Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’ suçlamalarıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan televizyon programcısı ve akademisyen Çiğdem Bayraktar Ör, savcılıktaki ifadesinin ardından nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Burada, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan tutuklama kararı verildi.
Ör’ün hakimlikteki ifadesi ise dikkat çekici detaylar içeriyor. Kendisi, söz konusu ifadelerde herhangi bir hakaret kastı olmadığını belirtmiştir. Hakimlikteki savunmasında, “29 Ocak 2025 tarihli paylaşım bana aittir. Ancak 24 Ağustos 2023 ve 16 Haziran 2022 tarihli paylaşımlar bana ait değildir. 29 Ocak 2025 tarihinde yaptığım paylaşımı, Bolu’da meydana gelen otel yangınında oğlumun arkadaşının ailesinin vefat etmesi nedeniyle, bu olaydan duyduğum derin üzüntü ile yaptım. Cumhurbaşkanına hakaret kastım yoktur. Normalde o otelde kızımla birlikte kalmayı planlıyorduk, fakat son anda programımız iptal oldu. Bu nedenle kendimi şanslı sayamam. Yangında vefat eden ailenin acısı benim için çok derin. Yaptığım paylaşımlar, birikmiş birikmiş duyguların sonucudur. Kayınbiraderim, 70 bin lira için asit dökülerek öldürüldü ve mezarı bile yok. Bu tür olaylar üzerimde psikolojik bir etki yarattı. Ayrıca, depremde de yakınlarım kaybettim. Yaşadıklarım üst üste geldi. 14 yaşında bir kızım var ve ona bakmak zorundayım. Ameliyat geçirdim. Kimseyi kastederek bir şey yapmadım. Ben, devletçi bir ailenin devletçi bir çocuğuyum. Adalete güveniyorum. Hiç kimseye hakaret etmedim; yaşadıklarım insani bir tepkiyi tetikledi. Eklemek istediğim başka bir husus yoktur.” dedi.
Bu olay, kamuoyunda geniş yankı bulurken, adaletin ne denli önemli olduğu bir kez daha gündeme geldi.