Şam’ın El-Asali Mahallesi’ndeki Yıkım
Suriye’nin başkenti Şam çevresindeki bir dönem işlek olan el-Asali Mahallesi, Beşşar Esed rejiminin ayakta kalan binaları iş makineleriyle yıkarak moloz yığını haline getirmesiyle gözler önüne seriliyor. Başkent Şam’dan birkaç kilometre uzakta, rejimin yıkım faaliyetleri hemen dikkat çekiyor. Diğer bölgelerdeki yıkımın aksine, el-Asali Mahallesi, bir zamanlar çok katlı binaların sıralandığı bir alan olarak biliniyorken, şimdi devasa bir enkaza dönüşmüş durumda.
Mahallede yerle bir edilen yapıların ortasında, tahrip olmuş ancak bütünlüğünü koruyan iki caminin varlığı, çevredeki yıkımın yalnızca savaştan kaynaklanmadığını kanıtlar nitelikte. Rejim, mülk sahiplerinin topraklarına dönmesine izin vermeyerek bölgedeki durumu daha da zorlaştırdı.
Rejim ve Yerinden Edilmeler
Bölge halkının aktardıklarına göre, Esed rejimi, 2017 yılında yaşanan çatışmaların sona ermesinin ardından iç göçle başka yerlere sığınan Suriyelilerin evlerine dönmesine izin vermedi. Suriyeliler, Beşşar Esed’in kardeşi Mahir Esed’e bağlı rejim ordusu 4. Tümen’in bu bölgeden sorumlu olduğunu belirterek, 2022 yılında mahallede kalan tüm yapıların iş makineleriyle yerle bir edildiğini ifade ettiler. Halk, rejimin bölgeyi güvenlik ve askeri bir kampüse dönüştürmeyi planladığını vurguladı.
Yıkımın Ardındaki Sebepler
Huzeyfe ve Ömer Mesud camileri, savaşta hasar görmesine rağmen iş makineleriyle yıkılmayan yapılar olarak günümüzde çevredeki kasıtlı yıkımın delili olarak ayakta duruyor. Suriyeli 62 yaşındaki Muhammed Nezih Hanife, bir zamanlar dört katlı olan evinin ve yakınındaki temizlik maddeleri satan dükkanının şimdi bir moloz yığını haline geldiğini sık sık ziyaret ettiğini belirtiyor.
2000 yılında inşasına başladığı evini 2011 yılında tamamlayan Hanife, evinin girişindeki kapının durduğu yeri, kullandığı mozaik, mermer ve fayansın parçalarını göstererek, evinde su pompası, elektrik hattı ve yapı malzemelerinin izlerini hatırlatıyor. “Buranın bana ait olduğunu, bir zamanlar çilek, incir, nar, zeytin, üzüm, ceviz ve maydanoz yetiştirdiğimi” ifade ediyor.
İnsanların Birlikteliği ve Yıkımın Nedeni
Hanife, bölgedeki insanların din, dil ve mezhep gözetmeksizin bir arada yaşadığını, ancak şimdi herkesin ya sığınmacı, ya zorla yerinden edilmiş ya da toprağın altında olduğunu kaydediyor. Etrafındaki enkaza işaret ederek, yıkımın yalnızca “hınç ve intikamla” yapıldığını vurguladı. 2017’de evine döndüğünde rejimin adamları tarafından tehdit edildiğini anlatan Hanife, rejim komutanının, evinin önündeki varil bombasının açtığı çukura işaret ederek, “Eğer buradan gitmezsen seni buraya gömerim.” şeklinde tehdit ettiğini aktardı.
Evine Dönememenin Acısı
Hanife, AA muhabirine 2011’de rejime karşı barışçıl gösterilerin başladığını, ancak askerlerin binaların tepesinden keskin nişancılarla ateş açtığını, bu süreçte günde 50 kişinin öldüğünü söyledi. Rejimin hava ve karadan bombardımanlarının yoğunlaştığı dönemde, 2012 yılında gece yarısı evinden yürüyerek kaçmak zorunda kaldığını belirtti. 2017’de Özgür Suriye Ordusu’nun yeşil otobüslerle bölgeden çıkarıldığını ifade eden Hanife, “Anahtarla evime geldim. Bir top mermisi gelmiş ama ev sağlamdı. Bazı evler yerle bir olmuştu ama benim evimi 4. Tümen, iş makinesiyle yıktı, buranın tamamı kasıtlı yıkıldı.” dedi.
Hanife, “Evimi 2017’de döndüğümde bıraktığım gibi buldum ama sonra (rejim) yavaş yavaş çalmaya başladı. Evime dönmeme izin vermediler. ‘Evime döneyim’ diyorum. (Rejim ordusu) 4. Tümen ‘eve dönemezsin’ diyor. Her geçen gün eşyalarımı, kapımı, camlarımı ne varsa çalmaya başladılar. Sonra da evleri yıktılar.” diye konuştu.
Geçmişle Bağlantı ve Gelecek Umudu
İsrail’in kurulmasıyla birlikte Büyük Felaket’te (Nekbe) Filistinlilerin evlerinin anahtarlarını yanlarına alıp zorla göç ettirildiğini vurgulayan Hanife, Filistinli mültecilerin aksine kendilerinin artık evleri yıkılmış da olsa topraklarına dönebildiklerini belirtti. Kendisi ve ailesinin kirada kaldığını ve ev sahibinin kendilerini çıkarması durumunda sokakta kalacaklarını dile getirerek, “Biz de Nekbe yaşadık. Evinin anahtarı var ama yıkık olduğunu hayal edebiliyor musun? Sokağa atıldık, yıkıldık. Evimiz yok ama yine de toprağımız var.” dedi.
Hanife, “Ağır bedel ödedik. İki kız kardeşim, iki yeğenim, ailemden toplam 15 şehit verdik. Akrabalardan birçok şehidimiz var, çok kayıp verdik. Ağır bedeli şimdi ki gibi Elhamdülillah, ülkeye yeniden emniyet ve güven gelsin diye ödedik.” ifadelerini kullandı. Suriyeli yaşlı adam, bostanında bir zaman ekili ağaçların kanıtı olarak toprağa tutunmuş, enkazın arasından yeşeren zeytin ve incir dallarını göstererek, “Şimdi çıplak haldeki arazimi gelecek hafta gelip işlemeye ve yeniden ekmeye başlayacağım.” dedi.