İsrail’in Gazze’deki Hava Saldırısında Beş Gazeteci Hayatını Kaybetti

(ANKARA) –

İsrail’in Gazze’nin Nuseyrat mülteci kampındaki El Avda Hastanesi yakınlarına gerçekleştirdiği hava saldırısında, El-Kudüs Today kanalından beş gazeteci hayatını kaybetti. Gazze merkezli Hamas Hükümeti’nin Medya Ofisi, bu saldırının yayın araçlarının hedef alınması sonucunda meydana geldiğini ve bu olayda beş gazetecinin yaşamını yitirdiğini bildirdi. Medya Ofisi, bu cinayeti kınayarak uluslararası topluma, İsrail’in işlediği suçları kınama ve uluslararası mahkemelerde yargılama çağrısında bulundu.

Katar medyasında çıkan haberlerde, “BASIN” yazılı büyük kırmızı harflerin bulunduğu araçta bulunan gazetecilerin, hastanedeki olayları izlemek için orada bulundukları ifade edildi. Hayatını kaybeden gazetecilerin isimleri ise Fadi Hassouna, İbrahim el-Şeyh Ali, Muhammed el-Ladah, Faysal Ebu el-Kumsan ve Eymen el-Cedi olarak açıklandı.

İsrail ordusu, bu saldırıyı doğrularken, hedef alınan aracın “İslami Cihad üyelerini taşıdığını” belirtti. Ordunun sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Saldırı öncesinde sivillere zarar verme ihtimalini azaltmak için hassas silahların kullanımı, havadan gözlemler ve ek istihbarat bilgileri de dahil olmak üzere birçok önlem alındığı” ifade edildi.

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) de İsrail’in bu saldırısını kınadı. Ayrıca, Gazze’nin güneyinde bulunan Refah’ta, bugün gerçekleşen İsrail saldırılarında iki kişinin daha hayatını kaybettiği Katar medyasında yer aldı.

İsrail, Hamas’ın “Aksa Tufanı” olarak adlandırdığı 7 Ekim 2023 tarihindeki sınır ötesi saldırısından bu yana Gazze’ye yönelik yoğun bombardımanlar düzenlemekte. Bu saldırılar sonucunda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 45 bin 400 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), geçtiğimiz ay İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze’de savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle tutuklama emri çıkardı. Ayrıca, İsrail’in Gazze’deki eylemleri nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) bir soykırım davasıyla da karşı karşıya olduğu belirtilmektedir.