Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Haluk Görgün, Türk Savunma Sanayisinin Geleceğini Değerlendirdi

    Haluk Görgün, Türk savunma sanayisinin geleceğini değerlendirerek yenilikçi yaklaşımlar, stratejik hedefler ve uluslararası rekabet gücünü artırma yollarını paylaşıyor. Savunma sektöründeki gelişmeler hakkında derinlemesine bir bakış.

    Haluk Görgün, Türk savunma sanayisinin geleceğini değerlendirerek yenilikçi yaklaşımlar, stratejik

    Görgün, Savunma Sanayisindeki Gelişmeleri Değerlendirdi

    SSB Nuri Demirağ Salonu’nda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Haluk Görgün, Türk savunma sanayisinin geleceği hakkında önemli bilgiler paylaştı. Altıncı nesil uçak projeleri üzerine yaptıkları çalışmalara değinen Görgün, “Altıncı nesil uçaklarla ilgili olarak kendi özgün yaklaşımımızla faaliyetlerimize başladık. Uluslararası düzeyde bu teknolojileri geliştirmek ve bizimle beraber çalışmak isteyen dost ülkelerle işbirliğine açığız.” şeklinde konuştu.

    Türk savunma sanayisinin hızla büyüdüğünü ve geliştiğini belirten Görgün, sadece Türk güvenlik güçlerinin değil, bu teknolojilere ihtiyaç duyan son kullanıcıların da talepleri doğrultusunda üretim gerçekleştirdiklerini vurguladı. Bunun için gerekli altyapıların ve insan kaynağının geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Görgün, insan kaynağının yeteneklerini ve yetkinliklerini en üst seviyeye taşımak için çeşitli çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.

    İki Önemli NATO Organizasyonu Türkiye’de Gerçekleşecek

    Görgün, savunma sanayisi alanında kamplar düzenlemeyi ve lise müfredatına savunma sanayisi dersleri eklemeyi planladıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın savunma sanayisinde güçlü olmanın, caydırıcı olabilmek adına dünya barışına katkı sağlamak açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Görgün, “Ne kadar caydırıcı ve güçlü olursak, hem ülkemizi koruma noktasında hem de dünya barışına katkı sağlama açısından önemli bir rol üstlenmiş oluruz. İhtiyaç duyulması halinde caydırıcı olabilecek yetkinliklere sahip olmamız gerekiyor. Bu perspektifle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.

    Farklı çözümler ve arayışlar içinde olmalarının doğal olduğunu belirten Görgün, “İki büyük NATO organizasyonunu Türkiye’de gerçekleştireceğiz. Birini İstanbul’da, diğerini ise Ankara’da düzenleyeceğiz. Bu tür organizasyonları ülkemize kazandırmak büyük bir önem taşıyor.” şeklinde konuştu.

    2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı bölgenin Avrupa olduğunu vurgulayan Görgün, “En çok sözleşme imzaladığımız bölge de Avrupa. Geçen yıl başlattığımız konsorsiyumlarda stratejik ülkelerle geniş çözümler üzerinde ilerlemeyi önemsiyoruz. Beraber çalışabilmek ve savunma sanayi teknolojilerinde uzun vadeli işbirlikleri oluşturmak oldukça değerli.” dedi. Ayrıca, ASELSAN, ROKETSAN, kara araçları ve insansız hava araçları şirketlerinin koordineli bir şekilde çalışacağı bir yaklaşımı benimsediklerini belirten Görgün, “2025 yılında bu konuda güzel haberler paylaşmayı umuyoruz. Geliştirdiğimiz platformların yerlilik oranı yüksek olduğu için, tüm ekosistemi besleyecek bir yaklaşım sergiliyor ve bu durumun faydalarını görmekteyiz.” şeklinde ifade etti.

    Ürünleri Sivil Sektörlere Uygulamaya Çalışıyoruz

    Savunma sanayi ürünlerinin rafta hazır ürünler olmadığını belirten Görgün, siparişlerin belirli bir takvim ve zamanlamaya dayandığını söyledi. Görgün, “Diğer yandan, ekonomik olması da sınırlı kalır. Dolayısıyla, yalnızca mecbur kaldığınızda temin edeceğiniz bir alt sistem veya ekipman anlamına gelir. Bu kapsamda kent sistemleri, ulaşımdaki elektrikli tren sistemleri, sinyalizasyon sistemleri, sağlık teknolojileri ve radar teknolojileri gibi alanlar bulunmaktadır. Örneğin, bugün emniyetimize hizmet eden trafik radarları, savunma sanayisinden elde edilen birikimle geliştirilmiş ürünlerdir ve aktif olarak kullanılmaktadır.” dedi.

    Milli Uçak Gemisi Projesi Hakkında

    Milli uçak gemisi projesinin teslim tarihi hakkında sorulan bir soruya Görgün, “Geçmiş yıllarda yaşadığımız 7 yıllık süreçler kadar uzun olmayacağını düşünüyoruz. Sadece uçak gemisi değil, TF-2000 ve milli denizaltımız gibi projeler de planlanmış durumda. Bu projelerin nerede, nasıl ve ne şekilde üretileceği, kimlerin sorumluluk alacağı ve tasarımın detayları hakkında yoğun çalışmalar yürütülmektedir.” yanıtını verdi.

    “En Az 3 Altay Tankını Orduya Teslim Edeceğiz”

    Haluk Görgün, 2024 yılında teslim edilen sistemlerin ekonomik katkısının en az 40 milyar dolar olacağını kaydetti. Görgün, Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları tarafından belirlenen ihtiyaçlar doğrultusunda, yurt dışından alımın önüne geçebilecek menzilde radar sistemlerini geliştirdiklerini ve teslim ettiklerini ifade etti. 40 ülkeye 4 bin 500’den fazla kara aracı, 3 ülkeye korvet, 10’dan fazla ülkeye yaklaşık 140 deniz platformu, 42 ülkeye mühimmat ve füze, 50’den fazla ülkeye İHA, SİHA ve TİHA ihraç ettiklerini belirtti.

    “Ayrıca, 20’nin üzerinde ülkeye elektro-optik sistemler ve stabilize silah sistemleri, 8 ülkeye helikopter, 10 ülkeye radar, 111 ülkeye farklı boyutlarda silahlar, tüfekler, tabancalar ve 2 ülkeye de HÜRKUŞ uçağı ihraç ettik. Savunma sanayisinde üretim yapmanın ötesinde, yurt dışına da ihraç etmiş durumdayız. Savunma sanayisindeki 3 bin 500 firmadan 1600’ünün ihracat yaptığı göz önüne alındığında, neresi olursa olsun ihtiyaçları karşılayacak yetkinliğe sahibiz.” şeklinde konuştu.

    Görgün, ALTAY tankıyla ilgili olarak, “Bu yıl en az 3 tankı seri üretimden çıkararak orduya teslim edeceğiz. Üretime ilişkin ana ve alt yüklenicilerle birlikte SSB koordineli bir şekilde çalışıyoruz.” dedi.