Guatemala’da Lev Tahor Tarikatına Yönelik Operasyon
Guatemala polisi, çocuk istismarı, pedofili, insan kaçakçılığı, zorla evlendirme ve tecavüz suçlamalarıyla gündeme gelen Yahudi tarikatı Lev Tahor’a yönelik geniş çaplı bir operasyon başlattı. Güvenlik güçleri, örgütün önemli isimlerinden 35 yaşındaki Yoel Alter‘i, başkent Guatemala’da devlet tarafından işletilen “çocuklara yönelik tedavi merkezi” önünde yakalayarak gözaltına aldı. Alter’in insan kaçakçılığı suçlamasıyla arandığı Meksika’ya iade edilmesi bekleniyor.
148 Çocuk Devlet Korumasına Alındı
Savcılık kaynaklarına göre, en az 148 çocuk, cinsel istismarla suçlanan ebeveynlerinden alınarak devlet koruması altına alındı. Yetkililer, çocukların güvenliğinin sağlanması adına gözetim altında tutulmaya devam edeceğini duyurdu.
Tarikat Operasyonları Büyüyor
Guatemala İnsan Ticaretiyle Mücadele Ofisi savcısı Nancy Paiz, yapılan incelemeler sonucunda Lev Tahor üyelerinin çocukları zorla evlendirdiğine ve sistematik istismar uyguladığına dair kesin kanıtlar bulunduğunu açıkladı. Ayrıca, bazı genç annelerin tarikat liderlerinin yönlendirmesiyle hükümete baskı yapmak için çocuklarını aç bıraktıkları iddia edildi. Tarikatın iç yapısına yönelik devam eden soruşturmalarda daha fazla ayrıntıya ulaşılması bekleniyor.
Yönetici Üyeler Tek Tek Yakalanıyor
Ocak ayından bu yana gerçekleştirilen operasyonlar neticesinde Lev Tahor’un üst düzey yöneticileri birer birer yakalanıyor.
- The Times of Israel’in haberine göre, tarikatın liderlerinden Aaron Teller, insan kaçakçılığı suçlamasıyla Guatemala’da gözaltına alındı.
- Tarikat üyesi Jonathan Emmanuel Cardona Castillo, Guatemala’da hakkında açılan çocuk istismarı ve tecavüz suçlamalarının ardından kaçmaya çalışırken El Salvador’da yakalandı.
- Üyelerden Josef Rosner’in de çocuk istismarı ve “zorla evlendirilmek üzere insan kaçakçılığı” suçlarından gözaltına alındığı bildirildi.
- Tarikat liderlerinden Haham Eliezer Rompler ise Guatemala’daki operasyonlardan kaçmaya çalışırken El Salvador sınırında polis tarafından yakalandı.
1 Aydan Fazla Süre Önceki Baskında 160 Çocuk Kurtarıldı
Yetkililer, Aralık 2024’te Santa Rosa’daki Lev Tahor yerleşkesine düzenlenen baskında, kötü muamele gördüklerinden şüphelenilen 160 çocuk ve 40 kadının devlet korumasına alındığını belirtiyor. Daha önce, Meksikalı yetkililer 2022’de Guatemala sınırındaki Chiapas bölgesinde bir Lev Tahor kampına baskın düzenlemiş ve istismar koşullarında tutulan çocukları kurtarmıştı.
Lev Tahor: Sapkın, Karanlık ve Kapalı Bir Yapı
Lev Tahor, 1980’lerde Shlomo Helbrans tarafından İsrail’de kurulan ve zamanla ABD, Kanada ve Latin Amerika’ya yayılan Ultra Ortodoks (Haredi) bir Yahudi tarikatı olarak bilinmektedir. Bu grup, çocuk istismarı, insan kaçakçılığı ve zorla evlendirme gibi ciddi suçlamalarla anılmakta olup, üyeleri üzerinde baskıcı bir kontrol mekanizması uygulamaktadır. Eğitim, sosyal ilişkiler ve bireysel haklar ciddi şekilde kısıtlanmakta, bu durum üyelerin insani haklarının ihlaline yol açmaktadır.
Müstehcen Film Sektörü Yahudilerin Kontrolünde
Yılda on binlerce müstehcen film üretilen sektörde, neredeyse tamamı Yahudi isimlerin elinde bulunmaktadır. Sektörde dikkat çeken isimlerden biri, müstehcen film sitelerinin çatı şirketi Mindgeek’in başında bulunan Haham Solomon Friedman‘dir. Bu kişi, sahip olduğu platformlarda pedofiliyi meşrulaştırmaya yönelik çabalar içerisindedir. Steven Hirsch, Paul Fishbein, Irving Slifkin, Barry Rosenblatt ve Eli Cross gibi müstehcen film patronlarının da Yahudi olması dikkat çekmektedir.
Amacı Ne? Türk İstihbaratı Ortaya Çıkardı
Peki, Yahudi zenginlerin müstehcen film sektörüne olan ilgisinin nedeni ne? Bu sektörü ortaya çıkarmalarının ardındaki amaçlar neler? Bu soruların cevabıyla ilgili olarak Teşkilat-ı Mahsusa’nın son başkanı Hüsamettin Ertürk’ün hatıralarında dikkat çeken ifadeler yer alıyor. Ertürk, Türk istihbaratının eline geçen Siyonistlerin Protokolleri hakkında şu bilgileri veriyor: “Dünya’ya hakim olmak isteyen bu Milletlerarası Siyonist Teşkilatının elimize geçen düsturları, genç nesilleri ahlaka aykırı telkinlerle bozmaktan, aile hayatını yıkmaktan, sanatın zayıflamasını sağlamak ve edebiyatı müstehcen hale getirmek gibi hedefler taşımaktadır. Bu durum, insanları düşünmekten alıkoymak, toplumlar arasında kin ve güvensizlik yaratmak gibi sonuçlar doğurmayı amaçlamaktadır. Teşkilat-ı Mahsusa’nın dikkatli tetkikleri neticesinde vardığımız hakikat şudur ki, 1892’den beri Dünyamız, bu zihniyetteki Yahudilerle mücadele halindedir.”