Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları:
2025 yılının bu ilk toplantısında, siz değerli gönüldaşlarımızla bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
İKİ ÜZÜCÜ HABER ALDIK
Yeni yılda iki üzücü haber almak hepimizi derinden etkiledi. Türk halk müziğinin duayeni Ferdi Tayfur’un vefatı, milletimiz için büyük bir kayıp oldu. Kendisi, sözleri ve müziği ile gönüllerimizde taht kurmuş bir sanatçıydı. Diğer bir kaybımız ise Amasya ve Ankara milletvekilimiz Ahmet İyimaya oldu. Uzun yıllar ülkemize hizmet eden değerli bir şahsiyetti.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK AİLESİ: AK PARTİ
Türkiye’de faaliyet gösteren 168 siyasi parti arasında, AK Partimiz, 11 milyon 135 bin 306 üye sayısıyla zirvedeki yerini korumaktadır. İkinci sıradaki muhalefet partisiyle arasındaki fark ise 9 buçuk milyon. Bu durum, AK Parti’nin üye sayısının diğer partilerin toplamından fazla olduğunu göstermektedir. Biz, AK Parti olarak Türkiye’nin en büyük ailesiyiz.
KONGREMİZ 2028 İÇİN İŞARET FİŞEĞİ
Milletimizin hedeflerinden ve kadim değerlerinden asla kopmadık. Tüm vatandaşlarımıza kalbimizin kapılarını açtık. Siyasete yeni bir üslup ve bakış açısı kazandırdık. Bundan sonra da aynı samimiyet ve aşkla yolumuza devam edeceğiz. Kongre sürecimizi, 2028’e giden yolun en önemli zeminlerinden biri olarak görüyoruz. Önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğimiz il kongreleriyle bu süreci hızlandıracağız. Bu haftaki il kongreleri ile sayı 63’e çıkacak ve büyük kongre, 2028’e giden sürecin işaret fişeği olacaktır.
İHRACATTA CUMHURİYET REKORU KIRDIK
İhracatımız, 262 milyar dolar ile cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak geçen yıla göre %2.5 oranında bir artış gösterdi. Savunma sanayi ihracatımız ise tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Ayrıca, turizmde de yüzümüzü güldüren tablonun ortaya çıkmasını bekliyoruz. İşsizlik oranımız ise son 16 aydır tek hanede seyrediyor.
ENFLASYONLA MÜCADELE
Enflasyonla mücadeleye verdiğimiz önemi her fırsatta vurguluyoruz. Düşüşün başladığını görmekteyiz. Haziran ayında girdiğimiz dezenflasyon süreci devam ediyor. Enflasyon düştükçe alım gücü artacak ve sıkıntılar sona erecektir. Bu mücadeleyi sadece talep yönlü politikalarla değil, gıda ve konut gibi alanlarda arz yönlü tedbirlerle de destekleyeceğiz.
22 yılda pek çok zorluğun üstesinden geldik. Herkes yandık bittik derken, biz krizin Türkiye’yi teğet geçeceğini söyledik ve haklı çıktık. IMF borcunun ödenmesinden tek haneli enflasyona kadar imkansız görünen pek çok ekonomik başarıya imza attık. Türkiye, emin ve ehil kadroların yönetiminde güven içindedir. Cumhur İttifakı’nın mihmandarlığında Türkiye, mutlaka hedeflerine ulaşacaktır.
KATLİAMLARA HIZ VERDİ
Suriyeli kardeşlerimiz, 13 yıl boyunca halkını bombalayan Baas rejiminden nihayet kurtulmuştur. Esed rejimi, varil bombaları ve misket bombaları ile halkı katletmeye devam ederken, Türkiye’nin sınırlarını korumak adına gelişmelere müdahil olması kaçınılmaz hale gelmiştir.
