Nöbetçi Eczaneler
(ANKARA) – Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan Açıklamalarda Bulundu
Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, orman ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) çalışanlarının maaş ve ücretlerine refah payının mutlaka yansıtılması gerektiğini vurguladı. Aslan, “İşçi, ‘geliri düşük ve sabit, vergisi yüksek ve artan oranlı emekçi’ tanımından kurtulmalı. Bunun için hem gelirde hem de vergide adaleti sağlamak şart” dedi.
Sendika genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında önemli açıklamalarda bulunan Aslan, şu ifadeleri kullandı:
“Her zaman belirttiğim gibi, dünyanın bir ucunda yanan bir fidanın bile bizlere zararı vardır. Gökyüzüne sınır koymak mümkün değildir. Bugün Amerika’da yaşanan yangınlar, tüm dünyayı etkiliyor. Orman yangınları ile mücadele ederken, çok fazla eleştirildik. Bu eleştiriler, dışarıdan değil, maalesef içimizden geldi. Havadan müdahale konusunda sınıfta kaldığımızı söyleyenler, hatta bu durumu helikopterlerin olmadığı bir zamanda videoya çekmeye çalışanlar oldu. Ancak buna rağmen, ‘söndürülemez’ denilen yangınları 16 gün gibi kısa bir sürede kontrol altına aldık. Unutmayın ki, bizim teşkilatımız dünya ormancılarından farklıdır. Biz ormanlarımıza ‘yeşil vatan’ diyerek müdahale ederiz. Yangınlarla uzaktan değil, birebir yakın temas kurarak savaşırız. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz; yangınlar havadan müdahale ile yavaşlatılır, karadan müdahale ile söndürülür.
Bugün süper güç olarak adlandırılan Amerika, orman yangınlarıyla mücadele için 6 uçak ve 12 helikopter kullanıyor. Amerika’da bizleri eleştirenlere, ‘nerede devlet, nerede millet’ diyenlere sesleniyorum: söylediklerime dikkat etsinler. Biz 2022 orman yangınlarında 43 helikopter ve 13 uçakla müdahalede bulunduk. Bunun yanı sıra, birebir yangınla mücadele eden, gece gündüz demeden ormanların içinde var gücüyle çalışan ateş savaşçılarımızın ‘yeşil vatan’ aşkı var. Bu nedenle, ülkemizdeki orman teşkilatının bir benzerini dünyada bulamazsınız. Ormanlarımızı koruyan ve tarımsal kapasitemizi geliştirenlerin haklarını ve hukuklarını korumak, artırmak durumundayız.
Önümüzde 2025-2026 yıllarını kapsayan bir toplu iş sözleşmesi süreci var. 2024 yılında ekonominin, maaşların ve fiyatların durumu da ortada. 2024 yılındaki artan giderler ve yetersiz gelirler, düşmeyen enflasyon ve yükselmeyen maaşlar nedeniyle gerginlik yaşanıyor. Bu gerginliğin 2025 yılında yaşanmaması için gerekli adımları atmalıyız.
Yılın ikinci ayından itibaren maaşlardan yüzde 20’lik bir vergi kesintisi yapılıyor. Bu durum, maaşın yüzde 5 oranında azalmasına neden oluyor. Yılın ikinci altı ayında ise vergi oranı yüzde 27’ye çıkıyor ve maaşta yüzde 12’lik bir düşüş yaşanıyor. Bu şartlar altında, maaşlar vergi matrah ve oranları nedeniyle büyük bir kayba uğruyor. İşçiler, ‘geliri düşük ve sabit, vergisi yüksek ve artan oranlı emekçi’ tanımından kurtulmalı. Bunun için hem gelirde hem de vergide adaleti sağlamak şart.
Doğrudan ve dolaylı vergiler üzerinden baktığımızda, maaşlarımızın neredeyse yüzde 45’inin vergiye gittiğini görüyoruz. Burada şunu belirtiyoruz; maaş cebime girmeden en az yüzde 15 gelir vergisi kesiliyor. Üstüne yaptığımız harcamalardan dolayı, KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerle ek olarak yüzde 20 daha vergi ödüyoruz. Beklentimiz açıktır; ya vergi oranını yüzde 15’te sabitleyin, ya da emek gelirleri için yüzde 15’lik dilimdeki matrahı önemli ölçüde yükseltin. Ayrıca, işçilerin maaşlarında da kamu görevlisi maaşlarına benzer istisna ve muafiyetler sağlanmalıdır.
“2024’de yaşadığımız geçim sıkıntısını 2025 ve 2026’da yaşamak istemiyoruz”
Önümüzde bir toplu iş sözleşmesi süreci var. 2024 yılında yaşadığımız geçim sıkıntısını bir daha 2025 ve 2026 yıllarında yaşamak istemiyoruz. 2022 Aralık-2024 Aralık döneminde enflasyon yaklaşık yüzde 140 civarında gerçekleşti. Bu iki yıllık süreçte, maaş ve ücretler paranın değeri açısından ciddi kayıplar yaşadı.
Orman ve TİGEM çalışanlarının maaş ve ücretlerine refah payı yansıtmak, son derece makul ve adil bir karardır. İnsanları yaşatmak, sosyal bir hukuk devleti olmanın ve adil bir devlet yapısının gereğidir. Çalışma şartları açısından Türkiye’nin, uluslararası kuruluşlardan ders alacak değil, ders verecek bir ülke olması gerektiğini ispatlamalıyız. Orman ve TİGEM işçilerinin çalışma koşullarındaki eksiklikleri gidermeliyiz. Yanlışları düzeltmek, eksikleri tamamlamak, mali ve sosyal haklarında, sosyal yardımlarında ve mesai saatlerine dair belirsizlikleri ortadan kaldırmak zorundayız.
“Biz, maaşlarımızın korunmasını değil artmasını istiyoruz”
Maaşların 20 kat artmasını istemiyoruz. Ancak devletin kasasına giren artarken, milletin kesesine girenin azalmasına neden olmaktan kaçınılmalıdır. Geçen yıl elde edilen 100 lira, yüzde 44 azalarak 56 liraya düşmüştür. Biz, maaşlarımızın korunmasını değil, artmasını istiyoruz.