Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM Grup Toplantısı Konuşması

(TBMM)

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Amacımız terör bariyerlerini kaldırarak, kardeşlik hukukunu yüceltmektir. Bu doğrultuda kayda değer bir mesafe de kat ettik. Heyetin gerçekleştirdiği temasların verimli geçtiğini ve birkaç istisna dışında siyasi partilerin ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine içten destek verdiğini gözlemliyoruz. Milletimizin bilmesini isteriz ki, eğer gerekli çağrılar yapılır ve terör örgütü ile bağlantılı yapılar gereken adımları atarsa, kazanan Türküyle, Kürdüyle tüm Türkiye olacaktır. Ancak, eğer örgüt bu çağrıları dikkate almaz ve gereken iradeyi göstermezse, biz ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimizi başka yöntemlerle gerçekleştirmek durumunda kalırız.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de yapılan AK Parti Grup Toplantısı’nda konuştu. Toplantıda “CHP’nin siyaset yapma tarzını” eleştiren bir video gösterildi. Erdoğan’ın konuşmasındaki ana başlıklar ise şu şekilde:

• Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı her yıl Ocak ayının ilk haftasında siyasi partilere dair en güncel verileri yayınlıyor. Bu verilere göre, Türkiye’de faaliyet gösteren 168 siyasi parti arasında AK Partimiz, 11 milyon 135 bin 306 üye sayısıyla zirvedeki yerini koruyor. Bizden sonra ikinci sırada yer alan ana muhalefet partisi ile aramızdaki fark ise tam 9,5 milyon üye.
• Hazreti Mevlana’nın hikmet dolu sözleri: “Sevgide güneş gibi olun, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi olun, hataları örtmede gece gibi olun, tevazuda toprak gibi olun, öfkede ölü gibi olun. Her ne olursa olsun, ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.” Bu sözler, tüm yol arkadaşlarıma bir kez daha hatırlatmak istediğim önemli bir rehberliktir.
• 2025 hedefleri: Enflasyonla mücadeleye verdiğimiz önemi her fırsatta vurguluyoruz. En büyük sorunumuz olan enflasyonla ilgili artık düşüşün başladığını görmekteyiz. Haziran ayında girdiğimiz dezenflasyon süreci, hamdolsun devam ediyor. Aralık ayında yıllık enflasyon, Mayıs’a göre 31 puandan fazla gerileyerek yüzde 44,4 olarak gerçekleşti. Mal kalemlerinde enflasyon düşüşü daha belirgin, ancak hizmetler alanında hâlâ yüksek bir atalet söz konusu. Hükümet olarak bu ataleti kırmak için gerekli müdahaleleri yapacağız. Enflasyonla mücadeleyi sadece talep yönlü politikalarla değil, gıda ve konut gibi alanlarda arz yönlü tedbirlerle de destekleyeceğiz. Sosyal Konut Projemiz, bu tedbirlerden biridir. Deprem konutları tamamlandıkça elimiz biraz daha rahatlayacak. 2025 yılında enflasyon hedeflerimizi tutturma konusunda umutluyuz. Enflasyon düştükçe alım gücü artacak ve milletimizin sıkıntıları hafifleyecektir. Bunun için biraz daha sabredecek, kararlı duruşumuzu koruyacak ve sonuçta 85 milyon birlikte kazanacağız.
• Suriye’deki gelişmeler: 2024, bölgemizde ve dünyada kritik hadiselerin yaşandığı bir yıl oldu. Komşumuz Suriye’de 61 yıllık Baas zulmünün sona ermesi, geçen seneye damgasını vuran muazzam bir gelişmeydi. Suriyeli kardeşlerimiz, 13 yıl boyunca kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla, misket bombalarıyla, işkenceyle ve açlıkla halkını katleden Esed’den ve Baas rejiminden nihayet kurtulmuştur. Sadece Halep, Şam, Hama ve Humus değil, tüm Suriye halkı 61 yıllık istibdatın ardından hasretini çektiği özgürlüğe kavuşmuştur.