ÖZGÜR ÖZEL’E “KIRMIZI KART” YANITI
Suriye meselesinde öyle ahlak dışı cümleler kurdular ki, bugün konuşmaya yüzleri yok. Hataları ile yüzleşmek yerine öküz altında buzağı arıyorlar. Bizim abdestimizden şüphemiz yok, kin namazımızdan şüphemiz olsun. Zoru görünce topu taca atacak karakterde değiliz. Hep dobra konuştuk, sözümüzü muhatabına mertçe söyledik. Bugün de hakikatin dili ile konuşmaya devam edeceğiz. Kırmızı kart gösterecekmiş, ya sen o işlerden anlamazdın; o iş bizim işimiz. Suriye’de ilk gösteriler son derece barışçıl gösterilerdi. Bu gösterilerde Türkiye’nin hiçbir müdahalesi olmadı. Zaman zaman çıkıp bize Suriye’nin adresini gösterdi. Ya sen oranın adresini bilmezken, biz zaten oralardaydık. Navigasyon vermek lazım ki, Suriye’ye nereden gidileceğini bilsinler.
ABD’NİN NE İŞİ VAR ORADA’ DEMEDİLER
Suriye’den ülkemize hareketlilik başladığında, insanlar işkence ve tecavüz gibi insanlık dışı muameleye maruz kaldılar. Mazlumlara sahip çıkmak kaçınılmaz hale geldi. Bizi şaşırtan, içeriden bazı kişilerin Türkiye’nin Suriye’de ne işi var diyerek meselenin ciddiyetinden uzak bir şekilde bizi haksızca eleştirmesiydi. ABD’nin orada ne işi var demediler, Avrupa’nın orada ne işi var demediler. Sadece Türkiye’yi eleştiriyorlar.
MAĞDURUN MAZLUMUN YANINDA YER ALMADILAR
13 yıl boyunca ülkelerinin yanında, mağdurun ve mazlumun yanında yer almadılar. Kitlesel kıyımlar yaşanırken seslerini çıkaran olmadı. O cezaevlerini ekranlarda izledik. Bütün bunlar olurken seslerini çıkarmadılar. Bebekler katledilirken sustular. Barbarlığa yıllarca sessiz kaldılar. Çocuklar kırılırken, bize saldırdıkları kadar Esed rejimine la etmediler. Açın yazılanlara ve meclis kürsüsünde konuşulanlara bakın. Ne zaman Suriye halkı zafer kazandı, bunların dili çözülmeye başladı. Utanmak yerine sosyal medyadan sağa sola akıl veriyorlar. 13 yıldır durmadıkları endişeyi son 40 günde duydular. Neymiş, Suriye’de katliam varmış. Ne oldu da Suriye’ye dönük radarlarınızı açtınız, zalim dönüp gidince mi aydınlandınız? Bebekler ölürken nerelerdeydiniz? 13 yıl neden susup şimdi neden konuştuğunuzu biliyoruz. Türkiye’nin yanında değil karşısında konumlandılar. Ülkemizin hasımlarının yanında yer aldılar. Dün de iyi niyetli değillerdi, bugün de art niyetli davranıyorlar. Ne yaparsanız yapın, Suriye devrimini söndüremeyeceksiniz.
TERÖRÜN KAFASINI EZERİZ
Suriye’nin en kısa sürede toparlanması için işbirliği yapıyoruz. Siyasetçisi, yazarı, bürokratı, gazetecisiyle herkesin görevi, Suriye’deki istikrar için yürütülen çalışmalara katkı sunmaktır. Biz, batılıların baktığı zaviyeden bakamayız. Kardeşlerimizin kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak, bizim kardeşlik ve komşuluk vazifemizdir.
Suriye doğal kaynaklarını işgal eden YPG, silah bırakmadığı takdirde yaklaşan akıbetinden kurtulamayacaktır. Kürt kardeşlerimizin tüm meselelerinin destekçisi, takipçisi ve onların güveninin teminatıyız. DEAŞ gibi proje ürünü bahanelere gelince ikna edici yanı kalmamıştır. Bu meseleyi çözecek en büyük güç Türkiye’dir. Herkes bölgeden elini çeksin, biz Suriyeli kardeşlerimiz ile DEAŞ’ın da YPG’nin de başını ezeriz. Biz bu kuvvete sahibiz.
Suriye devriminin üzerinden 40 gün geçti ama ana muhalefet partisi tutarlı tek bir cümle dahi kuramadı. Ana muhalefetten dış politikamız anlamlı destek beklemek beyhude bir uğraş. Ne dersek diyelim, hepsi boşuna. Mavi vatandan Libya’ya, Rusya-Ukrayna Savaşı’na, Suriye devrimine kadar her konuda çuvalladılar. Dış politika, bilgi, birikim ve vizyon gerektiren bir alandır; CHP’nin çapını aşıyor.
