Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hüseyin Baş’tan Suriye Değerlendirmeleri: Kazanan ABD ve İsrail, Kaybeden Türkiye

Hüseyin Baş, Suriye’deki güncel durumu değerlendiriyor. Bu analizde kazanan ülkeler ABD ve İsrail, kaybeden ülke ise Türkiye olarak öne çıkıyor. Detaylı yorumlar ve stratejik çıkarımlar için yazıyı inceleyin.

Hüseyin Baş, Suriye'deki güncel

(ANKARA)

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Suriye’deki gelişmelere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Baş, “Suriye’de İsrail ve ABD kazandı, Türkiye kazandım gibi gösteriyor ama aslında kaybetti. Suriye’de Erdoğan’ın şahsi beklentileri ve çıkarları kazandı” ifadelerini kullandı. ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik övgülerine de dikkat çeken Baş, “Bedavadan kimse kimseyi böyle övmez, yarın Suriye’de ne yapmak istiyorlarsa Erdoğan üzerinden yaptıracaklar” şeklinde konuştu.

BTP lideri Baş, TELE1’de Tuncay Mollaveisoğlu’nun “Anında Manşet” programına katılarak Suriye gündemini değerlendirdi. Baş, şunları söyledi:

“Günün sonunda kazanan İsrail ve ABD”

“Türkiye’de Suriye’de yaşananlar için zafer naraları atılıyor, ama günün sonunda kazanan kimdir? En büyük soru bu: Kim kazandı? Burada kimin işine geldiğine baktığınızda, ABD bölgeyi istikrarsızlaştırmak istiyordu. Bu kapsamda, Cumhurbaşkanımız tarafından ‘Ben eş başkanıyım’ denilerek açıklanan Büyük Ortadoğu Projesi hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bu proje aynı zamanda Büyük İsrail Projesi’dir. Bunları konuştuğumuzda bazıları hayalperest yaklaşımlar olarak değerlendiriyor, ancak 20 yıllık süreçteki gelişmelere bakınca hiçbirinin tesadüf olmadığını görüyorsunuz. Dolayısıyla bugün Suriye’de kazanan taraf İsrail ve ABD’dir. Türkiye kazandım gibi gösteriliyor ama aslında kaybetti. 2003’te ABD Irak’a girdikten sonra Irak paramparça oldu; bunun Türkiye’ye ne kadar zararı olduysa, şimdi Suriye’de yaşanacakların da Türkiye’ye bir o kadar hatta daha fazla zararı olacak. Bu bölgede istikrarsızlığın kapısı açıldı ve vahşetin kapısı yanı başımızda iş başına gelmiş oldu.”

“HTŞ ne oldu da terör örgütü olmaktan çıktı?”

AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in ‘HTŞ artık fiilen terörist değil’ açıklamasına dikkat çeken Baş, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından terör örgütü olarak ilan edilen HTŞ, ne oldu da terör örgütü olmaktan çıktı? HTŞ’nin elindeki silahı kim verdi, YPG’nin elindeki silahı kim sağladı? Bu grupların savaşçılarına her ay bin, iki bin, üç bin dolar maaşlar verdiği konuşuluyor; bu paralar nereden geldi, kim verdi bu paraları? Bunları ABD beslemedi mi? Biz bunları bilmiyor muyuz? İstihbarat yetkililerimiz bunları bilmiyor mu? Biliyorlar ama buna rağmen Trump, ‘HTŞ ile Erdoğan bu işi yaptı’ diyor. Burada Amerika’nın kurduğu, beslediği bir yapılanmanın Suriye’deki hükümeti alaşağı ettiğini görüyoruz.”

“Suriye Türkmenlerinin adı neden geçmiyor?”

Baş, “Türkiye kazanacak” denildiğini belirterek, “Suriye’de etnik gruplar var. Araplar, Kürtler, Dürziler ve Ermeniler gibi birçok etnik grup var. Türkmenler, Suriye’deki en kalabalık etnik gruplardan biridir, ama Türkmenlerin hiç adı geçmiyor. Suriye’deki tüm muhalifler muhatap alınırken, Türkmenler neden yok sayılıyor?” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de muhalefeti dikkate almayan hükümet, Suriye’de muhalefeti an be an takip ediyor”

Baş, Türkiye’deki muhalefetin göz ardı edildiğini dile getirerek, “Suriye’deki muhalefeti anbean takip edip dikkate alıyorlar. Ülkende muhalefet var, onların beklentileri ve talepleri var, ama bunlara kulak tıkıyorsun. Türkiye’deki muhalefet vatan haini olarak görülüyor ama Suriye’deki muhalifler önemli ve ileri görüşlü insanlar olarak değerlendiriliyor. Türkmenleri konuşalım dediğimizde, Suriye neden Türkmenlerin de devleti olmuyor?” dedi.

