Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    DEM Parti’den Abdullah Öcalan ile Görüşme Çağrısı ve Ortadoğu’daki Gelişmeler

    DEM Parti, Abdullah Öcalan ile görüşme çağrısı yaparak Ortadoğu’daki güncel gelişmelere dikkat çekiyor. Bu önemli adımın arka planı ve bölgedeki etkileri üzerine detaylı bir analiz sunuyoruz.

    DEM Parti, Abdullah Öcalan ile görüşme çağrısı yaparak Ortadoğu'daki güncel

    (ANKARA) –

    DEM Parti’den yapılan son açıklamada, siyasi heyetlerin, avukatların ve ailesinin PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşme gerçekleştirmesi gerektiği vurgulandı. Açıklamada, “AKP iktidarı, tüm çağrılara rağmen bir yandan hukuksuzluğun sona erdirileceğine yönelik beklentileri yükseltmekte, diğer yandan yasal ve hukuki bir hak olan görüşmeleri engelleyerek sürekli bir beklenti yaratarak oyalama siyaseti yürütmektedir” ifadeleri kullanıldı.

    22-23 Aralık tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen DEM Parti Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesi de kamuoyuna duyuruldu. Yayınlanan bildiride Türkiye, Ortadoğu ve Suriye’deki siyasi gelişmelerin kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği ve 2025 yılının ilk çeyreğine yönelik bir yol haritasının oluşturulduğu ifade edildi. Ayrıca, demokrasi ve barış mücadelesini büyütme kararlılığının altı çizildi.

    Ortadoğu sistem krizinin merkezinde yer almaktadır

    Bildiride, AK Parti iktidarının Suriye’deki çözümsüzlük ve savaşı derinleştiren politikalarının Türkiye’nin çıkarlarına zarar verdiği ve içeride uzun yıllardır devam eden ekonomik yıkım ve krizlere yol açtığı belirtildi. Ortadoğu’nun hem sistem krizinin hem de halkların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin merkezinde olduğu ifade edilen bildiride, 2011 yılında başlayan savaş ve çatışmaların günümüze kadar yaygınlaştığına dikkat çekildi. 7 Ekim 2023’te başlayan Hamas-İsrail çatışması, onu takip eden Gazze işgali ve ardından gelen Lübnan, İran, Suriye, Yemen ve Somali müdahaleleri, yeni bir şiddet dalgasının habercisi olarak değerlendirildi.

    Farklı kimlik ve inançlara yönelik saldırılar tehlikeleri barındırıyor

    Bildiride, AK Parti iktidarının Suriye’de “Kürt halkının kazanımlarını yok etmeye çalıştığı” iddia edildi. “Bundan sonraki adımlar, Ortadoğu’da halklara özgür bir yaşam mı yoksa eski baskıcı sistemin mi reva görüldüğünün testi olacaktır. Rejimin düşmesinin ardından Aleviler başta olmak üzere Suriye’deki farklı kimlik ve inançlara yönelik başlayan saldırılar, ciddi tehlikeler barındırmakta ve Suriye’nin çok kimlikli ve kültürel yapısına yönelik demokratik yeniden inşanın önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Bu konuda ilgili tüm çevrelerin duyarlı bir yaklaşım sergilemesi tarihsel bir sorumluluktur” denildi.

    Kimse sahte zaferler çıkarmamalıdır

    Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtler ile diğer halkların demokratik bir şekilde oluşturduğu çoğulcu yönetimin, Türkiye için bir tehdit değil, özgür, eşit ve barışçıl bir model olduğunu bir kez daha vurgulandı. Bildiride, “Bugün yaşananlardan kimse sahte zaferler çıkarmamalıdır. Asıl büyük kazanım, Türk, Kürt ve diğer halklarla demokratik temelde eşit ve adil bir ittifak sağlamaktır. Aksi takdirde geçici ve sahte zafer sarhoşluğu, bu toprakları ve burada yaşayan herkesi belirsiz maceralara sürükleyecektir” ifadelerine yer verildi.

    Tarihsel öneme sahiptir

    Türkiye’nin demokratikleşmesi ve barış sürecinin ilerlemesi açısından en temel önceliklerden birinin Abdullah Öcalan’a yönelik sürdürülen insanlık dışı tecrit uygulamasının derhal sonlandırılması olduğu belirtildi. Tecrit, yalnızca hukukun ihlali olarak değil, aynı zamanda Türkiye’nin Kürt sorununda demokratik çözüm yollarını tıkayan bir engel olarak da değerlendirildi. DEM Parti olarak, başta Eş Genel Başkanlarımız olmak üzere siyasi heyetlerin, avukatların ve ailenin Öcalan ile görüşme yapabilmesi için gerekli koşulların sağlanmasını talep ediyoruz. Bu adım, hem Kürt sorununun çözümü hem de Türkiye’nin toplumsal barışı için tarihsel bir öneme sahiptir. Ancak AKP iktidarı, tüm çağrılara rağmen hukuksuzluğun sona erdirileceğine yönelik beklentileri yükseltmekte, diğer yandan görüşmeleri engelleyerek sürekli bir beklenti yaratarak oyalama siyaseti izlemektedir. Türkiye’de Kürt sorununun demokratik müzakere yoluyla çözümü ve toplumsal barışın sağlanması için Öcalan’ın müzakerelere eşit ve adil şartlar altında katılması tarihsel bir zorunluluktur.

    Barış talebini yükseltmeye çağırıyoruz

    Bildiride, “Türkiye’de hukuksuzluğun sıradanlaşmasını sağlayan tecride karşı ortak bir tutum sergileyelim. DEM Parti olarak, ülkemizin geleceğini demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet temelinde inşa etmek isteyen herkesle yan yana durma iradesini her zamankinden daha güçlü bir şekilde ifade etmekteyiz. Türkiye’de tüm muhalefet ve toplumsal dinamiklerin geniş bir konsensüsle bir araya geldiği, barış ortak paydasını güçlendirebileceğimiz tarihsel bir dönemdeyiz. Bu doğrultuda, tüm vicdan sahibi bireyleri ve toplumsal güçleri savaşa karşı barış talebini yükseltmeye çağırıyoruz. Savaşın değil barışın, baskının değil özgürlüğün egemen olduğu bir gelecek için mücadelemizi büyütme kararlılığındayız. Kürt sorununun barışçıl çözümü yalnızca Türkiye’nin değil, Ortadoğu’nun da demokratikleşme sürecine katkı sağlayacaktır. DEM Parti olarak, toplumsal barış ve birlikte yaşam iradesine sahip çıkarak bu tarihsel sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Şartlar ve koşullar ne olursa olsun eşit ve özgür bir yaşamda her zamankinden daha ısrarcıyız. Mücadelemize ve başaracağımıza olan inancımız her zamankinden daha güçlüdür” denildi.