• CHP’nin tutumuna eleştiri: Mazlumların tepesine bomba yağarken, bu çatı altında grup toplantısında ‘Ne bayır kaldı, ne bucak’ diyerek, Esed’in işlediği zulümleri bile kendi hükümetine ve ülkesine fatura edenlerin utancı, işte bu yüzdendir. Suriye meselesinde öyle pervasız, öyle vicdansız, öyle siyaseten ahlak dışı cümleler kurdular ki, bugün konuşmaya yüzleri dahi yok. Hırçınlaşmalarının, seviyeyi daha da düşürmelerinin sebebi de budur.
• İlk barışçıl gösteriler: Suriye’de ilk barışçıl gösteriler 2011’de başladı. Bu gösterilerde Türkiye’nin hiçbir dahili olmamıştır. Zaman zaman da bize Suriye’nin adresini gösterdiler. Esed’le görüştüm, reform yapacağını söyledi ama hiçbir zaman sözünü tutmadı. Göstercilerin sözlerine kulak vermek yerine kanlı yollarla bastırmaya çalıştı.
• Türk-Kürt-Arap kardeşliği: Bir milyon insan öldü. İslam medeniyetinin gözbebeği şehirler talan edildi. Suriye’nin dört yanından toplu mezarlar fışkırıyor. 13 yıl boyunca tüm bunlar yaşanırken aklınıza gelmeyen vicdanı, merhameti şimdi azılı katillerden hesap sorulurken mi hatırladınız? Biz, sizin ne yapmaya çalıştığınızı biliyoruz, hem de çok iyi biliyoruz.
• Suriyelilere destek: Türkiye olarak Suriye’de istikrarın sağlanması, geçiş sürecinin tamamlanması ve tüm Suriyelileri kucaklayan bir sistemin inşası için desteğimizi sürdürüyoruz. Devrimi müteakiben MİT Başkanımız ve Dışişleri Bakanımız Şam’ı ziyaret etti. Bugün de geçici hükümetin Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve İstihbarat Başkanı ülkemize bir ziyaret gerçekleştirecekler. Suriye’nin en kısa sürede toparlanması için hem ‘İnkaz’ hükümetiyle hem de uluslararası toplumla işbirliği yapıyoruz.
• Kürtlerin güvenliği: Biz, Suriye’deki her kesim gibi Kürt kardeşlerimizin de tüm meselelerinin çözümünün takipçisiyiz. YPG terör örgütü, Suriye’nin doğal kaynaklarını gasp eden bir yapı. Eğer kendini feshedip silah bırakmazsa, yaklaşan acı akıbetten kurtulamayacaktır. Türkiye, Suriye’de ve bölgede DEAŞ tehdidinden korkuluyorsa, bu meseleyi çözme iradesine sahip en büyük güçtür.
• CHP’nin yanlış konumlanması: Biz, her aşaması en ince detayına kadar hesaplanmış bu siyaseti yürütürken, CHP tarafında çok farklı bir hava hakim. Kimin ne dediği, ne yaptığı belli değil. Suriye devriminin üzerinden 40 gün geçti, ancak ana muhalefet partisi bu konuda tutarlı bir cümle dahi kuramadı. CHP ve şürekası, her milli meselede yanlış yerde konumlanmayı başarmaktadırlar.
• Terörle mücadele: Türkiye’nin 40 yılı geride bırakan bir bölücü terör meselesi bulunmaktadır. Aziz milletimizin bu konuda ‘ihtiyatlı bir iyimserlik’ içinde olduğunu görmekteyiz. Bu anlayışla ilgili arkadaşlarımıza, bölücü örgütün lağvedilmesini sağlayacak çalışmaların dikkatle yürütülmesi talimatını verdik. Silahı aradan çıkaralım, terör duvarını yıkalım ve 85 milyon olarak birbirimize sıkıca sarılalım istiyoruz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, grup toplantısı bitiminde gazetecilerin, “Heyetin ikinci İmralı ziyaretinde bir çağrı bekliyor musunuz?” sorusunu yanıtsız bıraktı.