“İsrail geliyor… İsrail şu anda İran için bir tehdit, Türkiye için bir tehdit”

Baş, “Suriye’de Türkiye kazanmadı, Erdoğan’ın şahsi çıkarları kazandı. Yandaşları burada petrol ticaretinden ciddi paralar kazanacak, inşaatlardan büyük kazançlar elde edecekler. Bunun Türkiye’ye ne faydası var? Hiçbir faydası yok. Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eş Başkanı olunca, bu proje hayata geçerken siz de kazanmış oluyorsunuz. Savaş döneminde Esad, İsrail’in Golan Tepeleri’ne girmesine 13 yıl boyunca direndi; ama bugün İsrail nerede? Golan Tepeleri’ni aştı ve Şam’a 18 kilometre kala bayrak astı. Hangi kazançtan bahsediyoruz? Biz Halep’e bir bayrak astık diye ortalığı ayağa kaldırıyoruz ama İsrail de oraya bayrak astı. İsrail şu anda bizim kapı komşumuz oldu. İsrail, İran için ve Türkiye için büyük bir tehdit oluşturuyor.”

“İsrail Doğu Akdeniz’in kaynaklarını ele geçirmek istiyor”

Baş, “İsrail, Beyrut Limanı’nı kontrol altına aldı ve Lazkiye ile Tartus’u kontrol altına alacak; Colani ve Suriye’nin yeni hükümeti üzerinden bunu gerçekleştirecek. Gazze’yi kontrol altına alarak Doğu Akdeniz’e inme hedefindeydi. Gazze’nin sahil şeridini ele geçirdi. Kıbrıs gündeme gelecek, eğer Kıbrıs’ı tek devlet olarak değerlendirir ve güney tarafıyla anlaşırsa, Doğu Akdeniz’in tüm doğal gaz havzası İsrail’in kontrolüne geçecek ve belki de 500 yıl boyunca ekonomik sorun yaşamadan ayakta kalabilecek bir ülke haline gelecek.”

“İsrail’in Türkiye üzerinden Avrupa’ya gaz göndermesi söz konusu”

Baş, “İsrail’in Doğu Akdeniz’de bulduğu doğal gazın, Suriye üzerinden Türkiye’ye, ardından Kilis’ten Bulgaristan’a taşınması gündemde. Bu noktada kazananlar onlar olacak. İsrail’in doğal gazını biz Avrupa’ya taşıyacağız. Avrupalılar, Ruslardan gaz almak yerine İsrail’den gaz alacaklar ve biz de komisyonculuk yapacağız. Kazanılan şey, İsrail’in ve Amerika’nın kazanımlarından komisyon almak; kazanılan şey bu. Ancak eğer olaya Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, üniter yapısını korumak ve insanları arasında kardeşlik bağı tesis etmek olarak bakarsanız, Türkiye artık her an ateşin sıçrayabileceği istikrarsız bir ülke haline gelmiş durumda.”

“Öcalan’ın Meclis’e çağrılması YPG devletine halkı razı etme planıydı”

Baş, “YPG’ye yapılan operasyonların tamamı Fırat’ın batısında gerçekleşiyor. Amerika’nın YPG’ye biçtiği toprak parçası ise Fırat’ın doğusunda. YPG’yi orada sıkıştırıp bir özerk yapı kurdurmak istiyorlar. AK Parti hükümetinin bu planı önceden bildiğini düşünüyorum. Uçan halının üstüne binip gideceğimiz yere ulaşma mantığıyla planın üzerine yattılar. Apo’nun Meclis’e çağrılması, Türkiye’de bir rüzgar oluşturma çabasıydı. ‘Artık terör yok, biz barıştık, yeni bir yönetim var. YPG devlet kuruyor ama sorun yok’ denilecekti, ama bu olmadı.”

Tuncay Mollaveisoğlu’nun “İddialara göre Öcalan frene bastı diyorlar” sözleri üzerine Baş, “Yanı başımızda bir terör devleti büyük ihtimalle kurulma aşamasına gelmiş vaziyette” dedi.

Baş, “Bu ne kadar gerçek göreceğiz. Öcalan’ın Türkiye’nin hayrına bir rüya göreceğine asla inanmam. Frene bastıysa da PKK’nın çıkarları için frene basmıştır; yoksa bizi düşünecek hali yok. Dolayısıyla burada bir şekilde bu gerçekleşmedi. Ben bunu 2003 tezkeresine benzetiyorum. Tezkere geçmedi ama sonuçları itibarıyla tüm planlar hayata geçirilmiş oldu. Dolayısıyla yanı başımızda bir terör devleti büyük ihtimalle kurulma aşamasına getirilmiş vaziyette. Bu, belki 10 yıl sonra, belki 30 yıl sonra ama kesinlikle bizim çocuklarımızın etkileneceği biçimde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üniter yapısını tehdit altına alan bir durumla karşı karşıyayız. Bizim üniter yapımızın bozulması demek, paramparça olmamız demek ve kendimize ait bir vatanımızın olmaması demek.”

“Trump’ın Erdoğan övgüsünün nedeni ne?”

Baş, “Suriye’de ne yaşanacaksa bunu Amerika istediği için yaşanacak ve Amerika, Trump ile birlikte bu işlerin tamamını Erdoğan üzerinden yürütecek. Bedavadan kimse kimseyi böyle övmez; yarın Suriye’de ne yapmak istiyorlarsa Erdoğan üzerinden yaptıracaklar. Böyle bir düzen inşa ettiler. Suriye’ye bir demokrasi gelecekse, Erdoğan’ın Türkiye’de bize yaşattığı demokrasi kadar bir demokrasi gelir. Arkada ne yaşandığından haberimiz olmadığı bir demokrasi getirirler. Dolayısıyla bu insanlardan olumlu bir sonuç beklemek oldukça naif bir yaklaşım olur, böyle bir şey mümkün değil.”