(ANKARA) –
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahire’den Türkiye’ye dönüş yolunda, ülkemizin yeni dönemdeki Suriye politikasına dair soruları yanıtladı. Erdoğan, “Ülkenin diğer bölgelerinde faaliyet gösteren DEAŞ, PKK-YPG gibi terör örgütlerinin kökü en kısa sürede kazınacaktır. Terörden arındırılmış ve halkı tarafından yönetilen bir Suriye’nin inşası için geçmişte olduğu gibi bugün de elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Bölgedeki terör unsurları temizlendikten sonra, Suriye’nin yeniden inşasına yönelik adımlar hız kazanacaktır” dedi.
Erdoğan, ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye dair açıklamalarına da değinerek, “Sayın Trump, ülkemizin gücü ve etkinliğinin altını çiziyor. Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde. Aramızda gerçekten bir sorun yok” değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı, Gelişen Sekiz Ülke Teşkilatı (D-8) Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kahire’den dönüş yolunda gazetecilere açıklamalarda bulundu.
“Başta Colani olmak üzere yeni Suriye yönetiminde yer alan isimlerle iletişimi başlatmış durumdayız”
Suriye’deki terör örgütleri PYD ve YPG hakkında sorulan bir soruya Erdoğan, “PKK/YPG’nin umutları boşa çıktı. Esed’in beklentileri ise farklıydı, ama bu beklentiler gerçekleşmedi. Yeni bir tablo ortaya çıktı. Esed’in şu anda Rusya’da bulunması, olayların ne denli manidar geliştiğini göstermektedir. Gelecek süreçte, Suriye’deki kardeşlerimiz geleceğiyle ilgili kararlarını kendileri verecek. Biz de onlara devlet yapılanmasının nasıl olması gerektiği konusunda yardımcı olmaya çalışacağız. Tecrübelerimizi, yeni bir toplumsal sözleşme çerçevesinde nasıl aktarabiliriz, bir devleti nasıl ayağa kaldırabiliriz, bunlar üzerinde çalışacağız. Devletin yeniden inşası sırasında anayasanın oluşturulması en kritik adımlardan biridir. Bu konuda başta Sayın Colani olmak üzere, yeni Suriye yönetimindeki isimlerle iletişim kurmuş durumdayız. Milli İstihbarat Teşkilatımızı gönderdik ve Dışişleri Bakanımız konunun tüm muhataplarıyla sürekli diyalog halindedir. Biz, Suriye’deki mevcut terör örgütlerinin etkisiz hale getirilmesi zamanının geldiğini de göstereceğiz. Sınırlarımızın güneyinden herhangi bir tehdidin gelmemesi için bunu gerçekleştireceğiz. Çünkü böyle bir riski kabul etmemiz mümkün değil. Terör örgütlerinin tek amacı, hizmet ettikleri odaklara yaranmaktır; bu nedenle yalnız kalmaya mahkumlar. Bu durum, dün de böyleydi, bugün de böyle… Ancak yarınları olmayacak. Terör örgütünün yolu sona ermiştir. Yıllarca bölgemizdeki halklara kan kusturdular. Başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere, Türklere, Araplara, Ezidilere ve daha fazlasına hayatı zehrettiler. Bölgenin geleceğinde teröristlere yer yok. Özellikle PKK terör örgütü ve uzantılarının raf ömrü tükenmiştir. Suriye’de sağlanacak güven ortamı, terör örgütlerinin militan teminini de engelleyecektir. Bundan sonra bölgemizde barış ve huzurun tesisi için yollar açıktır.
“Diplomatik misyonların devamında fayda var”
Ülkemizdeki bazı siyasi partiler, Suriye ile ilişkiler konusunda yakın bir zamana kadar farklı açıklamalar yapıyorlardı. Şu anda herhalde aynı şeyleri söyleme durumunda değiller. Onların da tüm umutları suya düştü. Suriye, bu yeni oluşumla istikrarlı bir yapı kurduğu takdirde, İslam dünyasında güçlü bir yer edinecektir. Bugün 30 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip Suriye, göz ardı edilemez bir gerçektir. ABD ile Sayın Donald Trump’ın görevi devralmasıyla yapacağımız görüşmeler çok önemli. Ruslar, Suriye’deki büyükelçilik ve başkonsolosluklarını kapatmayı düşünmediklerini ifade ediyorlar. Bu durum, Suriye için bir zenginliktir. Diplomatik misyonların sürdürülmesinin faydası vardır. Beni en çok sevindiren şeylerden biri, gerek İslam dünyası gerekse Batı’dan birçok ülkenin artık Sayın Colani ile irtibatlarını geliştiriyor olmalarıdır. Bu, yeni yönetime güvenin bir işaretidir. Yeni dönemde Suriye, inşallah çok daha farklı bir şekilde ayağa kalkacaktır.
