Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Erzurum’un Tarihi Eserleri ve Rus İşgalleri

    Erzurum’un zengin tarihi eserleri, Rus işgalleri dönemindeki etkileri ve bu süreçteki kültürel dönüşümleri keşfedin. Geçmişin izlerini günümüzde yaşatan bu eşsiz şehir hakkında daha fazla bilgi için hemen tıklayın!

    Bu haberin fotoğrafı yok

    Erzurum’un Tarihi Emanetleri ve Rus İşgalleri

    Osmanlı döneminde, Rus işgalleri sırasında Erzurum’dan götürülen pek çok tarihi eser ve “esir sancak” için ana vatana iade talep ediliyor. 1829, 1878 ve 1916 yıllarında Rusların Erzurum’u işgali sırasında, kentten alınan çok sayıda kültürel miras, günümüzde Rusya’daki müzelerde sergileniyor.

    Osmanlı döneminde, bu eserler hem hakimiyet hem de Türk kültürü ile Müslümanlığın sembolleri olarak büyük bir öneme sahipti. Bu tarihi eserlerin yeniden Erzurum’a getirilip burada sergilenmesi isteniyor. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, AA muhabirine verdiği demeçte, kentten götürülen “esir sancaklar” ve binlerce tarihi eserin Petersburg’daki Hermitage Müzesi ile askeri müzelerde bulunduğunu belirtti.

    Erzurum’un Stratejik Önemi ve İşgaller

    Eğilmez, Erzurum’un tarih boyunca stratejik konumu nedeniyle birçok devlet tarafından işgallerine maruz kaldığını ifade etti. “Erzurum, Ruslar tarafından 87 yıl içinde 3 kez işgal edilmiş. Bu durum oldukça nadir görülmektedir. Bu kadar ısrarcı olunması, bölgenin önemini açıkça ortaya koymaktadır.” dedi. İşgaller sırasında ünlü Rus yazar Puşkin’in de aralarında bulunduğu edebiyatçılar, arkeologlar ve eski eser uzmanlarının, kentteki tarihi eserleri ve kültürel varlıkları yanında götürdüğünü aktardı.

    Özellikle 1829 yılına ait Rus işgali, Erzurum için en yıkıcı olanıydı. Çifte Minareli Medrese, Yakutiye Medresesi, Sultaniye ve Ahmediye Medreseleri ile Üç Kümbetler gibi önemli tarihi yapıların kitabeleri ve belgeleri önemli bir hazine olarak götürüldü. Götüremedikleri eserleri ise yok ettiler. Örneğin, Saat Kulesi’ndeki saati Tiflis’teki bir binaya yerleştirdiler. Üç Kümbetler’deki Emir Saltuk’un kitabesi ve Çifte Minareli Medrese’de bulunan altından, gümüşten, bronzdan yüzlerce miğfer ile kalkan da Petersburg’a götürülenler arasındadır.

    Eserlerin Kültürel Önemi

    Eğilmez, 1829 işgalinde Osmanlı ordusuna ait 4 sancak ve komutanlık alameti olan eşyaların da kentten götürüldüğünü belirtti. Bunlar arasında değerli mücevherlerden yapılan asaların da bulunduğunu vurguladı. Rusların 1916’daki son işgalinde de, önceki işgallerde olduğu gibi, kalan eserleri kendi literatürlerine geçirmeye çalıştığını ifade etti. “Birçok şeyin yanında, merkezde bulunan 9 alay sancağı ve Pasinler ilçesindeki sancak da gidenler arasındadır.” dedi.

    Burada, teknolojinin ilerlemesi sayesinde, bu sancakların fotoğrafları ile zafer propagandası yapıldığını ve Rus çarına sunulup sergilendiğini ekledi. Sokaklarda geçit törenlerinde bu sancakların resmedildiğini belirten Eğilmez, sadece sancakların değil, kalenin anahtarları, kitabeler ve diğer eserlerin de götürüldüğünü açıkladı.

    Sonuç olarak, Rus işgalleri sırasında binlerce insanın hayatını kaybettiğini ve Erzurum’un tarihi eserlerinin kaybolmasının büyük bir üzüntü kaynağı olduğunu vurguladı. Götürülen her unsurun bir kısmının hakimiyet alameti, diğer kısmının ise halkın, Türk kültürünün ve Müslümanlığın sembolü olduğunu ifade etti. “Bu rakamlar binlerle ifade edilebilir. Bugün bu eserler, o zamanlar Çarlık’ın merkezi olan Petersburg’da, Hermitage Müzesi ve askeri müzelerde sergilenmektedir.”

    Geri İade Talepleri

    Eğilmez, Rusya’daki eserlerin Erzurum’a getirilip müzelerde sergilenmesi gerektiğini vurguladı. “Sadece tarihçilerin değil, milletin her bir ferdi, bu sancakların ve bilinen tüm eserlerin geri getirilip Erzurum’daki mevcut müzelerde insanlarla buluşturulmasını istemektedir. Sancakların ve eserlerin yaşadığı esaret hayatı sona erdirilmeli ve bu eserler vatan toprağına getirilerek özgürlüğüne kavuşturulmalıdır.” dedi.