Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Ayla Erduran’ın Vefatı ve Müzik Kariyeri

    Ayla Erduran’ın vefatı, Türk müziğinin önemli bir kaybıdır. Bu içerikte, Erduran’ın müzik kariyerine, başarılarına ve bıraktığı etkilere dair derinlemesine bir inceleme bulabilirsiniz.

    Ayla Erduran'ın vefatı, Türk müziğinin önemli bir kaybıdır. Bu içerikte,

    Ayla Erduran’ın Vefatı

    Ayla Erduran'ın Vefatı

    Devlet Piyano Sanatçısı Gülsin Onay, dünyaca ünlü keman virtüözü Ayla Erduran’ın vefat haberini duyurdu. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanına sahip olan Erduran, müzik dünyasının ilk harika çocuklarından biri olarak tanınmaktaydı.

    Ayla Erduran'ın Vefatı ve Müzik Kariyeri

    Onay, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Ne büyük bir kayıp… Ayla Erduran’ı kaybettik. Büyük kemancımız, eşsiz müzisyenimiz artık aramızda değil. Onun sanatıyla, müziğiyle dokunduğu gönüller her zaman hatırlayacak. Müziğiyle yaşattığı duygular, bıraktığı izler silinmeyecek” ifadelerini kullandı.

    Acı haberi alan ünlü piyanist Fazıl Say ise sosyal medya üzerinden duygularını şu sözlerle paylaştı:

    “Çok değerli Ayla Erduran’ın bugün vefat ettiğini derin bir üzüntüyle öğrendim. Ayla Erduran, olağanüstü bir keman sanatçısıydı, gerçek bir müzisyendi. Yıllarca, onun konserleri ile büyüdük, onun gibi hür ve özgür ruhlu bir sanatçıyı tanıyarak çok şey öğrendik.

    Ayla, kalbiyle çalardı. Her notaya ruhunu katardı; acısıyla tatlısıyla, uzun bir 90 yıllık ömründe hayatın getirdikleri ve götürdükleri, tüm doğasıyla onun yaptığı müziğe tamamen yansırdı. Duyarlı bir sanatçıydı. Cesurdu.

    Ayla hanım, yakın aile dostumuzdu, Ahmet Say’ın da benim de… Gördüğünüz fotoğrafımız 2006 yılında, Ankara’da bir ‘Ahmet Say Ödül Gecesi’ konserimizden. Ayla ve Cihat ile oda müziği yapmıştık. Hepimizin başı sağ olsun. Müzik dünyası önemli bir değerini yitirdi. Işıklarda uyusun sevgili Ayla Erduran.”

    AYLA ERDURAN KİMDİR?

    22 Ağustos 1934 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası, üroloji alanında Türkiye’nin önde gelen doktorlarından Behçet Sabit Erduran, annesi ise Kadriye Erduran’dır.

    Dört yaşında Karl Berger’in öğrencisi olarak kemana başlayan Ayla Erduran, ilk resitalini on yaşında Ferdi Ştatzer eşliğinde Saray Sineması’nda verdi. 1946-1951 yılları arasında Paris Konservatuvarı’nda eğitim gördü ve keman bölümünden birincilikle mezun oldu. 1951-1955 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde 20. yüzyılın en önemli keman hocası Ermeni İvan Galamyan ve keman virtüözü Zino Francescatti ile özel olarak çalışma fırsatı buldu. ABD’deki ilk konserini Newark’ta, Thomas Schermann yönetimindeki orkestrayla gerçekleştirdi.

    Avrupa’daki konser kariyerine Polonya’da, Varşova Filarmoni Orkestrası eşliğinde çaldığı Glazunov’un keman konçertosu ile başladı. 1957-1958 yılları arasında Moskova Konservatuvarı’nda David Oistrakh ile çalıştı ve 1957 Wieniawski yarışmasında yüz yirmi kemancı arasında ilk altıya girerek ödül kazandı.

    Avrupa’nın çeşitli kentlerinde, Güney Amerika’da ve ABD, Kanada, Orta Doğu, Hindistan, Afrika, Rusya, Azerbaycan ve Türkiye’nin pek çok köşesinde turneler düzenledi. 1963’te Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile Orta Doğu turnesine çıktı ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde konserler verdi.

    1970 yılında Hollanda’da Beethoven Ödülü’nü kazandı. 1971 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanını aldı. 1985’te Paita yönetiminde Londra Filarmoni Orkestrası ile Brahms konçertosunu plağa aldı. Jean Sibelius’un 100. yılında Ansermet yönetiminde Suisse Romande Orkestrası ile bestecinin keman konçertosunu seslendirdi.

    1973’ten 1990’lara kadar İsviçre’deki Conservatoire Populaire’de ve Lozan Konservatuvarı’nda ustalık sınıfında öğretmenlik yaptı. Yaşamı 2002 yılında Evin İlyasoğlu tarafından “Ayla’yı Dinler misiniz?” adıyla biyografik bir roman olarak kaleme alındı. 2012 yılında merkezi Paris’te bulunan “Société d’Encouragement au Progrés” tarafından “meslekleriyle iz bırakan ve fark yaratan” kişilere sunulan ve Fransız Senatosu ile birlikte verilen “Médallie D’honneur – Médaille de Vermeil” ile onurlandırıldı.