Maraş Katliamı’nın 46. Yılına Dair Açıklamalar
TBMM – CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Maraş Katliamı’nın 46. yılı dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi. Bu toplantıda, “İnsanlık suçlarında zaman aşımı asla olmamalıdır. Maraş Katliamı, insanlık suçu niteliğindedir. Gizli tutulmuş tüm belgeler açığa çıkarılmalıdır. Toplu mezarların açılması ve kimlik tespitlerinin yapılması, mağdurların ailelerine teslim edilmesi gerekmektedir. Maraş ile ilgili gizliliklerin kaldırılması, belgeler eşliğinde katliamın tüm sorumlularının bu halktan özür dilemesi elzemdir. Maraş’ın acısı hâlâ tazedir. Eğer Maraş’ı unutturursak, ırkçılığa, mezhepçiliğe, gericiliğe ve toplumsal çatışmalara zemin hazırlamış oluruz.” ifadelerini kullandı.
Sarıbal, 46 yıl önce gerçekleşen bu acı olayın detaylarına da değindi. “19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında, 7 gün süren ve çok organize bir şekilde gerçekleştirilen Maraş Katliamı, adaletin, hukukun ve vicdanın hiçe sayıldığı bir dönemdi. Bu katliam, önlenebilir bir olay olmasına rağmen, maalesef önlenmedi. Bu süreçte, sistemin, rejimin ve siyasi iktidarların bu tür katliamları sorgulamaması ve unutturmaya çalışması dikkat çekici bir durumdur.” diye ekledi.
Sarıbal, katliamların sadece Maraş ile sınırlı kalmadığını, daha önce de birçok benzer olayın yaşandığını belirtti:
- 17 Nisan 1978’de Malatya’da 8 kişi katledilmişti.
- 3 Eylül 1978’de 11 kişi hayatını kaybetmişti.
- 8 Ekim 1978’de 7 TİP öğrencisi, elleri bağlı bir şekilde öldürülmüştü.
- 28 Mayıs ile 10 Temmuz arasında Çorum katliamı süreci yaşanmıştı.
- O dönemde tanınmış isimlerden Ömer Fakıoğlu da katledilmiştir.
“Bugün cehenneme giden bütün yolların taşları 1980 darbesinden sonra döşenmiştir.” diyen Sarıbal, 1980 sonrası Türkiye’nin yönetim şekli ve geleceği hakkında planların yapıldığını ifade etti. “12 Eylül darbesinin altyapısı, bu tür katliamlarla hazırlanmıştır. Resmi kayıtlara göre 150, gayriresmi kayıtlara göre ise 500’den fazla insan hayatını kaybetmiştir.” şeklinde konuştu.
Sarıbal, katliamın arka planına dair şunları söyledi: “Sünni, Alevi, komünist ve dinsiz denilerek bu katliam organize edilmiştir. Bu organizasyonun içinde devletin önemli birimi MİT, ABD ve CIA, Gladyo yani kontrgerilla, MHP’nin gençlik örgütleri ve asker yer almıştır. İçişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, ‘Burada ne oluyor?’ diye sorduğunda, komutan ‘Sizi önemseriz ama kusura bakmayın, biz emirleri Ankara’dan alırız’ demiştir. Bu da gösteriyor ki, asker müdahale etmemiştir. Bu durum, organize bir kötülüğün varlığını gözler önüne sermektedir.”
Sarıbal, mevcut durumun tehlikelerine de dikkat çekti: “Devlet çürümüşse, kurumlar yok olmuşsa, onun yerini mafya alır. Demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşları tükendiğinde, o boşluğu tarikat ve cemaatler doldurur. Bu durum, faili belli katliamları örgütleyen bir mekanizma haline dönüşmüştür. Tarihteki en yakın örnek ise 10 Ekim 2015’te yaşananlar. Orada kaybedilen, barış, demokrasi ve özgürlüktü.”
Son sözlerinde, talebinin net olduğunu belirten Sarıbal, “İnsanlık suçlarında zaman aşımı asla geçerli değildir. Maraş Katliamı, bir insanlık suçudur. Gizli belgelerin açıklanması, toplu mezarların açılması ve kimlik tespitlerinin yapılması gerekmektedir. Anmalar özgürce yapılmalı, gizlilikler kaldırılmalıdır. Maraş’ın acısı hâlâ devam etmektedir. Unutursak, ırkçılığa, mezhepçiliğe, gericiliğe ve toplumsal çatışmalara yol açarız.” dedi.