ANA MUHALEFET Mİ, İLKOKUL MÜSAMERESİ Mİ?
Ülkemizdeki muhalefetin seviyesine son günlerde bir kez daha tanık olduk. Lafa gelince Sayın Özer, Gazi Mustafa Kemal’in koltuğunda oturuyorum diyor; ama ne ciddiyet ne de ağır başlılık var. Bu son çıkışları hepimiz beklemiyorduk. Ana muhalefet mi, ilkokul müsameresi mi? Bu orijinal fikir için CHP’yi tebrik ediyorum. CHP’nin siyaset üretme kabiliyetini böylece görmüş olduk. Bu dahiyane fikir için başta Özel olmak üzere CHP yönetimine teşekkür ediyorum. Kart oyununun CHP’nin karakterine daha uygun olduğu kanaatindeyim. Öncekiler kelebek ömürlü olmuştu ama bunu biraz daha devam ettirebilirler. Daha bunun puzzle’ı var, poker var, iskambil var. Önlerinde kartlarla yapabilecekleri çok alternatif var.
GAZZE’DE ATEŞKES
İsrail başta olmak üzere, Suriye topraklarına saldıran güçlerin mütecaviz eylemlerine bir an önce son vermesi gerekmektedir. Aksi takdirde sonuçlar herkes için olumsuz olacaktır. 5 aydır soykırım ve katliamların sürdüğü Gazze’de ateşkesin sağlanmasıyla, tüm bölgede kalıcı barış ve istikrar için önemli bir fırsat doğacaktır.
PKK’YI LAĞVEDECEK ÇALIŞMA BAŞLADI
Bölgedeki gelişmelere yapıcı bir şekilde yaklaşarak, kendi kronik sorunlarımızı çözmekten geri adım atmıyoruz. 40 yılı geride bırakan terör meselesi bulunmaktadır. Geçtiğimiz aylarda Sayın Bahçeli’nin çıkışıyla birçok gelişmeye tanıklık ettik. Gelinen noktada aziz milletimizin ihtiyat içinde olduğunu görmekteyiz. Şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin haklarını asla zedelemeyecek bir anlayışla hareket ediyoruz. Terörsüz Türkiye ifadesinde, yeni dönemin kapılarını açma fırsatını kullanmamak, üstlendiğimiz sorumluluk gereğidir. Terörle mücadelede kritik kazanımlar elde edilmiştir. Türkiye, her alanda gücünün zirvesindedir. Böyle bir denklemde terör belasını kalıcı olarak bitirmek gereklidir. Bu anlayışla arkadaşlarımıza, bölücü örgütün lağvedilmesi için talimatı verdik. Silahı aradan çıkaralım dedik. Terör duvarını yıkalım ve 85 milyon olarak birbirimize sıkıca sarılalım.
Amacımız terör bariyerlerini kaldırarak kardeşlik hukukunu yükseltmektir. Heyetin yaptığı temasların iyi geçtiği, birkaç parti dışında herkesin terörsüz Türkiye’ye destek verdiğini görüyoruz. Diğer aktörlerin de sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini söylemesi tarafımızca memnuniyet vericidir. Terör örgütü gereken adımlar atarsa kazanan tüm Türkiye olacaktır. Eğer örgüt bu çağrıya kulak tıkarsa, o zaman biz terörsüz Türkiye hedefimizi başka yöntemlerle gerçekleştirebiliriz. Bunca yıldır örgütü destekleyen güçler artık kendi canlarının derdine düşmüşlerdir. Hiçbir gücün eskisi gibi etkin destek veremediğini görmekteyiz. Ancak biz meseleyi sükunetle nihayete erdirmek arzusundayız. Çünkü tüm taraflarıyla insanımız çok acı çekti. Gün, bugündür; kardeşlik günüdür. Gün, huzurun kapısını ardına kadar açma günüdür. Gün, tüm coğrafyamızda barışı, istikrarı ve güvenliği egemen kılma günüdür.