Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Küresel Piyasalardaki Gelişmeler ve Türkiye Ekonomisi

    Küresel piyasalardaki son gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini keşfedin. Ekonomik trendler, döviz dalgalanmaları ve Türkiye’nin bu dinamiklere nasıl yanıt verdiği hakkında derinlemesine bilgi edinin.

    Küresel piyasalardaki son gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini keşfedin. Ekonomik

    Küresel Piyasalardaki Gelişmeler

    Küresel mali piyasalarda hafta başında etkili olan tarifelerle ilgili belirsizliklerin bir nebze olsun azalması, gözleri Alphabet’in bilançosuna çevirdi. Akşam saatlerinde açıklanan finansal veriler, şirketin 2025 yılına kadar yapay zeka yatırımlarını 75 milyar dolara çıkarma hedefini ortaya koyarken, bulut gelirlerindeki yavaşlama yatırımcılar arasında hayal kırıklığı yarattı. Piyasa sonrası işlemlerde Alphabet hisseleri %9 değer kaybetti.

    Şirketin ana gelir kaynağı olan dijital reklamcılık, özellikle ABD’deki seçim harcamalarının etkisiyle artış gösterdi ve beklentileri aştı. Ancak Google Cloud’un gelir artışındaki yavaşlama, yatırımcıları harcamaların kârlılığa dönüşümü konusunda endişelendirdi. Yüksek sermaye harcamaları, yapay zekanın gelecekteki potansiyeline yapılan bir yatırım olarak görülse de, piyasa, DeepSeek gibi daha verimli rakiplerin ortaya çıkmasıyla birlikte Alphabet’in maliyet yönetimini sorgulamaya başladı.

    Wall Street’te borsa vadelileri, satıcılı bir seyir izlerken, Asya borsaları da tatilden dönen Çin borsalarında hafif kırmızı renkte seyretti. Japonya borsası, erken saatlerdeki kazanımlarını koruyamayarak küçük bir gerileme yaşadı. Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırımı beklentilerinin artması ve Yen’in güçlenmesi, yatırımcıların risk iştahını olumsuz etkiledi. Nissan, Honda’nın bağlı kuruluş olma teklifine karşı çıkarak birleşme görüşmelerini sonlandırabileceğini açıkladı. Bu gelişme, her iki şirketin hisselerinde bir artışa yol açtı, ancak Trump’ın olası gümrük tarifeleri gibi dış faktörler, birleşme görüşmelerinin karmaşık hale gelmesine yol açtı.

    Trump’ın Orta Doğu ve Ukrayna Planları

    Trump Gazze’yi ABD Mandası Yapabilir mi? ABD Başkanı Donald Trump, Gazze Şeridi’ni ABD kontrolüne alarak yeniden inşa etmeyi ve bölgedeki Filistinlileri komşu ülkelere kalıcı olarak yerleştirmeyi önerdi. İsrail Başbakanı Netanyahu, Trump’ın yaklaşımını “kutunun dışında düşünmek” olarak nitelendirirken, planın net detaylar içermediğini ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti. Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri, Filistinlilerin yerinden edilmesine karşı çıkarken, Demokratlar ve insan hakları örgütleri de bu öneriyi eleştirdi. Trump’ın planı, İsrail’in aşırı sağ politikalarıyla örtüşse de, ABD’nin Gazze’de kalıcı bir varlık göstermesi yönündeki bu radikal değişiklik, Washington’un uzun süredir benimsediği politikalarla çelişiyor.

    Trump Ukrayna’da Devreye Girdi Trump, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi amacıyla Rusya ve Ukrayna ile yapıcı görüşmeler gerçekleştirdiğini duyurdu. Trump, yönetiminin Rusya ile Ukrayna’daki savaş hakkında “çok ciddi” görüşmeler yaptığını ve bu süreçte Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de temaslarda bulunduğunu belirtti. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya ile müzakerelere açık olduğunu ifade ederek, Trump’ın Putin’i “masaya getirebileceğini” ve bunun için Rusya’ya yönelik yaptırımların sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Bu gelişmeler, Ukrayna’da bir ateşkes ihtimalinin güçlendiğine işaret ediyor.

    Ticaret Savaşının Etkileri

    Ticaret Savaşı ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı, Pekin’in misilleme olarak ABD ithalatına ek gümrük vergileri getirmesiyle daha da tırmandı. Çin, ABD’den ithal edilen kömür ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) gibi ürünlere %15, ham petrol, tarım ekipmanları ve bazı otomobillere ise %10 ek gümrük vergisi getireceğini açıkladı. Bu vergilerin 10 Şubat’tan itibaren yürürlüğe gireceği bilgisi piyasalarda yankı buldu. Trump, Çin Devlet Başkanı Xi ile ticaret savaşını hafifletmek için görüşmeye aciliyet duymadığını belirtirken, %10’luk ek gümrük vergileri iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. Piyasalar, bu gelişmeleri enflasyonist olarak değerlendirirken, güvenli liman olarak görülen altına olan talep de artış gösterdi. Altının ons fiyatı, jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin etkisiyle yükselmeye devam ederek bu sabah 2,860 dolar seviyesine ulaşarak yeni bir rekor kırdı.

