Danıştay Onikinci Dairesinin Kararı Üzerine Değerlendirme
Bu konuyu, Danıştay Onikinci Dairesinin (T: 16.03.2021, E: 2020/5368, K: 2021/1359) verdiği karar ile derinlemesine inceleyelim.
“6360 sayılı Kanun uyarınca, 30/03/2014 tarihinde tüzel kişiliği kaldırılarak hak ve borçlarıyla birlikte Tokat İl Özel İdaresine devredilen Akça Belediyesi’nde, itfaiye eri olarak görev yapan davacının, tarih ve sayılı Akça Belediye Başkanlığı işlemi ile görevine son verilmiştir. Davacı, yeniden işe başlatılması için Tokat İl Özel İdaresine yapmış olduğu tarihli başvurunun reddine ilişkin tarih ve sayılı işlemin iptalini talep etmiştir.
Akça Belediyesi hakkında İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Kontrolörlüğü tarafından düzenlenen tarih ve sayılı Denetim Raporunda, davacının boş kadro bulunmamasına rağmen, 26/04/2010 tarihinde Belediyeye itfaiye eri olarak atandığı tespit edilmiştir. Bu durumun ardından, görevine son verilmesi gerektiği bildirilmiş ve bu doğrultuda tarih ve sayılı Akça Belediye Başkanlığı işlemi ile görevine son verilmiştir. Davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla 26/04/2010 tarihli ilk atama işleminin mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle, davacının yeniden işe başlatılması için Tokat İl Özel İdaresine yaptığı 09/06/2014 tarihli başvurunun reddine ilişkin 25/06/2014 tarih ve 4914 sayılı dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, itfaiye eri kadrosuna atanmak amacıyla girdiği sınavlarda başarılı olmasına rağmen, herhangi bir hata, hile veya yalan beyanın söz konusu olmadığını, idarenin sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle görevine son verilmesinin yok hükmünde olduğunu iddia etmiş ve yeniden atanması gerektiğini savunmuştur.
İdare mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek, istemin reddi gerektiği ifade edilmiştir.
Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
26/04/2010 tarihinde Akça Belediyesinde itfaiye eri kadrosuna atanan davacının, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Kontrolörlüğü tarafından düzenlenen 25/10/2010 tarih ve 120/60 sayılı denetim raporunda, “Boş itfaiye eri kadrosu bulunmamasına rağmen usulsüz bir şekilde davacının itfaiye eri olarak atamasının gerçekleştirildiği” ve “Kadrosuz olarak istihdam edilen davacının görevine son verilmesi gerektiği” ifadeleri yer almaktadır. Bu rapor doğrultusunda, tarih ve sayılı Akça Belediye Başkanlığı işlemi ile görevine son verilmiştir. 6360 sayılı Kanun uyarınca Akça Belediyesinin tüzel kişiliğinin kaldırılması ve haklarının Tokat İl Özel İdaresine devredilmesi üzerine, davacı 09/06/2014 tarihinde Tokat İl Özel İdaresine başvurarak, görevine son verme işleminin 657 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilmediğini, dolayısıyla haklarının ihlal edildiğini belirterek yeniden işe başlatılması isteminde bulunmuştur. Ancak, bu başvuru tarih ve sayılı işlem ile reddedilmiş ve söz konusu işlemin iptali için dava açılmıştır.
Dava konusu olayda, davacının görevine son verilmesine ilişkin tarih ve sayılı işlemin ardından, yeniden işe başlatılması talebiyle yaptığı başvurunun açıktan atanma talebi niteliğinde olduğu kuşkusuzdur.
Bir kamu görevine açıktan atama yapma konusunda idarelerin takdir yetkisi bulunmaktadır. Personel alımında kendiliğinden harekete geçmeden, bu konuda yargı kararıyla zorlanamayacağı, yani idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği, ancak bu takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğu ve bu tür işlemlerin sebep ve maksat öğeleri açısından yargı denetimine tabi olduğu, idare hukukunun temel ilkelerindendir.
Bu bağlamda, daha önce usulüne uygun olarak atanmamış olması nedeniyle, ilk defa kamu görevine atanacak kişi konumunda bulunan davacının yeniden işe başlatılma talebinin, açıktan atama koşulları çerçevesinde değerlendirilerek reddedilmesi, dava konusu işlemde hukuka aykırılık oluşturmadığı gibi, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında da hukuki bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle;
- 1. Davacının temyiz isteminin reddine,
- 2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesinin temyize konu tarih ve E:., K:. sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçelerle ONANMASINA,
- 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
- 4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
Bu karar ışığında; mevzuata aykırı bir atamanın kazanılmış hak sayılmayacağı sonucuna varılabilir.
YORUMLAR