İstanbul’da Serçe Popülasyonunun Düşüşü ve Nedenleri
Osmanlı döneminde, kuşların yuva yapmaları için özellikle kamusal yapıların duvarlarına kuş evleri inşa edilirdi. Ancak günümüzde megakent İstanbul’da, mimarideki hızlı değişimler, yeşil alanların azalması ve beslenme habitatlarının yok olması, serçe popülasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. İstanbul’da, Türkiye için koruma statüsü düşük olan serçelerin sayısında belirgin bir düşüş gözlemlenmektedir. Birçok Avrupa ülkesinde de serçe sayısındaki azalma için çeşitli eylem planları geliştirilmektedir.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Ormancılık Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi ve kuş bilimci Ergün Bacak, İstanbul’daki serçe sayısındaki azalışın nedenleri ve bu konuda yapılabilecekler hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Bacak, bilim insanları ve kuş gözlemcilerinin İstanbul’da serçe sayısının düştüğünü gözlemlediğini belirtti ve insanların yavaş yavaş yok olan şeylerin farkında olmadığını ifade etti.
Yeşil Alanların Kaybı ve Mimari Değişiklikler
Ergün Bacak, “Serçelere daha az alanda rastlıyoruz çünkü yeşil alanlar, onların beslenecekleri habitatlar kayboluyor ve mimari değişiyor. Türkiye genelinde düzenli veri tutmadığımız için ne kadar serçenin kaybolduğunu tam olarak bilemiyoruz. Avrupa’da ise uzun yıllardır veriler tutulmakta ve bilimsel çalışmalarla yaygın kuş türlerinin ne kadar kaybolduğunun farkına varılmaktadır.” dedi.
Serçe sayısındaki azalışın en büyük nedeninin mimari yapının değişmesi olduğunu vurgulayan Bacak, serçelerin geçmişte binaların saçaklarına yuva yaptığını ve küçük bahçelerde beslendiklerini anlattı:
- Yeşil alanların kaybı: “Önce yeşil alanlar kaybolmaya başladı, ardından mimari değişim başladı. Serçelerin hem beslenme hem de yuvalama alanları kayboldu.”
- Böcek popülasyonundaki azalma: “Böcekler vardı, bu kadar tarım ilaçları yoktu; serçeler yavrularını böceklerle besliyordu.”
- Betonlaşma: “Türkiye gibi yerlerde betonun her yere ulaşması sonucu habitat kaybı yaşandı.”
- Avcıların artışı: “Serçelerin avcıları da arttı; kargalar ve kediler serçeleri avlıyor.”
Bacak, “50-60’lı yıllardan kalan binalar kentsel dönüşümle değişirken, oraya yuva yapan kuşları düşünmüyoruz. Artık evlerin saçakları yok, serçeler nereye yuva yapacak?” ifadesini kullandı.
Uluslararası Örnekler ve Türkiye’deki Durum
İngiltere’de son 40 yılda serçe popülasyonunun %68 düştüğünü belirten Bacak, “İngiltere ve Hollanda’da her evin bahçesine serçelerin yuva yapabilmesi için kutu yuva konulması önerisi getirildi. Ebabil kuşları için duvarlara yuvalar yapıştırılıyor. İngiltere ve Hollanda, serçeyi kırmızı listeye almış durumda. Türkiye’de ise henüz bu tür bir kültür gelişmediği için, belki de bir gün bakacağız ve serçelerin %90’ının ortadan kaybolmuş olduğunu göreceğiz.” dedi.
Serçe Popülasyonunun İzlenmesi Gerekiyor
Ergün Bacak, sağlıklı veriler için serçe gibi kuşların düzenli olarak izlenmesi ve her yıl sayımlarının yapılması gerektiğini vurguladı:
- Farkındalık yaratma: “Büyük kuşlarda azalma ya da artışı daha fazla fark ediyoruz. Biz çocukken seslerini çok fazla duyduğumuz serçelerin, bu yıllarda seslerini duymaz olduk.”
- Gözlemlerle sınırlı kalmamalıyız: “Sayılarını bilmiyoruz ama seslerini artık çok sık duymuyoruz. Çocukken hatırlıyorum, onlarca serçe yan binanın saçaklarına yuva yapıyordu, bugünlerde o kadar serçeyi göremiyoruz.”
Bacak, “Türkiye’de iki tane yok olan tür var: ‘üveyik’ ve ‘elmabaş patka’. Bu türlerin avı birçok ülkede yasaklandı, ancak Türkiye’de halen avlanmaya devam ediyor. Habitatlarımızı ve son kalan doğal alanları korumak zorundayız. Türlerin yok olmasının sonunda en çok etkilenecek canlılardan biri insan. Ekosistem bozulursa, biz de etkileneceğiz; bizim kaçacak başka bir dünyamız yok. Serçeler yok olacak, güvercinler yok olacak, bir bakmışız yok olma sırası bize gelmiş.” sözlerini sarf etti.
Öneriler ve Çözüm Yolları
Bacak, İstanbul ve diğer büyük şehirlerde serçe türünün yok olmasının önüne geçebilmek için yapılabilecekleri şöyle sıraladı:
- Peyzaj mimarlarının rolü: “Kentsel yapılaşmayı düşünürken dışarıda yaşayan canlıları da göz önünde bulundurarak hareket etmelidirler. Osmanlı döneminde mimarlar bunu düşünmüş, kuş yuvaları yapmışlardı.”
- Doğal alanları koruma: “Küçük dokunuşlarla popülasyonun düşmesini belli miktarda dengeleyebiliriz, en azından stabil hale getirebiliriz.”
- Işıklandırma sorunları: “Yanlış ışıklandırmalar, pek çok kuşun hayatına mal oluyor. Her yıl milyarlarca kuş, camlara çarparak hayatını kaybediyor.”
- Alternatif çözümler: “Camlara yapıştıracağımız stickerlarla pek çok kuşun hayatını kurtarabiliriz. Yılbaşı kutlamalarında havai fişek yerine lazer gösterisi yapmayı tercih edersek, daha az zararlı bir seçenek sunmuş oluruz.”