Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Özel Okul Ücretlerinin Denetimi ve Eğitim Hakkı

Özel okul ücretlerinin denetimi ve eğitim hakkı üzerine kapsamlı bir inceleme. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için gerekli önlemler ve mevcut durum analizleri. Eğitim sistemindeki adaletsizlikleri ortaya koyan bir rehber.

Özel okul ücretlerinin denetimi

(TBMM) –

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak, bütçe görüşmeleri sırasında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e özel okullardaki ücret politikalarının denetlenmesi gerektiğini vurguladı. Akburak, Bakan Tekin’e hitaben “Eğitimin bu kadar büyük bir ticaret ve rant kapısına dönüşmesinde Bakanlık olarak sizin sorumluluğunuz yok mu? Aileler bu kadar zorlanırken özel okulların kontrolsüz fiyat politikalarına karşı neden sessiz kalıyorsunuz? Kafalarına göre fiyat belirleme şansları var mı? Eğitim hakkının ticaretin konusu olmaktan çıkarılması sizin sorumluluğunuzda değil mi?” şeklinde sorular yöneltti.

TBMM Genel Kurulu’nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 14, 15 ve 16. maddeleri ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin maddelerinin görüşmeleri devam ediyor. Burak Akburak’ın konuşmasından öne çıkan bazı noktalar şöyle:

  • Özel okul ücretlerindeki astronomik artışlardan bahseden Akburak, ailelerin bu durumdan nasıl etkilendiğini vurguladı. Eğitim, bir toplumun kalkınmasında en temel dinamiklerden biri olarak öne çıkmakta ve Anayasamızın 42. maddesi, eğitim hakkını temel bir hak olarak güvence altına almaktadır. Ancak günümüzde bu hak, ekonomik imkanlara bağlı hale gelmiş ve birçok aile için ulaşılamaz bir konuma gelmiştir.
  • Örneğin, İstanbul’da bir özel okulun bu yılki ücreti 550 bin TL iken, 2025-2026 dönemi için bu rakamın 1 milyon 70 bin TL olarak belirlendiği görülmektedir. Bu, yaklaşık %95’lik bir artış demektir. Başkent Ankara’da ise bir lisenin yıllık ücreti 240 bin TL’den 398 bin TL’ye yükselerek %66’lık bir artış göstermiştir.
  • Orta gelir grubuna hitap eden özel okullarda bile ücret artışları %70’i aşmıştır. Bu durum, yalnızca varlıklı aileleri değil, orta sınıf aileleri de etkileyerek büyük bir yük altına sokmaktadır. Bugün bir özel okulun aylık ücreti, asgari ücretin 2-3 katına tekabül etmektedir. Bu tablo, yalnızca ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda sosyal adalet açısından da kabul edilemez bir eşitsizliğin yansımasıdır.

“Aileler ciddi bir ekonomik ve baskı altında…”

Akburak, astronomik ücret artışlarının yanı sıra, öğrencilerin bir eğitim kademesinden diğerine geçişlerinde ortaya çıkan belirsiz fiyat politikalarının da veliler için büyük bir sorun teşkil ettiğine dikkat çekti. Özel okullar, kademe geçişlerinde ücretleri tamamen serbestçe belirleyebilmekte ve bu durum aileler için öngörülemez mali yükler doğurmaktadır. Örneğin, bir özel okulda ilkokuldan ortaokula ya da ortaokuldan liseye geçişte ücretlerin bir önceki dönemin 2, hatta 3 katına çıktığı gözlemlenmektedir.

Veliler, bu kadar büyük bir artışı öngöremedikleri için çocuklarının eğitimine devam etme kararlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalıyorlar. Bu da ailelerde ciddi bir ekonomik ve mali baskı yaratmaktadır. Eğitim masraflarını karşılamak için uzun vadeli borç yükü altına giren aileler, yaşam kalitelerinin giderek düştüğünü ifade ediyorlar. Eğitim için borçlanan aileler, sağlık, barınma ve gıda gibi hayati harcamalarından kısmak zorunda kalıyor. Bu durum sadece ekonomik istikrarı tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda aile içindeki huzuru ve psikolojik dengeleri de olumsuz etkiler. Çocuklarını özel okullardan almak zorunda kalan veliler, derin bir manevi yükün altında kalmaktadır.

Aileler, haklı olarak bu ücretlerin karşılığında çocuklarının daha iyi bir eğitim almasını bekliyorlar ancak bu beklenti çoğu zaman karşılanmamaktadır. Eğitim, yalnızca bireysel bir yatırım değil, toplumun geleceğine yapılan en önemli yatırımdır. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak devletin temel görevlerinden biridir. Bu vahim tablo karşısında artık harekete geçmek zorundayız. Çözüm üretmek hepimizin sorumluluğudur. Özel okul ücretlerine denetim ve sınır getirilmelidir. Ücret artışları enflasyon oranıyla sınırlandırılmalı ve keyfi zamların önüne geçmek için etkili bir kontrol mekanizması ivedilikle kurulmalıdır. Fahiş fiyat artışı yapan okullara ciddi yaptırımlar uygulanması şarttır. İmkanı olmayan başarılı öğrencilerin ailelerine yönelik devlet destek programları hayata geçirilmelidir.

“Sizin sorumluluğunuz yok mu?”

Özel okul ücretlerindeki astronomik artışlar ve kademe geçişlerindeki belirsizlikler yalnızca bir ekonomik mesele değil, toplumsal adaleti derinden sarsan bir sorun haline gelmiştir. Eğitim hakkı parayla ölçülemez. Devlet okullarını güçlendirmek kadar özel okullardaki bu kontrolsüz düzeni denetim altına almak da bizim görevimizdir. Sayın Milli Eğitim Bakanı’na buradan soruyorum: Eğitimin bu kadar büyük bir ticaret ve rant kapısına dönüşmesinde Bakanlık olarak sizin sorumluluğunuz yok mu? Aileler bu kadar zorlanırken özel okulların kontrolsüz fiyat politikalarına karşı neden sessiz kalıyorsunuz? Kafalarına göre fiyat belirleme şansları var mı? Eğitim hakkının ticaretin konusu olmaktan çıkarılması sizin sorumluluğunuzda değil mi? Eğitim, bir rant kapısı değil, lüks değil, toplumun geleceğini inşa eden temel taş olmalıdır. Unutmayalım ki çocuklarımız bu ülkenin yarınlarını inşa edecek en büyük zenginliğimizdir. Onların eğitime olan erişimini güvence altına almak, bu milletin geleceğini teminat altına almak demektir.

Buradan, hem özel okul ücret politikalarının sıkı bir şekilde denetlenmesi hem de devlet okullarının güçlendirilmesi için başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere tüm taraflara çağrıda bulunuyorum.