Aşırı ilginin, kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerde sıkça görüldüğünü belirten Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, bu kişilerin terk edilme veya reddedilme korkusuyla ilişkilerini daha fazla kontrol etme eğiliminde olduğunu ifade etti. Diğer yandan, ilgisizlik durumu genellikle kaçınan bağlanma stiline sahip bireylerde görülmekte olup, bu kişiler duygusal olarak mesafe koyma eğilimindedirler ve duygusal yakınlığa karşı direnç gösterirler.
Bu dengesizliklerin partnerler arasında güvensizlik yaratabileceğine ve ilişkide duygusal kopukluğa neden olabileceğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, sağlıklı bir ilişkinin sürdürülebilmesi için bireylerin duygusal farkındalık geliştirmesi, sınırlarını net bir şekilde ifade etmesi ve empati kurabilmesi gerektiğini vurguladı.
İlişkide Dengesizliklerin Psikolojik Etkileri
Romantik ilişkilerde aşırı ilgi veya ilgisizliğin, bireylerin duygusal ihtiyaçları, güven duyguları ve bağlanma biçimleriyle doğrudan ilişkili olduğunu belirten Taşkın, aşırı ilginin genellikle partnerin duygusal onaya veya kontrol arayışına yönelik bir davranış olarak ortaya çıktığını dile getirdi. Bu durum, bireyin güven duygusunda bir eksiklik veya ilişkiye dair güvensizlik yaşaması sonucunda tetiklenebilir.
İlgisizliğin ise bireyin duygusal mesafe koyma isteğinden ya da kayıtsızlık hissinden kaynaklanabileceğine vurgu yapan Taşkın, iletişim eksikliklerinin, ilişkiyi algılama farklılıklarının ve bağlanma tarzlarının uyumsuzluğunun her iki durumda da partnerler arasında duygusal kopukluk ve güvensizlik yaratabileceğini belirtti. Bu tür dengesizlikler, ilişkinin sağlığını olumsuz etkileyebilir ve uzun vadede partnerlerin psikolojik iyilik halleri üzerinde de ciddi olumsuz etkiler yaratabilir.
Çocukluk Deneyimlerinin Etkisi
Aşırı ilgi veya ilgisizlik davranışlarının psikolojik açıdan bağlanma teorisi ile açıklanabileceğini aktaran Taşkın, güvenli bağlanma stiline sahip bireylerin sağlıklı sınırlar koyarak duygusal yakınlık kurabildiğini, kaygılı ve kaçınan bağlanma stillerinin ise bu dengeyi kurmada zorlandığını ifade etti. Bağlanma teorisine göre, bireylerin çocukluk dönemi deneyimleri ve geçmiş ilişkilerinin, yetişkinlikteki romantik ilişkilerdeki davranışlarını şekillendirdiğini hatırlatan Taşkın, “Aşırı ilgi, özellikle kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerde görülür. Bu bireyler, terk edilme veya reddedilme kaygısıyla ilişkiyi daha fazla kontrol etmeye çalışabilirler. Diğer yandan, ilgisizlik genellikle kaçınan bağlanma stiline sahip bireylerde ortaya çıkar ve bu kişiler, duygusal olarak mesafe koyma eğilimindedirler.” şeklinde konuştu.
Aşırı İlgi ve İlgisizliğin İlişki Dinamiklerine Etkisi
Partnerlerden birinin aşırı ilgi göstermesi veya ilgisiz davranmasının ilişki dinamiklerine etkilerini değerlendiren Taşkın, aşırı ilginin ilişkiye dair boğulma hissi yaratabileceğini ve partnerde baskı, tükenmişlik ya da bağımsızlık ihtiyacı doğurabileceğini belirtti. Bu durumda bireyler, kendilerini duygusal olarak kısıtlanmış hissedebilir ve bu da ilişkiyi daha fazla zorlaştırabilir.
İlgisizliğin ise duygusal mesafe yaratarak zamanla partnerler arasında empati kaybına yol açabileceğini ifade eden Taşkın, bu durumun ilişkinin soğumasına ve duygusal kopukluğun derinleşmesine neden olabileceğini kaydetti. Her iki durumda da partnerlerin güven duygusunun sarsılabileceğini ve bunun ilişkinin devamlılığı üzerinde olumsuz bir etki yaratabileceğini belirtti. Ayrıca, her iki tarafın da daha az tatmin edici duygusal deneyimler yaşamasının, bireysel ve ilişki düzeyinde psikolojik zorlanmalara yol açabileceği uyarısında bulundu.
Dengeyi Sağlamak için Bireysel Farkındalık
İlişkilerde aşırı ilgi veya ilgisizlik gibi dengesizliklerin önlenmesi için sağlıklı bir iletişim kurulmasının önemine dikkat çeken Taşkın, partnerlerin duygusal ihtiyaçlarını ve sınırlarını açıkça ifade etmeleri gerektiğini ifade etti. Bireysel farkındalık geliştirmenin, özellikle bağlanma stillerinin farkında olmanın ve bu farkındalıkla ilişkinin dinamiklerini anlamanın, çiftler arasında dengeyi sağlamada önemli bir etken olduğunu belirtti.
Taşkın, “Ayrıca, bireysel alan tanıma ve birlikte geçirilen zamanın kalitesine odaklanmak, ilişkinin duygusal sağlığını destekleyecektir. Bir çiftin ilişkisini sağlıklı bir şekilde sürdürmesi için empati geliştirmek, güvenli bağlanma sağlamak ve birbirlerinin duygusal durumlarına duyarlı olmak gereklidir. Bu tür dengesizliklerin önlenmesi ve düzeltilmesi için, psikoterapi gibi profesyonel desteklerin de önemli bir yeri vardır.” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı