Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Ahmet Güneştekin’in ‘Kayıp Alfabe’ Sergisi Açıldı

    Ahmet Güneştekin’in merakla beklenen ‘Kayıp Alfabe’ sergisi açıldı. Sanatçının eserleri, izleyicilere kaybolmuş anlamların peşinde unutulmaz bir yolculuk sunuyor. Sergiyi kaçırmayın!

    Ahmet Güneştekin'in merakla beklenen 'Kayıp Alfabe' sergisi açıldı. Sanatçının eserleri,

    Ahmet Güneştekin’in “Kayıp Alfabe” Sergisi Açıldı

    Sanatçı Ahmet Güneştekin‘in merakla beklenen “Kayıp Alfabe” adlı sergisi, Art İstanbul Feshane‘de sanatseverlerle buluştu. Açılışa katılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sergiye ev sahipliği yapan Feshane mekanının İstanbul’a çok yakıştığını ifade etti.

    İmamoğlu, Güneştekin’in bu sergisinin ziyaretçilerde iyileşme duygusu uyandıracağını belirterek, “Bu kapsamda bizi iyileştiren bir kültür sanat etkinliğinde, Türkiye’nin sanat tarihi ile uluslararası sanat adına da etkileyici bir buluşmanın parçası olmaktan çok gurur duyuyorum. Keyifliyim.” dedi.

    Sanatın, birlikteliğe ve özgür düşünceye ortak duygu ve hedeflere ulaşabilen kıymetli bir alan olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Bu yönüyle Ahmet Güneştekin’e ve Kayıp Alfabe sergisinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sergiye tüm İstanbullu hemşehrilerimi davet ediyorum. Mutlaka gelin, Feshane’de Ahmet Güneştekin’le ve Yaşar Kemal’le buluşun.” ifadelerini kullandı.

    Sanatçının İki Yıllık Çalışması

    Sanatçı Güneştekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sergi için tam anlamıyla 2 yıllık bir hazırlık süreci geçirdiğini ve bu süre zarfında 6 yıl içinde oluşturduğu eserleri bir araya getirdiğini söyledi. Serginin oldukça kapsamlı olduğunu belirten sanatçı, İstanbul’da ve İstanbul dışında bulunan yedi farklı stüdyosunda eserlerini ürettiğini aktardı.

    Güneştekin, birçok disiplinden eserleri izleyicilerin beğenisine sunduğunu dile getirerek, “350’ye yakın heykel, enstalasyon, video, seramik ve diğer farklı disiplin sanat eserlerinden oluşan sergi, Türkiye sanat tarihinin her anlamda en büyük ve güncel sergisi olarak sanat dünyasına sunuluyor.” ifadesini kullandı.

    Çalışmanın oldukça emek gerektirdiğine dikkat çeken Güneştekin, son 2 yılda hemen hemen her gün tamamen bu sergi için çalıştığını belirtti: “Sabahları 3’te uyanıp, günde 4 saat uykuyla 16-18 saatlik bir çalışma gerçekleştirdim. Her hafta farklı bir stüdyoda çalıştım ve 200’e yakın insanın da emeği var bu sergide. Farklı iş kolundan insanlar, demir ustaları, marangozlar, ahşap ustaları, seramik ustaları gibi birçok ustanın emeği var; ancak bütün aşamalarında, tasarımında ve bizzat her eserde çalışarak, emek verdiğim hayatımın en büyük ve en önemli sergilerinden bir tanesi.” dedi.

    Eserlerin Birbirine Bağlantısı

    Serginin kurulumunun 31 gün sürdüğünü belirten Güneştekin, “Burada binanın içinde bir bina inşa ettik, bir müze alanı yarattık. Bütün istasyonlar tamamen eserlere göre kurgulandı. Bu alanda da yüzlerce insan gece gündüz emek verdi. Çünkü yetişmesi için bir aylık bir zaman gerekiyordu ve biz bu süre zarfında ucu ucuna yetiştirdik.” dedi.

    Güneştekin, eserlerin dil olarak birbiriyle çok yakın olduğunu belirterek, “Bugün bir sanat izleyicisi burayı gezdiği zaman, aynı sanatçının elinden çıktığını çok rahat anlayabilir. Çünkü dil birlikteliği var. Yani eserler birbiriyle bağlantılı bir şekilde aslında yol gösteriyor. Bu açıdan her anlamda birbirini besleyen disiplinlerden oluşuyor ve kavramsal olarak bellek, hafıza, göç ve alfabe temalarını işliyor.” şeklinde konuştu.

    Serginin rehberler eşliğinde gezilmesi gerektiğini vurgulayan Güneştekin, “Eserleri tek tek inceleyerek, sorular sorarak, hatta bazen eserlerle baş başa kalıp eserlerle kendileri sohbet ederek gezsinler. Eserlerin de onlarla sohbet ettiklerini görecekler.” görüşünü paylaştı.

    Sergi Hakkında Genel Bilgiler

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin destek verdiği bu sergi, sanatçının hafıza ve göç nesneleri, sesler ve görüntüler, üst kurmaca yapılar ile malzeme müdahaleleri ile makro ve mikro ölçekleri birleştirdiği disiplinler arası işlerini bir araya getiriyor. Küratörlüğünü Christoph Tannert’in üstlendiği sergide, enstalasyonlar, hafıza çalışmaları ve tarihsel anlatının referans alanını genişleten mikro-ritmik yapılarla kurgulanmış video ve ses çalışmaları yer alıyor.

    Sanatçının boyutlu eserleri, taş ve metal oluşumlarla çalıştığı heykelsel alana özgü yapıtları, tuvalleri, seramik işleri taş formlarla böldüğü heykeller ve kırkyama tekniğiyle ürettiği işler de sergide sergilenmektedir. Bu etkileyici sergi, 20 Temmuz‘a kadar sanatseverlerle buluşmaya devam edecek.