Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Restorasyon Çalışmaları

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin restorasyon çalışmaları, tarihi ve kültürel mirasın korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte yapılan yenilikler ve koruma önlemleri hakkında detaylı bilgi edinin.

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde gerçekleştirilen restorasyon ve koruma çalışmaları, tarihi yapının geleceğine ışık tutan önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda birinci etapta III. Mehmet Türbesi, II. Selim Türbesi, III. Murad Türbesi, Şehzadeler Türbesi ve Muvakkithane Sıbyan Mektebi gibi önemli yapılar için restorasyon süreçleri başarıyla tamamlandı.

Bilim Kurulu ile yapılan toplantılarda, ikinci etap çalışmaları bütünsel bir bakış açısıyla ele alındı ve kapsamlı bir iş programı oluşturuldu. İlk olarak II. Bayezid minaresinin restorasyonuna odaklanıldı. Minare ve cephelerde iskele alanları belirlendikten sonra, standarda uygun çelik borulardan iskele kurulumuna geçildi. Kurulum tamamlandıktan sonra güvenlik amacıyla file kaplamaları yapıldı.

İş programı çerçevesinde, en hasarlı cephe olarak belirlenen kuzey cephe beden duvarlarından çalışmalara başlandı. Bu amaçla bir çalışma aksı oluşturularak ana kubbe ve yarım kubbelere iskele ve çalışma platformları ile bağlantılar kuruldu. Bilim Kurulu kararları doğrultusunda doğu cephe iskele çalışmaları da sürdürülüyor.

II. Bayezid Minaresinin Yeniden Ayağa Kaldırılması

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi restorasyon sürecinde Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güleç, restorasyon çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Güleç, II. Bayezid minaresinin hem statik hem de malzeme problemleri bulunduğunu belirtti. İlk olarak minarenin malzeme problemi ile ilgili şerefe ve şerefe altına kadar sökülmesine karar verildi. Bu söküm işlemi tamamlandıktan sonra minare örgüsünde zıvanalar olmadığı tespit edildi ve bu durum, zıvana olup olmadığının kontrol edilmesi gerekliliğini ortaya koydu.

Güleç, “Birkaç sıra daha söktükten sonra bu minarenin zıvanasız, çift kenetli yapıldığı anlaşıldı ve burada söküm işi durdurularak, artık koruma bu haliyle nasıl yapılır, onun üzerine projeler hazırlandı. Proje onayından sonra koruma uygulaması, minarenin tekrar ayağa kaldırılması süreci devam edecek,” dedi.

Malzeme Analizleri ve Onarım Süreçleri

Ayasofya’nın kuzey ve doğu duvarlarında kullanılan malzemelerin nitelikleri üzerine çalışmalar devam ediyor. Bunun için analizlere başlanmış ve yapılan bazı analizlerde onarımda kullanılan malzemelerin çimento esaslı olduğu tespit edilmiştir. Güleç, “Zaten biliniyordu ama bu analizlerle teyit edildi ve bu kısımların sökümüne başlandı. İskele kurulum sürecinde de analizi yapılacak örnekler alınarak bir lejant tasarlandı,” şeklinde bilgi verdi.

Statik mühendisleri, Ayasofya’nın tüm minarelerinin sökülmesi gerektiğini belirtse de, eski eserlerin korunmasında belirli prensiplerin mevcut olduğunu ifade eden Güleç, “Mümkün olduğu kadar sökmeden, en az müdahale ile çalışmalar yapmalıyız,” dedi. II. Selim minaresinde, tuğla minarelerde dışarıdan desteklerle depreme karşı önlemler alınacakken, II. Bayezid minaresinde ise depreme karşı metal gergilerin gövde içinden düşünülmesi planlanıyor.

Kubbeye Yapılacak Müdahaleler

Güleç, Ayasofya’nın kubbesinin üstten ihya edileceğine dikkati çekerek, “Kubbenin alt tarafı mozaik, oralardan statik olarak müdahale etmek çok zor. Üst kısımdan müdahaleler yapılacak ve kubbe sağlıklı hale getirilecek,” dedi. Bu kapsamda projelendirmelerin tamamlandığını belirten Güleç, üst kısma kubbeyi koruyucu bir çatı konulmasının planlandığını ve bunun büyük bir uygulama olacağını ifade etti.

Güleç, yapılan tüm bakım onarım çalışmalarının Ayasofya’ya gelen ziyaretçileri ve ibadet edenleri rahatsız etmeden yürütüleceğini vurgulayarak, “İçeride bir iskelet kurma durumu söz konusu olacak. Bunu projelendirme aşamasındayız,” dedi.

Osmanlı Dönemi Sıvası ve Onarım Uygulamaları

Onarım konusunda cephelerde kullanılacak derz ve sıva malzemeleri hakkında da bilgi veren Güleç, “Derz yapılacak kısımlarda kullanılacak malzemelerin analizleri devam ediyor. Zaman ve emek ikiye katlanmış olur. Buna engel olmak için mümkün olduğu kadar emin adımlarla yürümeye çalışıyoruz,” dedi. Genel olarak onarımlarda Osmanlı döneminde kullanılan sıvanın tercih edileceğini belirten Güleç, “Bugünkü koşullara, bilgilerimize, prensiplerimize uygun davranmaya çalışıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Ana Kubbe ve Üst Örtü Çalışmaları

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde yapılan iş programında, yapının üst örtü çalışmalarının ana kubbeden başlanarak alt kotlara inmesi planlanıyor. Bu kapsamda ana kubbenin kurşun örtüsünden ve altında bulunan tabakalarda tespit çalışmaları yapıldı. Kurşun altı dokuda gözlemlenen düzensizlikler sonucunda, Bilim Kurulu kararı ile tüm kurşun örtünün kaldırılması, kubbe yüzeyinde mevcut durum tespitleri yapılması ve yapısal analizler kapsamında gerekli olduğu takdirde güçlendirme çalışmaları yapılması planlanıyor.

Yapı cephelerinde hem sıvalı alanlar hem de tuğla ve taş cephe yüzeyleri bulunuyor. Cami cephe ve minarelerinde, taş, tuğla ve almaşık cephe yüzeylerinde bulunan, analizler ile özgün olmadığı tespit edilmiş olan horasan sıva ve muhdes çimento esaslı sıvaların raspası yapılması kararı alındı. Bu doğrultuda çalışmalar başladı ve kuzey cephesinde raspa tamamlandı, doğu cephesinde ise çalışmalar devam ediyor.

Raspa ve derz temizlikleri sonrasında çıkan bulguların belgelenmesi kararı alındı. Tüm cephelerde dijital ölçümler yapılarak hasar ve malzeme paftaları hazırlanıyor. Bilim Heyeti doğrultusunda gerekli görülen birçok noktadan malzeme numuneleri alındı ve müdahale kararları sonucunda sıva ve derz uygulamaları yapılacak.