Nöbetçi Eczaneler
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares’in Türkiye ile İşbirliği Vurgusu
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, istikrarlı, barışçıl ve kapsayıcı bir Suriye hedefine ulaşmak için İspanya ve Avrupa Birliği’nin Türkiye ile güçlerini birleştirmesi gerektiğini ifade etti. Albares, 15-16 Ocak tarihleri arasında gerçekleştireceği Suriye ve Lübnan ziyaretinden önce AA‘ya yaptığı açıklamada, Filistin meselesi başta olmak üzere Orta Doğu’da pek çok konuda Türkiye ile işbirliği içerisinde olduklarını belirtti.
Albares, “Suriye konusunda Türkiye ile olağanüstü bir işbirliği yapacağız. Türkiye, İspanya’nın birinci sınıf ortağıdır ve gerçekten de stratejik bir ortak olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’nin Orta Doğu ve Suriye’deki sesi, yalnızca son derece önemli değil, aynı zamanda İspanya için büyük bir takdirle karşılanmaktadır.” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile sık sık görüşerek fikir alışverişinde bulunduklarını dile getiren Albares, “Onun görüşlerinden faydalanıyorum. Çünkü o, bölgedeki durumu mükemmel bir şekilde biliyor. Bu benim için çok özel ve önemli. İstikrarlı, barışçıl ve kapsayıcı bir Suriye’ye ulaşmak için, elbette ki İspanya ve AB’nin güçlerini Türkiye ile birleştirmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Suriye’deki Yeni Yönetimin Durumu
Albares, Suriye’deki Bass rejiminin devrilmesinin ardından kurulan yeni yönetimin şu ana kadar attığı adımları “olumlu” bulduğunu belirtti. “Suriye’deki yönetimin şiddet uygulamadığını, nihayet kanlı bir diktatörlüğe son verdiğini ve cezaevlerini boşalttığını görmekteyiz. Tüm bunlar, İspanya’nın memnuniyetle karşıladığı sinyaller arasında.” dedi.
Albares, Suriye’deki yeni yönetimi desteklediklerini vurgularken, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini garanti altına almak, son on yıldır büyük acılar çeken bir halkın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla insani yardım ulaştırmak için onlara destek olmak istiyoruz. Aynı zamanda, kadınların, dini ve etnik azınlıkların konumuna da saygı gösterilmesini talep ediyoruz. Umarım barışçıl bir geçiş süreci gerçekleşir. Bugün, öncelikle askeri bir hareket olan yönetimin siyasi bir harekete dönüşmesi gerekmektedir. Böyle bir ortamda İspanya, her zaman Suriye ve Suriye halkının yanında yer alacak ve AB’nin de orada olması için mümkün olan her şeyi yapacaktır.” şeklinde konuştu.
Yaptırımlar ve Suriye’nin Geleceği
Albares, “Esed rejimine katliamlar nedeniyle uygulanan yaptırımların, yeni yönetimin sorumluluğundaymış gibi devam ettirilmesi sizce adil mi? Artık rejim yıkıldığına göre hızla bu yaptırımların kaldırılması gerekmiyor mu? İspanya’nın bu konuda tavrı nedir?” şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi: “Suriye’de Esed rejimine karşı alınan yaptırımların belirli bir amacı ve hedefleri vardı. Açıkçası, buna neden olan gerekçeler ve yaptırımlarla kaçınmak istediğimiz unsurlar değişirse, bu yaptırımların artık bir anlamı kalmaz. İspanya’nın tutumu, yeni Suriyeli yetkililerle diyalog ve temas kurmamız gerektiği yönündedir. Bu nedenle önümüzdeki hafta Şam’a gideceğim. Suriye’nin geleceğinin nasıl olması gerektiğine dair vizyonumuzu aktarmak istiyoruz. Barışçıl, kapsayıcı, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyan bir Suriye olursa, açıkça yaptırımların bir anlamı kalmayacaktır.” dedi.
Suriye’nin Egemenliği ve Toprak Bütünlüğü
Albares, İsrail‘in Suriye topraklarında genişleyen işgaline karşı olduklarını da açık bir şekilde dile getirdi. “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği, İspanya’nın her zaman savunacağı temel bir unsur olacaktır. Dışarıdan müdahale kabul edilemez. Bu, elbette ki öncelikle Suriye için iyi olmayacaktır, ancak aynı zamanda Orta Doğu ve İsrail halkının güvenliği açısından da olumsuz bir durum yaratacaktır.” diye konuştu.
İspanyol Bakan, “Bizim istediğimiz, bir an önce egemen bir Suriye’dir; tüm toprakları kontrol eden bir otoritedir. Herhangi bir yabancı güç kesinlikle bölgeden çekilmelidir. Suriye, İspanya ve Türkiye’nin de dahil olduğu gibi, egemen bir devlet olmalıdır. Bu nedenle her türlü dış müdahaleye kesinlikle karşıyız. Bunu Orta Doğu’daki tüm halklar için istiyoruz; barış, istikrar ve refah.” değerlendirmesinde bulundu.