“İsrail’i hukuka uygun hareket etmeye zorlamaya devam edeceğiz”
İsrail’in işgal alanını genişlettiği belirtilerek, “Gazze’de olduğu gibi uluslararası hukukun işletilmesi konusunda Türkiye’nin de katkı vereceği hazırlıklar var mıdır?” sorusuna Erdoğan, “İsrail, uluslararası hukukun kendilerini de bağladığını er ya da geç öğrenecek. Biz her zeminde İsrail’i köşeye sıkıştırmaya, hukuka uygun hareket etmeye zorlamaya devam edeceğiz. Ancak Suriye’deki durumdan kendisine fayda sağlamasının önüne geçmek için uluslararası tüm mekanizmalar etkin bir şekilde kullanılmalıdır. Burada İsrail’in durdurulması için ABD başta olmak üzere Batılı ülkelere büyük görevler düşmektedir. İsrail’in Suriye’nin topraklarını işgalinin kabul edilemeyeceği en net şekilde ifade edilmelidir. Yarın çok geç olmadan, bölgemizdeki huzuru ve istikrarı sürekli tehdit eden İsrail saldırganlığına ‘dur’ denilmelidir. Aksi takdirde, İsrail bumerangı, yarın onları destekleyenleri bile hedef alabilir. Dün yaptığımız uyarılara kulak tıkayanlar, doğruları söylediğimizi bugün gördüler. Yarın pişman olmamak için bugün yaptığımız uyarıları dikkate alıp gerekli adımları atmalarını tavsiye ediyorum” şeklinde yanıt verdi.
“Trump ile aramızda herhangi bir sıkıntı gerçekten yok”
ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın Suriye bağlamında Türkiye ve kendisiyle ilgili açıklamaları sorulduğunda Erdoğan, “Sayın Trump’ın sözleri, kendisinin ve önümüzdeki aylarda oluşturacağı yönetimin Türkiye’ye bakışını özetliyor. Türkiye’nin gücünün ve etkinliğinin muhalefet dışında herkes tarafından fark edildiği bir gerçektir. Aslında muhalefet de bazı şeylerin farkında, ancak gerçekleri konuşmaya dilleri alışkın olmadığı için çarpıtıyorlar. Türkiye’nin diplomaside artan gücünü, uluslararası düşünce kuruluşlarından medyaya kadar herkes yazıp çiziyor. Biz de gücümüzün ve etkinliğimizin farkındayız. Bu gücün kaynağı olan milletimize yaraşır bir biçimde hizmet etmenin derdindeyiz. Geçenlerde söylediğim gibi, Türkiye, Türkiye’den büyüktür. Ülkemizi kalkındırmak, köklerimize tutunarak ileriye adımlar atmak gibi bir amacımız var. Bunun yanı sıra dostlarımızın, kardeşlerimizin yanında durma sorumluluğunu da omuzlarımızda taşıyoruz. Şam’daki büyükelçiliğimizi yeniden faaliyete geçirdik. Orada adımızı gören Suriyeli kardeşlerimizin hislerine bir bakın. ‘Türk beklenendir’ ifadesi öylesine kurulmuş bir cümle değildir. Türkiye’nin gönül sınırları, fiziki sınırlarının çok ötesindedir. Gittiğimiz her ülkede, ayak bastığımız her coğrafyada bunu görmekteyiz. Sayın Trump, aslında bir durum tespiti yaparak ülkemizin gücü ve etkinliğinin altını çiziyor. Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde. Aramızda gerçekten herhangi bir sıkıntı yok. Seçildiği andan itibaren kendisiyle görüşmelerimizi yaptık. Sayın Trump pragmatik bir siyasetçi. Kendi ülkesine ve müttefiklerine maliyet üreten politikaları değiştirme vizyonuna sahip. Devir tesliminden sonra ilk tebriklerimizi yapıp gündemimizdeki konuları samimiyetle ele almaya başlayacağız” dedi.
