Gökhan Günaydın’dan Yargının Siyasallaşmasına Dair Eleştiriler
Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: MEHMET ÇALPAR
(İSTANBUL)- CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Ülke Politikaları Vakfı’nın düzenlediği “Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması” başlıklı panelde önemli açıklamalarda bulundu. Günaydın, Türkiye’deki hakim ve savcı sayısının 22 bin olduğunu belirterek, “Bu hakim ve savcıların 5 bini, daha dün AKP’nin il ve ilçe yönetim kurulu üyeleriyken, uydur kaydır sınavlarla cübbe giydirilmiş kişilerdir” dedi. Ayrıca, CHP iktidarı kurulduğunda mahkemelerde CHP’li hakim ve savcı görmek istemediğini vurgulayarak, “Orası bağımsız olmak zorunda” ifadelerini kullandı.
Panel, Ülke Politikaları Vakfı tarafından Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Açılış konuşmalarını, vakfın Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Doğan Subaşı, Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel yaptı. Ardından, İBB Meclisi CHP Grup Başkanvekili Ülkü İnanlı Sakalar’ın yönettiği bir oturum gerçekleştirildi. Bu oturumda, Gökhan Günaydın’ın yanı sıra eski İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan, avukat Prof. Dr. Hasan Sınar ve gazeteci-yazar Nur Batur da konuşmacı olarak yer aldı.
Evrensel Hukuk ve Anayasa Mahkemesi Üzerine
“Ne AİHM ne de AYM kararlarına uyuyor”
Günaydın, evrensel hukukun tanımını yaparken, “Evrensel hukuk, herhangi bir ülkenin iç işlerine veya çatışmalarına göre değil; insanlığın ortak ve görkemli yürüyüşünün bir sonucudur. Ülkeler bu evrensel hukuku içlerine kanunlarla aktarıyorlar. Parlamento oluşturup, kanun yapıyorsunuz ve yurttaşa ‘Bu, sizin uymakla yükümlü olduğunuz bir külliyattır’ diyorsunuz. Peki, sorun şu; eğer o kanunlar iç hukuka uygun değilse ne yapacağız? Güvenebileceğimiz tek yer Anayasa Mahkemesi. Türkiye’de 1961 Anayasası ile getirilmiş olan bu müessese, anayasaların evrensel hukuka uygun olduğunu varsayıyor. Ancak, bir ülke düşünün; adı önemli değil, ne AİHM ne de Anayasa Mahkemesi kararlarına uyuyor. Bu durumda kanundan ve hukuktan söz edebilir miyiz? Maalesef Türkiye’nin durumu budur” ifadelerini kullandı.
2017 Anayasa Değişikliği ve Tek Adam Rejimi
“2017 anayasa değişikliği, tek adam devletinin sınırlarını tahkim etti”
Günaydın, Türkiye’nin 2010 ve 2017 yıllarında referandumla geçtiği anayasa değişikliklerinin istismarcı anayasacılığın temel özelliklerini taşıdığını vurguladı. Özellikle 2017 anayasa değişikliğinin, mevcut tek parti ve tek adam devletinin sınırlarını tahkim ettiğini belirtti. “Artık yasama, yürütme ve yargı arasında bağımsızlık ve denetleme gücü kalmadı. Tüm güç tek adamda toplandı ve bu durum, ‘şahsım hükümeti’nin her şeyi önemsizleştirmesine yol açtı” dedi. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi’nin denetim yetkisinin, evrensel hukuka aykırı bir tek adam rejiminin savunuculuğuna dönüştüğünü ifade etti.
Hukuka Güven ve Gelecek Umudu
“Hukuka güvenimi muhafaza etmek istiyorum”
Devletin valisi, hakimi, savcısı ve kolluk kuvvetlerinin güvenilirliğinin sorgulanır hale geldiğini belirten Günaydın, “Ben bir hukukçuyum. Hukuka güvenimi sağlamak, korumak ve muhafaza etmek istiyorum. ‘Bu memleketin hakimi, savcısı vardır’ diyebilmek için mücadele ediyorum. Ancak gerçeklerle yüzleşmek zorundayız. Bugün Türkiye’de 22 bin hakim savcı var, bunların 5 bini ise AKP’nin il ve ilçe yönetim kurulu üyeliğinden cübbe giymiş kişiler. Yarın CHP iktidarı kurulduğunda, mahkemelerde bir tane bile CHP’li hakim veya savcı görmek istemem. Orası bağımsız olmak zorundadır” şeklinde konuştu.