Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Meylana’nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Anma Töreni

Meylana’nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Anma Töreni, tasavvufun derin anlamlarını ve Mevlana’nın evrensel mesajlarını kutlamak için bir araya gelenlerin coşkusunu yansıtıyor. Gelin, bu anlamlı etkinlikte birlikte olalım!

Meylana'nın 751. Vuslat Yıl

Mevlana Celaleddin Rumi, ölüm yıl dönümü dolayısıyla Konya’da gerçekleştirilen ‘Hz. Mevlana’nın 751’inci Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri’ çerçevesinde, geleneksel ‘Şeb-i Arus’ töreni ile anıldı. Törene Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy gibi önemli isimler katıldı.

Mevlana, 30 Eylül 1207 tarihinde Afganistan sınırları içinde yer alan Horasan’ın Belh şehrinde dünyaya gelmiş, 17 Aralık 1273 tarihinde ise Konya’da vefat etmiştir. Ölüm gününü yeniden doğuş ve sevgiliye, yani Allah’a kavuşma olarak gören Mevlana, bu günü ‘düğün gecesi’ anlamına gelen ‘Şeb-i Arus’ olarak adlandırmıştır. Bu nedenle Mevlevilikte, Mevlana’nın vefat ettiği gün ‘Şeb-i Arus’ olarak kabul edilmektedir. Her yıl düzenlenen ‘Vuslat’ (Sevgiliye kavuşma) törenleri, Mevlana’nın anısını yaşatmak amacıyla gerçekleştirilmektedir.

Bu yıl gerçekleştirilen anma töreni, Mevlana Kültür Merkezi’nde düzenlendi ve katılımcılar arasında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Konya Valisi İbrahim Akın ve Mevlana’nın 22. kuşaktan torunu Esin Çelebi Bayru gibi isimler yer aldı.

Ersoy: “Biz Mevlana’dan Bir Olmayı Öğrendik”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yaptığı konuşmada Mevlana’nın öğretilerinin bir arada yaşamanın önemini vurgulayarak, “Dünyanın dört bir yanında devam eden çatışmalar ve zulümler; insanların zorla yurtlarından edilmesi, kadınlar, çocuklar ve yaşlıların kaderine terk edilmesi gibi acı olayları beraberinde getirmektedir. Mevcut kaos ve çatışma ortamları göz önüne alındığında, Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli gibi bu kutsal toprakların yetiştirdiği büyük şahsiyetlerin erdem ve değerlere olan ihtiyacı bir kez daha hatırlatmaktadır. Onlar bize hayata sevgi, merhamet, adalet ve diğerkamlıkla bakmayı öğrettiler. Biz Mevlana’dan yaşamı güzelleştirmeyi, hayrı konuşmayı, kendimize layık gördüğümüzü dostlarımıza da layık görmeyi, bir olmayı ve bir arada yaşamayı öğrendik. Bizi bir duvarın tuğlaları gibi bir arada tutan maya, Anadolu erenleriyle hayat bulmuştur.” dedi.

Kurtulmuş: “Şam’da Açılan Kapı, Kudüs’e Doğru Yürüyecek”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ise törende yaptığı konuşmada, “Geçen yıl burada Kudüs Mevlevihanesi’nden bahsetmiştim. 7 Ekim’den itibaren İsrail’in Gazze’de başlattığı insanlık dışı suçlar herkesin malumudur ve bu büyük soykırımı hep birlikte nefretle takip ediyoruz. Bu süreçte Kudüs Mevlevihanesi’nin gündeme gelmesi son derece önemlidir. Ayrıca, bu yıl bir başka Mevlevihanemize dikkat çekmek istiyorum. 61 yıllık Suriye’deki Baas rejiminden sonra Halep ve Şam Mevlevihanesi, Mevlevi dergahlarının en önemli merkezlerinden ikisidir. Ümit ederiz ki, en kısa zamanda Halep ve Şam mevlevihaneleri de burada olduğu gibi yeniden canlanır. Şam’da açılan kapının Kudüs’e doğru yürümesini ve Kudüs Mevlevihanesi’nin de en kısa zamanda mevlevihanelere kazandırılmasını ümit ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Şeb-i Arus Töreninde Sema Gösterisi

Protokol konuşmalarının ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu tarafından sanatçı Ahmet Özhan yönetiminde bir tasavvuf müziği konseri verildi. Törenin devamında, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, sema gösterisi gerçekleştirdi. Davetlilerin büyük ilgiyle izlediği sema, Mevlevi dervişleri tarafından icra edildi. Sema, kulun hakikate yönelip, akılla ve aşkla yücelerek, nefsini terk edip, olgun bir insan olarak tekrar kulluğuna dönüşünü simgeler.

Her Kıyafetinin Anlamı Var

Sema gösterisi sırasında giyilen özel kıyafetler de derin anlamlar taşımaktadır. Semazenlerin başındaki ‘sarık sikkesi’, Mevlevilikte ölünce başucuna dikilen mezar taşını temsil ederken, ‘hırka’ mezarını, üst tarafı dar, alt tarafı geniş ve kolsuz beyaz kıyafet olan ‘tennure’ ise kefeni simgeler. Tennurenin üstüne iliksiz ve düğmesiz yelek ‘destegül’, bele ise dört parmak genişliğinde Arap alfabesinde elif harfine benzer ‘elifi nemed’ kuşak takılmaktadır.

Tasavvuf müziği eşliğinde yapılan sema gösterisinde, semazenler başlangıçta kollarını çapraz bağlayarak, görünüşte ‘Bir’ rakamını temsil ederler ve bu şekilde Allah’ın birliğini tasdik ederler. Ardından, kollarını iki yana açıp zikir yaparak, sağ eli dua eder gibi yukarıya, sol eli ise aşağıya açık tutarlar. Bu, “Haktan alır, halka saçarız, hiçbir şeyi kendimize mal etmeyiz, görünüşte var olan, vasıtalık eden bir suretten başka bir şey değiliz” anlamına gelir. Sağdan sola kalbin etrafında dönerek, bütün insanları, yaratılanları, kalpleriyle sevgi ve aşkla kucaklayışıdır. Sema gösterisi, yedi bölümden oluşur ve her bölümünün ayrı bir manası bulunmaktadır.

Haber – Kamera: Hasan Dönmez – Salih Büyükşamancı, Konya