Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA), Santorini Adası’nda meydana gelen depremlerle ilgili ortak bir ön değerlendirme raporu yayımladı. Bu raporda, Ege Denizi’nde, Santorini Adası ve çevresinde 28 Ocak 2023 tarihinden itibaren artış gösteren deprem sayısının gün itibarıyla 900’ün üzerine çıktığı belirtiliyor.
Raporda, depremlerin en büyüğünün 5.1 büyüklüğünde olduğu ve Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda yoğunlaştığı ifade edildi. Depremlerin derinliklerinin 5 ile 25 kilometre arasında değiştiği vurgulandı. Türkiye’nin kıyılarına en yakın depremin 140 kilometre mesafede meydana geldiği hatırlatıldı. Ayrıca, “Depremler, Santorini Adası’nın 6.5 kilometre kuzeydoğusunda yer alan ve su altı kraterine sahip Kolumbo Volkanı’nın bulunduğu bölgede yoğunlaşmaktadır. Kolumbo Volkanı, Santorini volkanik kompleksinin bir parçası olup, en son 1650 yılında patlamıştır. Santorini volkanik kompleksinin bilinen en son patlaması ise 1950 yılında gerçekleşmiştir.” bilgisi verildi.
“Tsunami Etkileri Ülkemize Kadar Ulaşabilir”
Raporda, Santorini Volkanı ve çevresinin aktif bir volkanik kompleks olduğu ve bilinen en son patlamanın 1950 yılında gerçekleştiği hatırlatıldı. Patlama sonrası meydana gelen tsunaminin Türkiye kıyılarına kadar ulaştığı ifade edildi. Yunanistan kaynaklarından edinilen bilgiler doğrultusunda, ilk incelemelere göre depremlerin tektonik kökenli olduğu belirtilmiş, ancak volkanizma ile tektonizmanın iç içe geçmiş jeolojik olaylar olduğu vurgulanmıştır.
Raporda, “Bir magma odasına bağlı gelişen sismik hareketler olabileceği gibi, tektonik hareketler sonucu da volkanizmanın ortaya çıkabileceği” ifadesine yer verildi. Bu nedenle, son günlerde meydana gelen deprem fırtınalarının iki açıdan dikkatle izlenmesi gerektiği kaydedildi. Devam eden sismik aktivitenin, olası bir volkanik hareketliliğe yol açma ihtimali olduğu belirtildi. 2011-2012 yıllarında benzer bir sismik aktivite yoğunluğunun aynı bölgede 14 ay boyunca yaşandığı ancak herhangi bir volkanik aktiviteye yol açmadığı hatırlatıldı.
Olası bir patlama durumunda, tarihsel kayıtlara göre volkandan çıkan ince taneli volkanik kül malzemesinin havadan rüzgarla taşınabileceği, patlama kolonunun yüksekliği ve çökmesine bağlı olarak gelişebilecek piroklastik akışlar ile patlama veya deprem sonrası meydana gelebilecek tsunami tehlikelerinin etkilerinin Türkiye’ye kadar ulaşabileceği ifade edildi. Bu nedenlerle, Ege Denizi’nde meydana gelen sismik aktivite, deprem, volkanizma ve tsunami tehlikeleri açısından dikkatle takip edilmektedir.
Bölgede Çok Sayıda Aktif Volkan Bulunuyor
Devam eden sismik etkinliğin, Güney Ege Ada Yayı (GEAY) içinde yer aldığı belirtilen raporda, Atina, Santorini, Bodrum hattı boyunca bir yay çizen bu jeolojik ortamda Milos, Santorini ve Nisiros gibi son 10 bin yılda birkaç kez püskürmüş çok sayıda aktif volkanın bulunduğu ifade edildi.
Raporda, “GEAY’ın güneyinde, Ege-Anadolu Levhası ile Afrika Levhası’nın sınırını oluşturan Ege Dalma Batma Zonu (EDBZ) bulunmaktadır. Bu zon boyunca Afrika Levhası, Ege Anadolu Levhası altına yılda 20 milimetre hızla dalmaktadır. Santorini depremleri, Ege levhası içinde sığ derinliklerde meydana gelmekte ve henüz bu deprem aktivitesine daha derin odaklı depremlerin eşlik etmediği anlaşılmaktadır.” ifadesi kullanıldı.
AFAD Deprem Danışma Kurulu, Türk bilim insanları ve araştırmacılar, sismik aktiviteyi farklı yönleriyle takip ettiklerini vurgularken, resmi kurumların açıklamalarının dışında sosyal medyada yer alan spekülatif paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiğini belirtti. Atina Ulusal Gözlemevi Jeodinamik Enstitüsü’ne göre, bir saat içinde 4 ve üzeri büyüklükte yedi sallantı kaydedildi. En güçlü iki deprem ise 4.7 ve 4.8 olarak belirlendi.
Amorgos ile Santorini arasında çok sayıda fay hattı bulunduğundan, bu fayların birbirini etkileyerek harekete geçtiği belirtiliyor. Ancak Yunan uzmanlar, 1956’daki büyük depreme yol açan Amorgos fayının henüz harekete geçmediğini ifade ediyor.
6’dan Büyük Bir Senaryo
Son saatlerde uzmanlar arasında 6 büyüklüğünden büyük bir deprem senaryosu ağırlık kazanmaya başladığı belirtilirken, bazıları bunun bir “deprem öncesi durum” değil, aksine “bir dizi depremle” karşı karşıya olunduğuna inanıyor. Bu durum, 5.5 büyüklüğünde bir depremle aktivitenin rahatlayabileceği anlamına geliyor.