Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Aysel Önder’in Paris 2024 Olimpiyat Oyunları Başarısı ve Atletizm Yolculuğu

Aysel Önder’in Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’ndaki başarı hikayesini ve atletizm yolculuğunu keşfedin. Zorlukları aşarak elde ettiği başarılar ve ilham verici deneyimleriyle spor dünyasına damgasını vuran bir atletin öyküsü.

Aysel Önder'in Paris 2024

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda Aysel Önder’in Başarısı

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda, Kadınlar 400 metre T20 sınıfında elemelerde 54.96 saniyelik derecesiyle dünya ve paralimpik oyunlar rekoru kıran Aysel Önder, “Futbol oynadım bir süre. İkisine de gittim geldim. Bir sene, bir buçuk sene gibi hem antrenmanlara gittim geldim. Bir süre sonra bir seçim yapmam gerekiyordu. Atletizm benim için ön plandaydı ve ben atletizmi seçtim” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Aysel Önder, dünya rekoru kırarak olimpiyatlarda gümüş madalya kazanmanın mutluluğunu yaşadığını ve zorlu süreçlerden geçtiğini belirtti. Hiçbir zorluğun aşılmaz olmadığını vurgulayan Önder, “O yüzden biz de zorlukları kolay bir şekilde aştık. Fizyoterapistimiz, masörümüz, antrenörüm sağ olsun, hepsinin destekleriyle güzel bir olimpiyat hazırlık sürecimiz oldu. Olimpiyatta zaten seçme güzel geçti. Finalde de bazı aksilikler oldu, bu yüzden olimpiyat ikincisi oldum. Kıl payı birinciliği kaçırdım ama bu bizim için bir tecrübe oldu. Bu benim ilk olimpiyatımdı. Los Angeles 2028 Olimpiyatları’nda inşallah altın madalya ve yeni bir rekorla ülkemize döneceğiz” ifadelerini kullandı.

Spor Hayatına Giriş

Spor kariyerine nasıl başladığını da anlatan Aysel Önder, “Öğretmenim beni bir yarışa götürdü. Orada Damla Hoca beni keşfetti. O zamandan sonra okuluma geldi ve ailemle konuştu. Ben öncelikle futbol oynamak istiyordum. Futbol, çocukluktan beri hayalimdi. Bir süre futbol oynadım. İkisine de gittim geldim ama sonunda bir seçim yapmak zorunda kaldım. Atletizm benim için ön plandaydı ve ben atletizmi seçtim. Sekiz, sekiz buçuk yıldır da Damla Hoca ile çalışıyorum, 9 yıla yakın” dedi.

Atletizmin Önemi

Daha önce okulda ve dışında daha sessiz bir yapıya sahip olduğunu belirten Aysel Önder, atletizmin onun için bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. “Atletizme başladıktan sonra çok fazla bir çevrem oluştu. Bir sürü arkadaşım var, her yerde tanıdığım insanlar var. Şu anda atletizm benim için büyük bir dönüm noktası oldu. Hayatımda çok olumlu değişimler gerçekleşti. Daha sosyal bir insan oldum. Şu anki halimle, atletizm benim için sadece bir spor değil, aynı zamanda bir meslek ve iş olarak görüyorum” şeklinde konuştu.

Aysel Önder, Türk milletine her zaman kendilerine destek olduğu için teşekkür etti.

Rol Model: Femke Bol

Dünya ve olimpiyat şampiyonu Femke Bol‘ü örnek aldığını belirten Aysel Önder, “Kadınlarda Femke Bol’u beğeniyorum. Koşusu benim çok hoşuma gidiyor, zaten rekortmen. Dünyada örnek aldığım isim Femke Bol diyebilirim. Antrenman programı ve disiplini açısından da ona hayranım” dedi.

Aile Desteği ve Engelli Çocuklara Mesaj

Türkiye’deki engelli çocuklara ve ailelerine de seslenen Aysel Önder, “Şu anda ülkemizin her yerinde okullarda çocukların seçimi için okullara gidiliyor. Her şey ailede başlıyor. Aile yardımcı olursa, arkasında durursa, bir çocuk her şeyi başarabilir, yeter ki arkasında ailesi olsun” şeklinde sözlerini sonlandırdı.

Antrenör Damla Tan’ın Açıklamaları

Aysel Önder’in bu başarısında yaklaşık 9 yıllık bir emeği olan antrenörü Damla Tan da zorlu ve uzun bir süreçten geçtiklerini dile getirdi. “Çok uzun ve zorlu bir süreçten geçtik. Sporcularımız mental sporcu oldukları için hem zihinsel hem de fiziksel antrenmanlar bize zorluk çıkardı. Ancak sonuçlar çok güzel oldu. Dünya rekoruyla ülkemize döndük. Her zorluğun sonunda güzel bir şey oluyor” dedi.

Türkiye’de engellilerin spora katılımı açısından koşulları değerlendiren Tan, “Türkiye’de açıkçası ben herhangi bir sorun görmüyorum. Devletimiz ve Gençlik ve Spor Bakanlığı bu konuda çok iyi, sporculara destek oluyorlar. Hazırlıklarımızı Kamp Eğitim Merkezleri’nde psikologlarla, fizyoterapistlerle, masörlerle geçirdik. Bu açıdan bize çok kolaylık sağladılar. Gerçekten ülkemizde engellilere yönelik herhangi bir sıkıntı görmüyorum” şeklinde konuştu.

Engelli bireyleri sosyal yaşamdan soyutlamaya yönelik bazı olumsuz bakış açılarını da değerlendiren Tan, “Tabi ki her insan aynı değil. Sosyal yaşamda, engellilere yönelik çok görmezden gelen bir sürü insan var. Ama biz sporcularımızla bunu aşacağımızı düşünüyoruz. Sporcularımızın her biri örnek oldu ve bu sayede birçok engelli ve küçük çocuk spora yönlendirildi” ifadelerini kullandı.