Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek, Ardahan’daki Alevi dedeleri, Cemevi başkanları ve yirmi sekiz Alevi köy muhtarlar ile yaptığı toplantıda, Alevi köy muhtarlarından köylerindeki cemevlerini Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na bağlamalarını istedi. İçişleri Bakanlığı Bakan Müşaviri Esma Ersin’in de bulunduğu toplantıda Muhtar Şahismail Güyük Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na bağlanmaya karşı çıktı.
PAYLAŞIMLARI ÜZERİNE SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Bunun üzerine Muhtar Şahismail Güyük, on yıl evvel 68 jenerasyonunun öncü isimlerine ilişkin görselleri toplumsal medyasında paylaştığı için “Terör örgütü propagandası yapmak” kabahatinden gözaltına alındı.
İMZAYA GİTTİ, MİSYONDAN UZAKLAŞTIRILDIĞINI ÖĞRENDİ
Ardahan Sulh Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada muhtar Şahismail Güyük kontrollü serbeslik koşuluyla hür bırakıldı. Şahismail Güyük iki aydır her pazartesi günü jandarma karakolunda imza atarken bu kere vazifeden uzaklaştırıldığını öğrendi. Göyük’ün yerine İl Özel İdare Müdürü Yasin Zorlu “muhtar” olarak atandı.
Konuyla ilgili Barış Yarkadaş’a açıklamalarda bulunan Göyük, şu sözlere yer verdi: Barış Bey, bundan 1 ya da 1.5 ay evvel Ardahan Valiliği’nde bir toplantıya davet edildik. Köyünde Cemevi olan tüm muhtarlar davetliydi. Biz Aleviyiz. O toplantıda İçişleri Bakanlığı’ndan gelen bir hanımefendi, ‘Cemevlerinin ihtiyaçları Kültür Bakanlığı tarafından karşılanacak. Bize ihtiyaç listenizi yazın’ dedi.
“DANS OKULU MUYUZ?”
Ben de bunun için hem teşekkür hem de itiraz ettim. İtirazım cemevletinin Kültür Bakanlığı’na bağlanmak istenmesineydi. Görevli hanımefendiye ‘Biz Dans Okulu ya da Müzik Okulu değiliz. Bale de yapmıyoruz. Bizim Kültür Bakanlığı ile ne ilgimiz var? Cemevleri inanç merkezidir. Bizim o paraya gereksinimimiz yok’ dedim. Tartışma biraz uzayınca ‘eşit yurttaşlık’ ve ‘Neden tek bir Alevi vali yok’ meselesine kadar geldik. Bazı muhtarlar istenen evrakları verdiler. Onlara da ‘Yanlış yapıyorsunuz. Çocuklarınız bile size dava açar’ tepkisini gösterdim. Toplantı bitti, köylerimize döndük. Toplantıdan bir ya da bir buçuk ay sonra sosyal medya hesaplarımda yaptığım paylaşımdan dolayı gözaltına alınarak Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldüm.
SUÇ İSNADI NE?
Terörle Çaba Şubesi’nde 68 kuşağının liderleri için yazdığım mesajım suç unsuru olarak önüme konuldu. Mahir’i Deniz’i ve Kaypakkaya’yı anmam kabahat isnadı olarak belirtildi. Bunların cürüm olmadığını, fakir bir köylü çocuğu olarak 68 başkanlarına sempati duyduğumu anlattım. Ben CHP üyesiyim. Bunu poliste de savcılıkta da söyledim. Savcılıkta tutuklanmam istendi. Güya terör örgütü propagandası yapmışım. Suçlamaları reddettim. Mahkemem 9 Aralık’ta görülecek. Dün yerime bir memuru kayyım olarak atadılar. Köylülerle şu an kahvedeyiz. Kimse kayyımı yasal görmüyor. Cürüm işlemedim. Kayyım geri alınsın. Misyonuma dönmek istiyorum. Mevzuyu partimize de aktaracağım.”