    Teknik anlamda, altında uzun süredir 3,000 dolar seviyesi konuşulurken, büyük bir potansiyel barındıran gümüş de benzer şekilde 31 dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış yaparak bu sabah 32,50 dolara yükseldi. Değer saklama aracı olan bitcoin ise psikolojik 100,000 dolar seviyesinde dalgalanmaya devam ediyor. Teknik bir bakış açısıyla, havanın kararmaması durumunda aşağıda destek görevi üstlenen 90,000 ve yukarıda 109,000 seviyelerinin belirleyici olacağını düşünüyoruz. Oyun alanının dışına çıkılması durumunda ise, daha yukarıda 125-130 bin hedefleri, daha aşağıda ise 75,000 dolara kadar büyük bir boşluk olduğunu göz ardı etmeyelim. Yine de yönün yukarıya olacağını düşünmeye devam ediyoruz.

    Türkiye’deki Enflasyon ve Ekonomik Gelişmeler

    Türkiye’de Enflasyon Şoku Konuşuluyor Türkiye cephesinde, dün TÜİK tarafından açıklanan mevsimsellikten arındırılmış veriler doğrultusunda Ocak ayında TÜFE artışı %3,38 olarak kaydedildi. Aşağıdaki grafikte görülebileceği üzere, üç aylık verinin yıllıklandırılmış oranı %38,96 seviyesine yükselerek bir önceki aya göre (%34,60) ciddi bir artış gösterdi. TCMB, dün yayınladığı aylık fiyat gelişmeleri raporunda Ocak ayında enflasyonun ana eğiliminde yükselişe işaret etti. TCMB’nin Şubat ayında olağan PPK toplantısının olmaması, Şubat enflasyonunu görerek Mart ayında karar verebilmesi için TCMB’ye konfor alanı sağlayabileceğini düşünüyoruz.

    Bu bağlamda, Şubat enflasyonunun Ocak ayında var olan fiyat ayarlamalarını içermeyeceği düşüncesinden hareketle, TCMB’nin 6 Mart olağan PPK toplantısından 250 baz puan faiz indirim ihtimalinin hâlâ masada kuvvetli bir şekilde durduğunu düşünüyoruz.

    TL’de Kalmaya Devam Öte yandan, TCMB verilerine göre, Türk Lirası Ocak ayında TÜFE bazlı endekse göre %4,1 değer kazanarak Mart 2020’den bu yana en değerli seviyeye ulaştı. Enflasyon verilerinin yüksek gelmesi ve TL’nin döviz sepeti karşısında değer kaybının sınırlı kalması, TL’de reel değerlenmeyi daha belirgin hale getiriyor. Bu eğilimin yakın gelecekte de korunacağı kanaatindeyiz. En azından yaz aylarına kadar TL uzun pozisyonlarımızı korumaya devam edeceğiz.

    Dün, reel efektif döviz kurunun yanı sıra, TCMB, finansal kesim dışındaki firmaların Kasım sonuna ilişkin net döviz pozisyonu verisini de açıkladı. Reel kesimin döviz açık pozisyonu bir önceki aya göre 5,1 milyar dolar kötüleşerek 133 milyar dolara yükseldi. 2023 yıl sonunda bu rakamın 80 milyar dolar olduğu düşünülürse, bozulmayı da on bir aylık (Ocak – Kasım) sürede yaklaşık 53 milyar dolar olarak gözlemliyoruz. Türk şirketleri döviz satıp TL almak suretiyle bizzat pozisyon açığı vererek ya da carry trade işlemlerine yönelerek kârsızlık sorununu aşmaya çalıştılar. Her ne kadar bu strateji doğru olsa da, döviz açık pozisyonu kendi başına bir risk teşkil ediyor. Bu bağlamda, otoritenin yakın zamanda döviz kredilerine sınırlama getirdiğini de hatırlatmakta fayda var.

    Tarife şokunun bir nebze de olsun atlatılması ve doların değer kaybetmesi ile USD/TRY kuru, psikolojik 36,00 seviyesinin hemen gerisinde denge bulurken, beş yıl vadeli CDS risk primi 251 baz puan seviyesine geriledi. Borsa İstanbul, Türkiye’ye tarife uygulanmış gibi kaydettiği sert düşüşü telafi etmeye çalıştı; bir önceki gün %3 düşen bankacılık endeksi, dün %2,2 artış kaydetti. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi ise %38,50 seviyesinde yatay bir seyir izledi. Altının gram fiyatı ise 3,300 TL seviyesine ulaşarak yeni bir rekor kırdı!

    ABD’de dün açıklanan Aralık ayı iş ilanları, 8 milyon olan beklentilerin altında 7,6 milyon artış gösterdi ve bu durum ekonomik yavaşlama sinyali verdi. Yatırımcılar, her ayın ilk Cuması olduğu üzere ABD’de açıklanacak resmi istihdam verilerine odaklandı. FED yetkilileri ise faiz kararlarında temkinli bir yaklaşım sergileyeceklerini hatırlatmak gerekir.

    Bugün veri gündeminde ABD ADP istihdamı ve hizmet PMI verileri takip edilecektir.

    Kıbrıs İktisat Bankası
    Yazar: Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu