Eskişehir Türk Ocağı’nın 19. Olağan Genel Kurulu
Eskişehir Türk Ocağı, 19. Olağan Genel Kurulu’nu başarıyla gerçekleştirerek yeni yönetim, denetim kurulları ve genel merkez kurultay delegelerini seçti. Kongrede Divan Başkanlığı’na Mustafa Tezel, Divan Katiplikleri’ne ise Ferdi Bozkurt ve Temel Gündoğdu seçildi.
Yeniden şube başkanı seçilen Prof. Dr. Nedim Ünal, yaptığı konuşmada 1923’ten sonra 1988’de Türk Ocağı’nı yeniden canlandıran kuruculara Allah’tan rahmet dileyerek, bu ruhun onların sayesinde ayakta durduğunu vurguladı. Yahya Kemal Beyatlı‘nın “Biz yerin üstündekilerle olduğu kadar yerin altındakilerle de beraberiz” sözünü hatırlatan Ünal, geçmişe sahip çıkmayan bir kişi ya da milletin geleceğinin de olamayacağına dikkat çekti.
2022 Yılı ve Deprem Değerlendirmesi
Prof. Dr. Ünal, 2022 yılının Mayıs ayından bu yana geçen süreci değerlendirerek, 6 Şubat 2023’te yaşanan depremin millette derin yaralar açtığını ifade etti. Hayatını kaybeden vatandaşlar için rahmet dileyen Ünal, Türk Keneşi’nin ‘Türk Devletler Teşkilatı’ adıyla kurumsallaşmasının 300 milyonluk Türk dünyasının temsili açısından önemli bir adım olduğunu vurguladı. Türk Devletler Teşkilatı’nın bugünkü konumuna gelmesini geçmişte tahayyül etmenin dahi zor olduğunu belirten Ünal, ortak Türk alfabesi projesi ile Türk dünyası arasındaki kültürel bağların güçleneceğine dair ümitlerini dile getirdi.
Türk Ocağı’nın Eğitim Misyonu
Ünal, Türk Ocağı’nın kuruluş sürecine de değinerek, 190 tıbbiyelinin 1911 yılında yazdığı bir mektup ile bu milli ateşi harladığını aktardı. O mektupta eğitimin milletin hayatında başat bir rol oynadığının altını çizen Ünal, Türk Ocağı’nın gençlerin kurduğunu ve yine gençlerin bu misyonu devam ettireceğini ifade etti. Türkiye’deki üniversitelerin sayısının fazla olmasına rağmen arzu edilen bireylerin yetiştirilemediğini, birçok diplomaya rağmen nitelikli insan gücünün yetersiz olduğunu dile getiren Ünal, Türk Ocağı’nın bu eğitim eksikliğini fark ederek “Milli Mefküre Mektebi” gibi eğitim programlarıyla bu boşluğu doldurmaya çalıştığını belirtti.
- 3 yıl süren yaklaşık 100 ders ile gençlere milli ve manevi değerler kazandırıldı.
- Günümüzde insanların değerlerinden uzaklaşarak dünyevileştiği ve bunun kültürü koruma noktasında kaygı verici olduğu ifade edildi.
Türk Dünyası ile İlgilenmenin Önemi
Türk Ocağı’nın bir diğer önemli görevinin Türk düşünce hayatına katkıda bulunmak olduğunu söyleyen Ünal, Türk düşünce dünyasının bugün “kurak bir arazi” gibi olduğunu ve bunun yeniden yeşertilmesi gerektiğini ifade etti. 300 milyonluk Türk dünyası ile yakından ilgilenilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ünal, Doğu Türkistan, Tataristan, Irak ve Kırım gibi bölgelerdeki sorunlara dikkat çekti. Bu bölgelerde yaşayan Türklerin özgürlüklerine kavuşmasını temenni eden Ünal, “Oralar ne kadar bizim vatanımızsa, buralar da onların vatanıdır” dedi.
Suriye Meselesi ve Genç Nüfus Sorunu
Şam’da Baas rejiminin çökmesiyle gündeme gelen Suriye meselesine de değinen Ünal, Türkiye’nin 2016’dan bu yana yürüttüğü operasyonlarla bölgede önemli bir noktaya geldiğini dile getirdi. Suriye Milli Ordusu’nun kurulmasında Türkiye’nin öncü olduğunu vurgulayan Ünal, bölgenin bin yıldır Türklerin hakimiyetinde olduğunu ve Türkiye’nin tarihi rolüyle bölgenin barışına katkı sunmaya devam edeceğini aktardı. Türkiye’nin genç nüfusunun azalması ve gittikçe yaşlanmasına da vurgu yapan Ünal, yetkililerin bu konuda hassasiyet göstermeleri gerektiğini ifade etti.
Son olarak, Türk Devletler Teşkilatı’nın önümüzdeki günlerde Türk Devletler Birliği’ne dönüşebileceğini ve muhtemel bir “Türk Devrine” hazırlıklı olunması gerektiğinin altını çizen Ünal, Türk milletinin mutlu yarınları için temennilerde bulundu.