(TBMM) –
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar, bütçe görüşmeleri esnasında önemli açıklamalarda bulundu. Şenyaşar, HDP’nin eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile Gezi Parkı davası kapsamında Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay’ın tahliye edilmesi için çağrıda bulundu. “Hukuk, herkes için eşit uygulanmalıdır. Siz ne kadar milletvekiliyseniz, siyaset yapıp söz kurabiliyorsanız, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Can Atalay da o kadar siyasetçidir. Bu kişilerin yerinin cezaevi olmaması gerektiğini vurguluyorum” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 14, 15 ve 16. maddeleri ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin maddelerinin görüşmeleri sürmektedir. Ferit Şenyaşar’ın konuşmasından öne çıkan bazı noktalar şöyle:
- 19 Aralık 2000’de, F tipi cezaevlerinde, sürmekte olan ölüm oruçlarını sona erdirmek amacıyla, 20 cezaevine yapılan “Hayata Dönüş Operasyonu” sırasında 30 devrimci tutsak hayatını kaybetmiş, yüzlerce tutsak diri diri yakılmıştır. Bu katliamın sanıklarına karşı açılan davalar zaman aşımı gerekçesiyle kapatılmıştır. Unutmadık, unutturmayacağız.
- 19 Aralık 1978 tarihinde Maraş’ta Alevilere yönelik gerçekleştirilen 7 gün süren katliamı bir kez daha buradan lanetliyoruz. Yitirdiğimiz canların anısı sonsuza dek yaşayacaktır. Alevilerin eşit yurttaşlık mücadelesini selamlıyoruz.
- 19 Aralık 2015 tarihinde, Taybet Ana sokağa çıkma yasağı günlerinde evinin önünde keskin nişancı silahıyla katledilmiştir. Cenazesi 7 gece boyunca sokakta kalmıştır. Taybet Ana’yı saygıyla anıyoruz ve bu katliamın arkasındaki zihniyeti lanetliyoruz.
Şenyaşar, “Türkiye, hakikatlerle yüzleşmediği sürece gerçek anlamda demokrasi ve hukuk devletinden bahsedemez. Bugün cezaevlerinde binlerce tutsak, hakikatin bedelini ödüyor. Cezaevlerinde rehin tuttuğunuz seçilmiş yerel yöneticiler, eş genel başkanlar, parti yöneticileri, gazeteciler, akademisyenler, sanatçılar ve insan hakları savunucuları var. İnsani koşullarda tedavi olmayı bekleyen hasta tutsaklar var. Selam olsun cezaevinde adalet için mücadele eden yoldaşlarımıza.” dedi.
“Bizler Cumartesi Anneleriyiz, Barış Anneleriyiz”
Şenyaşar, cezaevlerinin suçsuz insanlarla dolup taştığını belirtti ve Suriye’deki Sednaya Hapishanesi’ne atıfta bulunarak, “Neden Türkiye’deki cezaevlerinin bu durumu görmezden geliniyor?” diye sordu. “Biz, yitirdiklerimizin ve cezaevinde rehin tuttuğunuz yoldaşlarımızın bıraktığı yerden devam edenleriz. Bizler, 10 Ekim’de Tren Garı’nda tesadüfen kurtulanlarız. Roboski’de vurulmuş yerde yatan köylüleriz. ‘Beraber Savunduk, Beraber İnşa Edeceğiz’ diyen, Suruç’ta katledilen 33 Düş Yolcusu’nun geriye kalanlarız. ‘Nefrete İnat, Yaşasın Hayat’ diye haykıranlarız. Gözleri yollarda her gün bekleyen, ‘Oğlumun kemiklerini arıyorum ve son nefesime kadar Galatasaray Meydanı’na geleceğim’ diyen Cumartesi Anneleriyiz. Beyaz tülbentleriyle Kamışlı sınırında çocuklarımız ve askerler ölmesin diye nöbet tutan Barış Anneleriyiz” ifadelerini kullandı.
Şenyaşar, “Kaybettiğimiz canlarımızdan tek farkımız, henüz yaşıyor olmamız. Vursanız da, öldürseniz de, tutuklasanız da hakikati haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi, ‘Bir ölür, bin diriliriz.’ İnsan hakları evrenseldir ve bu perspektifle hareket edildiğinde temel değerlere ulaşabiliriz.” şeklinde konuştu.
Suriye’deki gelişmelere de değinen Şenyaşar, “Suriye’de devam eden çatışmalar bir an önce son bulmalıdır. Rojava’da halkların demokratik yaşam alanlarını birlikte savunmalıyız. Rojava’da sömürü ve işgal olursa, elbette ki kurtuluş mücadelesi de olacaktır. Aylardır Cumhur İttifakı kardeşlikten ve barıştan söz ediyor. Ancak bu kavramların içini dolduracak gerekli tutum ve davranışları göremiyoruz. Her alanda haksızlıklar ve hukuksuzluklar artarak devam ediyor” dedi.
“Yüksekdağ, Demirtaş ve Atalay tahliye edilsin”
Şenyaşar, HDP eski genel başkanları Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Gezi Parkı davasından Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesi çağrısını yineleyerek, “Hukuk, herkese eşit bir şekilde uygulanmalıdır. Siz ne kadar milletvekiliyseniz, siyaset yapıp söz kurabiliyorsanız, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Can Atalay da o kadar siyasetçidir. Bu kişilerin yerinin cezaevi olmaması gerekir. Belediye seçimlerini kaybettiğinizde, kayyım yolu ile gasp ediyorsunuz. Basında iktidarınızı eleştiren haberler çıktığında, gazetecileri tutukluyorsunuz. Sesini yükseltenlere karşı kullandığınız hukuk bir gün sizi de yargılayacaktır. Hiçbir iktidar sonsuz değildir. Tüm kademelerde, liyakate göre değil, iktidarınızı sürdürebilmek için hareket ediyorsunuz. Burada görüşülen bütçe, tutumunuzu yansıtan sermayeyi koruma, faiz ödeme odaklı bir bütçedir” diyerek sözlerini tamamladı.