İHA’nın haberine göre, Ordu’nun Altınordu ilçesine bağlı Kayabaşı Mahallesi’nde yaşayan 74 yaşındaki Hasan Seydi ve 69 yaşındaki eşi Aysel Seydi, yıllardır kendi seralarında taze marul ve çeşitli sebzeler yetiştiriyor. Ürettikleri bu organik ürünleri, alışılmışın dışında bir yöntemle, yol kenarına dizdikleri marulların yanında bulunan bir kutu aracılığıyla satıyorlar. Müşteriler, alacakları ürünü kendileri poşetleyip, ücretini bu kutuya bırakıyor. Hatta bazen parası olmayanlar, sonradan ödemeyi tercih edebiliyor.
“ALLAH BANA SAĞLIK VERDİ, BEN DE ÜRETMEYE DEVAM EDİYORUM”
Hasan Seydi, insanların taze sebzelere kolayca ulaşabilmesi için bu güven esasına dayalı satış yöntemini benimsediğini ifade ediyor. Eskiden bölgede benzer satış yöntemlerinin yaygın olduğunu ancak zamanla azaldığını belirten Seydi, “Şimdi bizim gibi üretim yapan çok az kişi kaldı. Hatta çalıştıracak işçi bulmak bile zorlaşıyor. Ama ben sağlığım yerinde olduğu sürece üretmeye devam ediyorum, insanlar da buradan gelip taptaze marullarını alabiliyor” diye konuştu. Küçük çapta beş serası olduğunu dile getiren Seydi, bu seralarda yetiştirdiği marulların doğrudan tüketicilere ulaştığını vurguluyor.
“MARULLARI KİMİN ALDIĞINI BİLE GÖRMÜYORUZ”
Bu güven esasına dayalı satış yöntemini yıllardır sürdürdüğünü anlatan Hasan Seydi, şu şekilde devam etti: “Biz burada durup satış yapmıyoruz. Marulların fiyatlarını yazıyoruz, insanlar da gelip alıp parasını kutuya bırakıyor. Bazen bozuk parası olmayanlar sonra getiriyor. Hiç hesap yapmıyoruz, bugüne kadar bir sıkıntı da yaşamadık. İnsanlara güveniyorum, sonuçta yedikleri ürünün hakkını vereceklerini düşünüyorum. Eğer herkes böyle bir yöntemle hareket ederse, çok daha güzel bir toplum oluruz.”
“MÜŞTERİLER BİZİ, BİZ MÜŞTERİLERİ GÖRMÜYORUZ”
Eşi Aysel Seydi de uzun yıllardır marul yetiştiriciliğiyle uğraştığını ve geçmişte ürünlerini pazarda sattığını belirtiyor. Ancak yaşının ilerlemesi ve sağlık sorunları nedeniyle artık yol kenarında satış yapmayı tercih ettiklerini söylüyor: “Eskisi kadar üretim yapamıyoruz ama yine de elimizden geldiğince devam ediyoruz. Satış sırasında hiç dışarı çıkmam, hatta bazen pencerenin arkasına çekilirim ki beni görmesinler. Parası olmayanlar bazen sonra bırakıyor, bu konuda kimseyi zorlamıyoruz.”
“AVRUPA’DA DA BENZER UYGULAMALAR VAR”
Yol kenarından geçerken bu güven esasına dayalı tezgahtan marul satın alan Kadir Özbucak, bu yöntemin Avrupa ülkelerinde de yaygın olduğunu belirterek, “Hasan amca burada bekleyip satış yapmıyor. Ürünlerini bırakıyor ve gerisini insanların vicdanına teslim ediyor. Avrupa’da da benzer sistemler var, o yüzden çok güzel bir uygulama. Bence böyle şeyler yaygınlaşmalı.”
Hasan ve Aysel Seydi çifti, yıllardır büyük bir güvenle bu yöntemi sürdürüyor. Onlar için önemli olan sadece marul satmak değil, aynı zamanda insanların dürüstlük ve güven duygusuyla hareket ettiğini görmek. Belki de bu küçük ama anlamlı satış yöntemi, toplumsal güvenin ve dayanışmanın en güzel örneklerinden biri olarak hafızalarda kalacak.