Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Mersin’de DEM Partili Belediye Eş Başkanlarına Gözaltı ve Hukuksuzluk İddiaları

    Mersin’de DEM Partili Belediye Eş Başkanlarına yönelik gözaltı işlemleri ve hukuksuzluk iddiaları gündemde. Bu olayın detayları ve yerel siyasete etkileri hakkında bilgilere ulaşın.

    Mersin'de DEM Partili Belediye Eş Başkanlarına yönelik gözaltı işlemleri ve

    Mersin’de DEM Partili Belediye Eş Başkanlarına Gözaltı

    Cuma günü gözaltına alınan DEM Partili Akdeniz Belediye Eş Başkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Arslan ile birlikte meclis üyeleri Özgür Çağlar, Neslihan Oruç, Yakup Danış ve Hikmet Bakırhan, Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildi. Mersin Adliyesi önünde düzenlenen basın açıklamasında, DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, yaşananların hukuksuzluğunu dile getirdi.

    Tiryaki, “Gizli tanıklar, belediye eş başkanlarımıza örgüt talimatıyla belediyeye yakın kişileri işe aldıklarını iddia etmiş. Ancak, 9 aylık süreçte belediyeye tek bir personel dahi alınmamıştır. Yani, ‘Siz örgüt talimatıyla belediyeye personel aldınız’ demek tamamen asılsızdır” şeklinde konuştu.

    Belediye eş başkanlarının ve meclis üyelerinin adliyeye getirilmesi sırasında, aralarında DEM Parti Mersin Milletvekilleri Ali Bozan ve Perihan Koca ile Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız’ın da bulunduğu birçok kişi adliye önünde toplandı. Savcılık, avukatların yoğun çabası sonucunda ifade vermek isteyen avukatların da adliyeye girmesine izin verdi.

    “Türkiye Kalıcı Bir OHAL Rejimiyle Yönetiliyor”

    Adliye önünde toplanan vatandaşlara hitap eden Tiryaki, Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kalıcı bir olağanüstü hal (OHAL) rejimiyle yönetildiğini vurguladı. “Bugün Mersin Adliyesi’nin polis kuşatması altına alınması, Türkiye’nin kalıcı bir OHAL rejimiyle yönetildiğinin açık bir göstergesidir. Seçilmiş belediye başkanlarının gözaltına alınmasıyla, belediye çalışanlarının ve yöneticilerinin belediyeye alınmaması, bu durumun somut kanıtlarıdır. Türkiye maalesef OHAL rejimi altında yönetilmektedir” dedi.

    Tiryaki, mahallelerinde uygulanan baskıların ve adli süreçlerin, İstiklal Mahkemeleri dönemindekilerle benzerlik gösterdiğini ifade etti: “Bugün, henüz bir kayyum kararı alınmadan ve eş başkanlar hakkında görevden uzaklaştırma kararı olmadan, belediye eş başkanlarımız gözaltına alındı. Bu durum, Türkiye’nin adalet anlayışının ne kadar gerilediğini göstermektedir.”

    “Arkadaşlarımız Belediyeyi Pırıl Pırıl Yönettiler”

    Tiryaki, Akdeniz Belediyesi’ne henüz kayyum atanmadığını ve eş başkanlarla ilgili herhangi bir görevden uzaklaştırma kararının bulunmadığını belirterek, “İki gün önce arkadaşlarımız gözaltına alındı. Gözaltına alınmalarının tek nedeni, siyasi iktidarın kayyum atamak için bir bahane yaratma çabasıdır. Arkadaşlarımızla ilgili herhangi bir ceza davası veya soruşturma bulunmamaktadır. Onlara yöneltilen suçlamalar ise tamamen asılsızdır” dedi.

    Tiryaki, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belediyelerimiz, eş başkanlarımız tarafından pırıl pırıl bir şekilde yönetilmektedir. 9 aylık süre zarfında herhangi bir hukuksuzluğa izin verilmemiştir. Ancak şu anda savcılık ifadelerinde yalnızca uydurulmuş sorularla karşı karşıyayız. Örneğin, açık ihaleyle yapılan kırtasiye alışverişleri bile suç olarak gösterilmektedir. Gizli tanıkların ifadeleri, asılsız suçlamalarla arkadaşlarımıza yöneltilmektedir.”

    Gizli Tanık İddiaları ve Suçlamalar

    Tiryaki, gizli tanıkların iddialarına dikkat çekerek, “Bazı gizli tanıklar, arkadaşlarımıza örgüt talimatıyla belediyeye yakın kişileri işe aldıklarını söylemiş. Oysa ki, 9 aylık süre içerisinde belediyeye tek bir personel dahi alınmamıştır. Bu yüzden arkadaşlarımıza yöneltilen suçlamalar tamamen asılsızdır” dedi.

    “Belediye eş başkanlarımızdan birisi, avukat olarak görev yaptığı sırada bir müvekkilinden aldığı ücreti, sanki illegal bir işlemmiş gibi göstererek MASAK raporlarıyla suçlanmaktadır. Bu büyük bir yalan ve arkadaşlarımıza yöneltilebilecek tek bir suç yoktur. Arkadaşlarımıza ‘hırsızlık’ ya da ‘yolsuzluk’ diyemedikleri için, kelimenin tam anlamıyla suç uyduruyorlar” ifadelerini kullandı.