Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Fenerbahçe, Ramazan Başakşehir’i 3-1 Yenerek Galibiyet Aldı

Fenerbahçe, Ramazan ayında Başakşehir’i 3-1 yenerek önemli bir galibiyet elde etti. Maçta gösterdiği üstün performansla taraftarlarını sevindiren Fenerbahçe, ligdeki iddiasını sürdürmeye devam ediyor.

Fenerbahçe, Ramazan ayında Başakşehir'i

Fenerbahçe’den Ramazan Başakşehir’e Karşı 3-1’lik Zafer

Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında Fenerbahçe, Ülker Stadı’nda RAMS Başakşehir’i 3-1 mağlup etti. Müsabakadan sonra düzenlenen basın toplantısında Fenerbahçe’nin teknik direktörü Jose Mourinho, takımının mücadele azmini vurgulayarak sahada gösterilen performanstan memnun olduğunu belirtti.

Mourinho, öncelikle sakat oyuncular hakkında bilgi vererek, maçın 76. dakikasında sedyeyle oyundan çıkan Becao‘nun diz sakatlığı geçirdiğini ve bu durumun büyük ihtimalle sezon sonunu kapattığını dile getirdi. Ayrıca kas sakatlığı yaşayan Livakovic‘in Eyüpspor karşısında forma giymesinin zor olduğunu ifade etti.

Müsabakanın ilk yarısında 11’e 11 oynadıkları dönemdeki futbolu daha çok beğendiğini vurgulayan Mourinho, “Bugün baskılarını kırmayı başardık, önde baskı yaparak rakibe zorluk çıkardık. Ancak 10’a 10 oynadığımızda durum biraz dramatikleşti. Oyuncu değişikliği hakkımız bitmişti; Tadic sağ bekte, Mert Müldür stoperde ve En-Nesyri sağ açıkta oynamak zorunda kaldı. Bu durum bizim için zorluk yarattı. Ancak oyuncularım, beklediğim performansı sergiledi.” diyerek duygularını aktardı.

Mourinho, oyuncuların gerginliğinin üstesinden gelmek için galibiyetin en iyi yol olduğunu belirtti ve “Oyuncularım bugün gergindi, özgüven eksikliği yaşıyorlardı. Dışarıda yaşanan olaylar bu durumu pekiştiriyordu. Ama ben onlardan, birlik olmalarını, tutkulu ve istekli oynamalarını istiyordum. Harika bir maç çıkarmalarını beklemiyordum ama kazanmak için savaşmalarını bekliyordum. Bunu da başardık.” dedi.

Mourinho, ayrıca galibiyetteki “ufak katkısını” Samet Akaydin‘e armağan etmek istediğini belirtti. Athletic Bilbao maçından sonra eleştirilen Samet’i korumak amacıyla kadroya almadığını ifade eden Mourinho, “Bugünkü galibiyetteki ufacık katkımı ona bağışlamak istiyorum. Onu kırgın gördüm; dev gibi bir adam ama bazen çocuk gibi davranıyor. Yılsonuna kadar bir maçımız kaldı, o maça kadar elimizde Djiku, Çağlar ve Yusuf bulunacak. Bakalım bu süre Samet’e nasıl bir terapi olacak, zaman gösterecek.” şeklinde konuştu.

Mourinho, oyuncuların üzerindeki gerginliğin kaybolması için galibiyetin kritik olduğunu söyledi: “En iyi terapi, maç kazanmaktır. Üst üste 5-6 maç kazandığımız bir dönemde dengeli ve özgüvenliydik. Ancak kaybetmeyi hak etmediğimiz bir maç oynadıktan sonra her şey tersine döndü. Futbolda her şey çabuk değişiyor ama Türkiye’de bu durum üç kat daha hızlı gerçekleşiyor. Livakovic’in yaşadığı sakatlığın da gerginlikten kaynaklandığını düşünüyorum. Kas sakatlıklarının birçok sebebi olabilir; yorgunluk, yanlış hareket veya gerginlik gibi. Oyuncular, dışarıda olanları duymadan, bilmeden yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu nedenle bu hafta bizim için kolay geçmedi.”

Karşılaşma öncesinde oyuncularını motive etmek istediğini belirten Mourinho, “Maçtan önce oyuncularıma, ‘Öyle ya da böyle bu maçı kazanmamız gerekiyor. İçinizde o ateşi hissetmelisiniz. Ama o ateşi taşırken içinizde suyu da bulundurmalısınız. Sadece ateşle oynarsanız hatalar yaparsınız, gereksiz kart görürsünüz.’ dedim. Dengeyi bulmak önemli.” ifadelerini kullandı.

Mourinho, önlerinde Eyüpspor maçı olduğunu ve bu maçı kazandıkları takdirde oyuncuların 5-6 gün evlerine gidip futboldan uzaklaşma fırsatı bulacaklarını belirterek, “Bu da en iyi terapi olacaktır. Ama en iyi terapi, maç kazanmaktır. Kısa bir süre önce biz bu ligin en çok gol atan ve en az gol yiyen takımıydık. Liderle aramızdaki fark yalnızca 3 puandı. 3-0 veya 4-0 kazanabileceğimiz bir maçı kaybettikten sonra her şey kötüye gitti. Türkiye’de durum bu şekilde. Ben burayı seviyorum; yalnızca bana Türkçe öğretmiyorlar, bu nedenle söylenenleri pek anlamıyorum. Muhtemelen işlerini kaybetmemek için bana Türkçe öğretmiyorlar.” diyerek sözlerini tamamladı.