Osmanlı İmparatorluğu’nun hanedan kızları arasında divan sahibi olan yegâne şair sultan olarak öne çıkan Adile Sultan, edebi çalışmaları ve hayatı ile dikkat çekmektedir. Onun divanı, biyografik açıdan büyük bir öneme sahip olup, çeşitli sosyal ve kültürel olayları da gün yüzüne çıkarmaktadır.
Adile Sultan’ın evliliğinden sonra yaşadığı ekonomik zorluklar ve bu durumun ardındaki nedenler, hayatının önemli bir parçasını oluşturur. II. Abdülhamid döneminde, Adile Sultan’ın dikkat çekici bir şekilde hafiyeler tarafından takip ettirilmesi de, dönemin siyasi atmosferine ışık tutmaktadır. Ayrıca, Adile Sultan’ın İttihatçılarla olan ilişkileri, onun siyasi ve sosyal çevresindeki etkinliğini göstermektedir.
Adile Sultan, sadece ülke sınırları içerisinde değil, uluslararası anlamda da hayırseverliği ile tanınmıştır. Kurduğu vakıflar aracılığıyla pek çok insana yardım eli uzatmış, bu yönüyle de toplumsal bir figür haline gelmiştir. Ali Akyıldız, “Adile Sultan: Müsrif, Mümin, Muin, Şair” adlı eserinde, birinci el kaynakları merkeze alarak Adile Sultan’ın hayatı, evliliği, karakteri ve yaşadığı saraylar gibi ana konuları ayrıntılı bir şekilde ele almıştır. Bu kitap, belgelerin yanı sıra yerli ve yabancı basın, hatıralar ve mevcut literatürü karşılaştırmalı bir biçimde sunarak, sultanın hayatındaki önemli olayları ve problemleri çözmeye yönelik bir çaba içermektedir.
Hayatı ve Evliliği
Adile Sultan, 1 Haziran 1826’da dünyaya gelmiştir. Annesi Zernigâr Hanım, doğumdan kısa bir süre sonra vefat etmiştir. II. Mahmud, Adile Sultan’a, “Adli” olan lakabına atıfta bulunarak bu ismi vermiştir. Doğum masraflarının kaydı Topkapı Sarayı Arşivi’nde yer almaktadır.
On üç yaşında babasını kaybeden Adile Sultan’ın tahsil ve terbiyesi ile ağabeyi Sultan Abdülmecid ilgilenmiştir. Yirmi yaşına girdiğinde, Tophane Müşiri olan Mehmed Ali Paşa ile evlenmesi uygun görülmüş ve bu evlilik, Osmanlı tarihindeki önemli olaylardan biri olarak kaydedilmiştir.
Adile Sultan Evlendi
Adile Sultan ve Mehmed Ali Paşa’nın nikahı 28 Nisan 1845 tarihinde kıyılmış, ertesi yılın Şubat ayında muhteşem bir düğünle kutlanmıştır. Bu düğün, XIX. yüzyılda Osmanlı sarayında yaşanan en ilgi çekici olaylardan biri olarak tarihe geçmiştir.
Çiftin tek çocuğu Hayriye Sultan, 1865 yılında İşkodralı Mustafa Şerîfî Paşazâde Rızâ Bey ile evlenmiştir. Ancak, 1869 yılında Adile Sultan önce kocasını, ardından da kızını kaybetmiştir. Bunun üzerine, Nakşibendî tarikatı şeyhlerinden Bâlâ Tekkesi şeyhi Ali Efendi ile hayatını birleştirmiştir.
Geniş Entellektüel Çevre
Dindarlığı ve yardımseverliği ile tanınan Adile Sultan’ın Fındıklı’daki sarayı, ilim insanları ve şeyhlerin sıkça buluştuğu bir merkez haline gelmiştir. Ayrıca, muhtaç ve fakirlerin her daim başvurduğu bir yer olmuştur. Adile Sultan, 12 Şubat 1899’da burada hayata veda etmiş ve Eyüp’teki Hüsrev Paşa Türbesi’nde, kocası Mehmed Ali Paşa’nın yanına defnedilmiştir.
1851-1892 yılları arasında kurduğu on dört vakfın vakfiyeleri, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde koruma altına alınmıştır. Adile Sultan’ın şiirleri genellikle dinî ve tasavvufî bir mahiyet taşımaktadır. Münâcât, na‘t, mersiye, Ehl-i beyt ve ashap ile tarikat kurucularına yazdığı methiyeler, onun divanında geniş bir yer kaplamaktadır. Ayrıca, aile bireyleri için yazdığı manzumeler de onun edebi birikimini göstermektedir.