Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Prof. Dr. Halil Tekiner’in Müzik ve Eczacılık Yolculuğu

    Prof. Dr. Halil Tekiner’in müzik ve eczacılık alanındaki ilginç yolculuğunu keşfedin. Sanat ve bilimin birleştiği noktada, Tekiner’in hayatı, kariyeri ve bu iki tutku arasındaki dengeyi nasıl kurduğunu öğrenin.

    Prof. Dr. Halil Tekiner'in müzik ve eczacılık alanındaki ilginç yolculuğunu

    Prof. Dr. Halil Tekiner’in Müzik Yolculuğu

    Kayseri’de 5 yaşında piyano çalmaya başlayan Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Tekiner, akademik çalışmalarına müzikle mola vererek farklı bir perspektif kazanıyor. Zaman zaman üniversitedeki odasında bulunan piyanosunun başına geçip, müziğin ruhunu hissetmek için notaların dünyasına dalıyor.

    42 yaşındaki Tekiner, Eczacılık Fakültesi Eczacılık Tarihi ve Etik Anabilim Dalı öğretim üyesi olmasının yanı sıra Dünya Eczacılık Tarihi Birliği Başkanı olarak da görev alıyor. Müzik tutkusunu, kendisine ait olan 4 albümle dijital platformlarda dinleyicileriyle buluşturuyor. Müzik, Tekiner için sadece bir hobi değil, aynı zamanda hayatının önemli bir parçası.

    Anne ve babası eczacı olan Tekiner, müzikle tanışmasının temelinin aile içindeki müzik kültürü olduğunu belirtiyor. “Evde iyi müzikler dinleyerek büyüdüm,” diyen Tekiner, annesinin İstanbul Devlet Türk Müziği Korosu’nda korist olarak görev yaptığını ifade ediyor. Bu durum, ona Türk müziğini tanırken, piyanoyla da Batı müziğine dair derin bir anlayış kazandırmış.

    Tekiner, piyanonun yanı sıra tanbur, klasik kemençe ve keman gibi çeşitli enstrümanlar çaldığını, besteciliğe olan ilgisini de vurguluyor. Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Azerbaycan’dan gelen akademisyenlerle birlikte bestecilik üzerine çalışmalara katıldığını ve armoni eğitimleri aldığını belirtiyor.

    İlk albümünü 2000 yılında üniversite birinci sınıf öğrencisiyken çıkardığını dile getiren Tekiner, “Profesyonel olarak müzisyen değilim, ancak müziği çok seviyorum. Müzik, benim için bir rahatlama aracı. Akademik çalışmalarım sırasında karşılaştığım zorlukları müzikle aşabiliyorum,” diyor. Zihnini berraklaştırmak ve yaratıcılığını artırmak için piyanonun başına geçtiğinde, yoğunluğunu azaltarak daha verimli hale geldiğini hissediyor.

    Tekiner, piyanoya zaman zaman öğrencilerinin de eşlik ettiğini, yetenekli olanların kendisine sesleriyle eşlik ettiğini aktarıyor. Beste çalışmalarına değinen Tekiner, bir besteyi yaratmanın heyecan verici bir süreç olduğunu ifade ediyor. “Önce o bestenin özünü oluşturan bir motif ve melodi yakalamak benim için çok önemli. Ana motifi bulduktan sonra onun gelişimi çok daha kolay oluyor. Seyahat esnasında bile, aklımda bir melodi oluştuğunda hemen sesimi kaydediyorum,” şeklinde konuşuyor.

    Tekiner, eczacılık tarihi profesörü olarak, içinde yaşadığı ülkenin ve doğduğu kültürün uluslararası alanda tanıtımında kendisini sorumlu hissettiğini belirtiyor. Bu alandaki çalışmalarına örnek olarak, “Fransız Milli Kütüphanesi’nde 1803 yılında yayınlanan ‘Türk Hekim’ operasını keşfettim. Bu operanın içeriğini ve eczacılık tarihi açısından taşıdığı önemi Belgrad’da düzenlenen Uluslararası Eczacılık Tarihi Kongresi’nde sundum,” diyor.

    Müziği bir amaç uğruna değil, tamamen aldığı haz nedeniyle sevdiğini vurgulayan Tekiner, “Bugün içimden geçen bir ezgiyi çalmak benim için en büyük güzellik. Zirve benim için müziğin keyfini sürmek,” diyerek, müziğin ruhunu ve tutkusunu paylaşmaya devam ediyor.