“Sednaya fotoğrafı ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?’ diyenleri bir nebze olsun utandırmıştır”
Erdoğan, Suriye’deki Sednaya Cezaevi’nde Türk vatandaşları olup olmadığına yönelik bir soru üzerine, “Yok, öyle bir bilgi getirmediler bize. Bu 6 kat yerin dibindeki cezaevinin nasıl olduğunu ve burada insanların ne hallere sokulduğunu gördünüz. Biz Türkiye olarak bu işi seyretmedik, tribünde kalmadık. AFAD’ımızı tüm teçhizatıyla ve ekipmanlarıyla birlikte Suriye’ye gönderdik. Orada yürütülen çalışmalar, hem bölgeye hem İslam dünyasına güzel bir mesaj vermiştir. AFAD’ımız orada görevini başarıyla tamamladı ve geri döndü. Umarım Sednaya fotoğrafı, ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?’ diyenleri, ‘Suriyelilere kapılarımızı neden açtık?’ diyerek yabancı düşmanlığını körükleyenleri, ‘Esed af ilan etti, Suriyelileri ülkelerine gönderin’ diyerek bizlere akıl verenleri bir nebze olsun utandırmıştır. Hala aynı cümleleri kuranların insani değerlerini Esed’in ölüm preslerinde ezdiğini, vicdanlarını yerin yedi kat altındaki zifiri karanlık hücrelere kapattıklarını düşünmemek elde değil. Suriye’de kayıpların acıları dinmeyecek, ancak Suriye düştüğü yerden kalkacaktır. Bu zulümler asla unutulmayacaktır. Unutulan zulmün tekrar edeceğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ülkemize sığınan bu insanları kovmuyoruz”
Suriyeli mültecilerle ilgili eleştiriler ve AGİT Genel Sekreterliğine Feridun Sinirlioğlu’nun seçilmesi ile Somali ve Etiyopya arasındaki sorunların çözümü hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgedeki tüm bu gelişmelerde adımımızı inanarak attık. ‘Biz Ensar’ız, onlar Muhacir’ derken, bunu bizim değişmez kaynaklarımıza, kutsal değerlerimize dayanarak söyledim. Ancak muhalefet böyle bakmıyordu. Ensar kavramının ne anlama geldiğini, muhacirin anlamını anlamak gibi bir dertleri yoktu. Peki ne oldu şimdi? CHP kendi içinde bölük pörçük, paramparça bir hale geldi. Öbür tarafta ise DEM, onu zaten söylemeye gerek yok. Bu süreçte terörle mücadeleyi de kararlı bir şekilde sürdürdük. Elhamdülillah, neticeyi de aldık ve almaya devam ediyoruz. Sınır boylarında bu kadar duvar örüyoruz. Bu duvarları, ülkemizi terör tehdidinden korumak için inşa ediyoruz. Bunun yanı sıra yeni bir adım daha atacağız. Irak ile Suriye ile ticari ilişkilerimizi yoğunlaştıracağız. Bu, gerek Suriye için gerek Türkiye için yeni bir hareketlenme getirecektir. Biz ülkemize sığınan bu insanları kovmuyoruz. Onlara, ‘Evine gidersen git ama gönüllülük esasına göre git. Siz bizim başımızın üstündesiniz’ diyoruz. Şu anda zaten Suriyeli çocukların okulları devam ediyor. Okullarını bu sene burada bitirecekler. Ondan sonra Suriye’de, Dara’da, Deyrizor’da, Suriye’nin diğer bölgelerinde evleri varsa oraya rahatlıkla dönebilirler. Savunmadan eğitime, enerjiye kadar birçok alanda iş birliği yapacağız. Suriye’nin enerjide ciddi sıkıntıları var. Ancak biz onların enerji sorunlarını da inşallah hızla çözeceğiz. Bu konuda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, her türlü imkanı sağlamayı hedefliyor. Etiyopya ve Somali konusu da önemli. Etiyopya ile Somali arasındaki barışın sağlanması için hakikaten farklı ve kararlı adımlar attık. Gerek Etiyopya Başbakanı gerek Somali Cumhurbaşkanı, bizim bu arabuluculuğumuza olumlu yaklaştılar. Yaptığımız basın toplantısında da bunu açıkça ortaya koydular. Zor da olsa anlaşma, bir yıllık sürecin ardından sağlanmış oldu. Türkiye’nin etkinliğini ve sorun çözme kapasitesini bilen AGİT üyesi ülkeler, oy birliği ile Sayın Feridun Sinirlioğlu’nu Genel Sekreterlik gibi önemli bir göreve layık gördüler. Türkiye, hem bölgesinde hem de küresel sorunlara yaklaşım tarzıyla öne çıkmaktadır. AGİT, tüm bu özelliklerimiz nedeniyle ülkemize duyduğu güveni ortaya koymuştur.”
