Jeotermal Arama Projesine Tepkiler Büyüyor
DHA’nın haberine göre, Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Kılıç, Türkmen, Akçeşme ve Boztepe köylerinde, özel bir şirket tarafından jeotermal kaynak arama amaçlı sondaj çalışmaları başlatıldı. Proje kapsamında, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin resmi olarak başlatıldığı ve Edirne Valiliği’ne sunulan başvuru dosyalarının incelenerek onay sürecine alındığı belirtiliyor.
Proje çerçevesinde, 585,46 hektarlık ruhsatlı arama sahasında toplam yedi noktada sondaj çalışması gerçekleştirilecek. Her bir sondaj alanı 2 bin metrekare olarak belirlendi ve toplamda 14 bin metrekarelik alanın çamur havuzları, şantiye konteynerleri ve hafriyat stok alanları için ayrılacağı ifade edildi. Şirket yetkilileri, uygun sıcaklıkta bir jeotermal kaynak tespit edilmesi durumunda bu kaynakların seraların ısıtılmasında kullanılacağını duyurdu. Ancak, bölge halkı, tarım arazilerinin tehlike altında olduğunu belirterek projeye karşı çıkıyor.
“VERİMLİ ARAZİMİZİ KAYBETMEK İSTEMİYORUZ”
Jeotermal sondaj projesine karşı çıkan köylüler, Keşan Kent Konseyi’nin öncülüğünde Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Çiftçiler ve köylülerin yanı sıra birçok sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti de bu eyleme destek verdi. Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı, topraklarını korumak için verdikleri mücadeleyi vurgulayarak şu sözleri dile getirdi:
“Bu topraklar sadece taş ve topraktan ibaret değil; burası bizim geleceğimiz, çocuklarımızın ekmeği. Yıllarca susuz kalan bu bereketli araziler, Hamzadere Barajı sayesinde suya kavuştu, üreticimiz umutlandı. Ama şimdi, bazı kişiler özel şirketlerin çıkarları uğruna topraklarımızı elimizden almaya çalışıyor. Çeşitli vaatlerle göz boyayıp, ‘kaplıca yapacağız, otel kuracağız, sera açacağız’ diyorlar. Ama soruyorum sizlere; buraya otel mi gerek, yoksa üretim mi? Sera mı gerek, yoksa çiftçiye destek mi?”
“Bugün bize 40-50 dekar demiyorlar, tam 5 bin 800 dekar verimli tarım arazisini elimizden almak istiyorlar. Size büyük paralar teklif edebilirler, tarlalarınıza değerinden fazla fiyat biçebilirler ama unutmayın: Bu topraklar sadece para değil, bir mirastır. Atalarımızdan bize kalan bu kutsal emaneti, çocuklarımıza bırakmalıyız. Toprağımız giderse ekmeğimiz de gider, geleceğimiz de… Gelin, birlik olalım! Gelin, bu oyuna gelmeyelim, toprağımıza sahip çıkalım.”
“JEOTERMAL ARAMA DEĞİL, TOPRAK GASBI”
Boztepe Köyü Çevre Platformu Sözcüsü Ali Karakaş ise sürecin başından beri şüpheli bir durum olduğunu belirterek, projenin amacının jeotermal kaynak aramak olmadığını savundu. Karakaş, “Edirne Valiliği’ne 21 Ocak’ta sunulan bu proje için ÇED sürecinin başlatıldığı açıklandı. Ancak biz bu şirketin daha önce de aynı bölgede başvuruda bulunduğunu ve istenmemesine rağmen ikinci kez girişimde bulunduğunu biliyoruz. Bu durum, projenin iyi niyetli olmadığını gösteriyor” dedi.
Keşan’a kuş uçuşu sadece 7 kilometre mesafede bulunan bu alan, Boztepe Köyü’nden başlayarak Kılıç, Türkmen, Müsellim ve Akçeşme köylerine kadar geniş bir bölgeyi kapsıyor. Ayrıca, jeotermal kaynaklar haritasına göre burada jeotermal enerji potansiyeli bulunmuyor. O halde neden burada arama yapılıyor?
Projeye bakıldığında, çalışma alanlarının büyük kısmının mera ve hazine arazilerinden oluştuğu görülüyor. Bu da, aslında şirketin ilgilendiği şeyin yerin altındaki kaynaklar değil, üstündeki araziler olduğuna işaret ediyor. Duyduğumuz söylemler de bunu destekliyor: Bu proje, çiftçileri topraklarından uzaklaştırıp, onları kendi topraklarında işçi yapmaya yönelik bir hamle gibi görünüyor.
Biz halk olarak bu girişimi ahlaki bulmuyor, topraklarımızı şirketlerin insafına bırakmıyoruz. Düşünün, iki göz odalı bir eviniz var ve bir gün bir şirket, ‘resmi izinle odalarınızdan birini alıyoruz’ diyor. İşte bugün bizim yaşadığımız tam da budur. Bunun adı tarım arazisi koruma değil, toprak gasbıdır. Bu yüzden hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanarak itiraz dilekçelerimizi kaymakamlığa sunduk.
400 İTİRAZ DİLEKÇESİ TESLİM EDİLDİ
Köylülerin yoğun tepkisi ve haklarını savunma kararlılığı, sürecin ciddiyetini gözler önüne serdi. Eylem sonrası 400 itiraz dilekçesi toplanarak Keşan Kaymakamlığı’na teslim edildi. Bölge halkı, tarım alanlarının korunması gerektiğini ve özel şirketlerin ticari amaçlarına kurban edilmemesi gerektiğini vurgulayarak mücadelelerine devam edeceklerini belirtti. Bu süreç, toprağı ve tarımı savunan köylülerin sesinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi.