resmi bir askeri kimliği ve sahte bir sivil kimliği olduğunu belirten Mezhan, “Şam’daki iş yerimden evime fotoğraf kaçırma süreci neredeyse her gün gerçekleştiriliyordu. Fotoğrafların kaçırılma süreci yaklaşık 3 yıl boyunca neredeyse her gün gerçekleşti.” şeklinde konuştu.

    “Ölüm Nedeni Kalp ve Solunum Durması”

    Yaşlıların, kadınların, gençlerin ve hatta çocukların öldürüldüğünü, tutukluların isimlerinin olmadığını, hapishanede rakamlarla çağırıldığını ifade eden Mezhan, “Öldürüldükten sonra kişilere 3 numara veriliyordu. Bunların ilkinin ceset rakamı, ikincisinin işlemi yapan güvenlik birimi rakamı, üçüncüsünün ise tıbbi kategori rakamı olduğunu” aktardı. “Rejime bağlı doktorlar, öldürülenlerin ölüm nedenini kalp ve solunum durması olarak yazıyordu.”

    Yaşlılar ve gençlerin ahlaksız ve insanlık dışı şekilde gece ve gündüz öldürüldüğünü söyleyen Mezhan, insanlık vahşeti yaşandığını ve insanların bedenleri üzerinde işkence izlerinin görüldüğünü belirterek, “Hangi yönetim kendi halkına böyle bir vahşeti nasıl reva görür?” dedi.

    Suriyeli Muhaliflerin Devrimi ve İnsanlık Suçları

    “Allah’ın ve İnsanlığın Önünde Sorumluydum”

    Akrabalarının ve komşularının öldürüldüğünü ve tutukluların öleceğini bildiğini ifade eden Mezhan, “Allah’ın ve insanlığın önünde sorumluydum ve sorumluluğumu yerine getirmiş olduğumu temenni ediyorum.” sözleriyle duygularını dile getirdi.

    Suriyeli Muhaliflerin Devrimi ve İnsanlık Suçları

    Mezhan ayrıca, “Ürdün üzerinden Katar’a gittiğini ve orada bir hukuk bürosunun, Suriye rejiminin hesap vermesi için gerekli dosyayı hazırladığını” belirtti. Suriye’nin yeni hükümetinden savaş suçlularını yargılamak ve onlardan hesap sormak için ulusal mahkemelerde davalar açmasını umduğunu dile getirdi.

    Mezhan, “ABD hükümetinden Sezar Yasası’nı iptal etmesini ve Suriye halkına yönelik yaptırımları kaldırmasını talep ediyorum.” diyerek sözlerini tamamladı. ABD Başkanı Donald Trump’ın onayıyla 2019’da “Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası” adıyla Esad rejimi yönetimindeki Suriye’ye yaptırımlar uygulanmaya konulmuştu.

    Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)