“DEAŞ, PKK-YPG gibi terör örgütlerinin başı en kısa sürede ezilecektir”
“Yeni dönemde Türkiye’nin Suriye politikasının çerçevesini ne şekilde çizersiniz?” sorusuna Erdoğan, “Yıllardır Esed zulmüne maruz kalan Suriye halkı, birliğini ve kardeşliğini yeniden tesis etmeye çok yaklaştı. Önümüzdeki süreçte hiçbir gücün terör örgütleriyle iş tutmaya devam edeceğini düşünmüyoruz. Ülkenin diğer bölgelerinde bulunan DEAŞ, PKK-YPG gibi terör örgütlerinin başı en kısa sürede ezilecektir. Terörden arındırılmış ve halkı tarafından yönetilen bir Suriye’nin inşası için geçmişte olduğu gibi bugün de elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Bölge terör örgütlerinden temizlendikten sonra Suriye’yi yeniden ayağa kaldıracak adımlar hız kazanacaktır. Suriye’nin kaynaklarının, Suriye halkının huzur ve refahı için kullanılması son derece önemlidir. Bugüne kadar Suriye’nin kaynakları, terör örgütleri başta olmak üzere bölgede faaliyet gösteren gruplara aktarıldı. Bu musluklar, Suriye devrimi ile kapatıldı. Şimdi ülke, tüm enerjisini ayağa kalkmak için kullanacaktır. Türkiye, Suriye’nin yeniden imarı ve kurumlarının ihyası için destek olmayı sürdürecektir. Uluslararası toplumun da buna katkı sunması için çalışıyoruz. Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesiyle Suriye yeniden zenginleşecek, üretime odaklanacak ve kalkınacaktır” şeklinde yanıt verdi.
“Yakında Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Suriye’ye gidecek”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin yeniden yapılanma süreciyle ilgili olarak, “Suriye’de çatışmalar ve yıllarca süren savaş, şehirlerin ve devletin altyapısını çökertti. Yaraları sarmak için kentlerin yeniden imarı son derece önemlidir. Suriyeli mültecilerin ülkelerine gönüllü dönüşü ve sürdürülebilir bir yaşam kurmaları için barınma meselesinin çözülmesi gerekmektedir. Yeni evler, iş alanları, üretim ve enerji tesisleri, tarım ve hayvancılığa yönelik tesislerin hızla oluşturulması şarttır. Suriye ekonomisi şu anda çökmüş durumdadır. Esed rejimi nedeniyle Suriye’ye konulan ambargo ve kısıtlamaların kaldırılması, ülkenin yeniden toparlanması için faydalı olacaktır. Suriye’nin uluslararası topluma yeniden entegre edilmesi de ayrı bir konudur. Suriye’nin geleceğini temellendirecek, kapsayıcı bir anayasa yapmak ve siyasi sistem inşa etmek de bu adımlar kadar gereklidir. Suriye’nin geleceğine Suriye halkının karar vereceği gerçeğini kimsenin aklından çıkartmaması gerekir. İnsani yardımlar konusunda yeterlilik söz konusu değildir. Suriye’ye şu anda beklenen insani yardımın geldiği de yok. Biz Türkiye olarak bugüne kadar Suriye’ye yeni dönem için insani yardım bazında birçok katkılar yaptık. Bu yeni yönetimin özellikle ihtiyacı olan birçok unsur bulunmaktadır. Bu unsurlar konusunda da onları yalnız bırakmayacağız. Özellikle DEAŞ ve PKK/YPG ile mücadelede onların asla yalnız kalmaması gerekir. Gereken ne varsa bunları yapacağız. Yakında Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da inşallah oraya gidecek. Yeni yapılanmayı birlikte gerçekleştirecekler” dedi.