Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Kuru Göz Sendromu ve Modern Yaşamın Etkileri

    Kuru göz sendromu, modern yaşamın getirdiği ekran süreleri ve çevresel faktörlerle artan bir sağlık sorunudur. Bu yazıda, belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi edinebilirsiniz.

    Kuru göz sendromu, modern yaşamın getirdiği ekran süreleri ve çevresel

    Kuru Göz Sendromu: Modern Yaşamın Göz Sağlığı Üzerindeki Etkileri

    Günümüzün hızlı ve yoğun yaşam koşulları, göz sağlığı açısından birçok sorunu beraberinde getiriyor. Bunların başında ise, göz yüzeyinin yeterince nemlenmemesi sonucu oluşan ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen ‘kuru göz sendromu’ gelmektedir. Acıbadem Maslak Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ümit Yaşar Güleser, kuru göz sendromunun tedavi edilmediği takdirde göz yüzeyinde hasarlara ve kronik enfeksiyonlara yol açabileceğini belirtiyor. Dr. Güleser, “Kuru göz sendromuna yol açan etkenler arasında bazı alışkanlıklarımız ve çevresel faktörler büyük rol oynamaktadır. Örneğin, yapılan araştırmalar günde 6 ile 8 saatten fazla ekran karşısında kalan bireylerde, kuru göz belirtilerinin sıklığının önemli ölçüde arttığını göstermektedir,” diyor.

    Son yıllarda göz polikliniklerine, “gözlerim sürekli yorgun”, “yanma ve batma hissediyorum”, “kaşınıp acıyor” gibi şikayetlerle başvuran hastalarda belirgin bir artış gözlemleniyor. Dr. Güleser, hastaların bazen “gözlerimde kum tanesi varmış gibi hissediyorum” ya da “göz kapaklarımı açıp kapatmakta zorluk çekiyorum” gibi tariflerde bulunduğunu ifade ediyor. “Kuru göz, gözyaşı üretimindeki yetersizlik veya gözyaşının hızlı buharlaşması sonucu göz yüzeyinde nem kaybının yaşandığı bir durumdur. Kuru gözde bazen gözyaşı akıntısı görülebilir ki bu, tahrişe bağlı olarak refleks mekanizmanın devreye girip gözyaşı üretimini artırmasından kaynaklanır. Hastalar bunu ‘yanma hissediyorum, ardından gözlerim sulanıyor’ şeklinde dile getiriyorlar,” şeklinde ekliyor.

    Kuru Göz Sendromuna Yol Açan Hatalar

    Kuru göz sendromunun ortaya çıkışında günlük yaşam alışkanlıkları ve çevresel faktörlerin önemli rol oynadığını vurgulayan Dr. Güleser, “Teknolojik cihazlara olan bağımlılığın artması, uzun süre bilgisayar ekranı karşısında kalmak, akıllı telefon ve tablet kullanımı gibi etkenler, gözün doğal nem dengesini bozan davranışların başında gelmektedir. Ayrıca, stres, dengesiz beslenme ve uyku düzensizlikleri gibi faktörlerin yanında son yıllarda uzun süre maske kullanımının neden olduğu buharlaşma ve göz çevresindeki hava dolaşımının azalması da kuru göz sendromu sıklığını artırmıştır. Klimatize ve havası kuru ortamlarda uzun süre kalmak, sigara dumanına maruz kalmak, yetersiz su tüketimi ve günümüzde yaygınlaşan kontakt lenslerin uygun olmayan şekilde kullanımı da kuru göz sorununu tetikleyebilmektedir,” diyor.

    Kuru Göz Sendromuna Karşı Etkili Önlemler

    • Ekran Başında Göz Kırpma Egzersizi Yapın
      Uzun süre ekran karşısında kalmak, göz kırpma refleksinin azalmasına ve göz yüzeyinin kurumasına neden olur. Her 20 dakikada bir ekranınızdan uzaklaşarak 20 saniye boyunca gözlerinizi dinlendirin ve bilinçli olarak sık sık göz kırpın. Bu basit alışkanlığın göz yüzeyinin nem dengesini koruduğu araştırmalarla gösterilmiştir.
    • Ortam Havasını Nemlendirin
      Kuru hava, göz yüzeyindeki gözyaşı buharlaşmasını hızlandırır. Özellikle klimalı veya kaloriferli yerlerde nemlendirici cihazlar kullanarak ortamın nem dengesini ayarlayabilirsiniz. Saç kurutma makinesi, klima ve vantilatörün doğrudan gözlerinize hava üflemediğinden emin olun. Rüzgarlı havalarda dışarı çıkarken gözlerinizi rüzgardan koruyun.
    • Yeterli Su Tüketin
      Gözyaşı üretimi, vücudun su dengesiyle yakından ilişkilidir. Bu nedenle yeterli miktarda su tüketmek, kuru göz riskini azaltabilir. Günlük 2-2.5 litre su tüketimi, hem genel sağlığınızı hem de göz sağlığınızı destekler.
    • Doğru Kontakt Lens Kullanımına Dikkat Edin
      Kontakt lens kullanırken hijyen kurallarına uyun, gece lenslerinizi mutlaka çıkarın ve önerilen süreden daha uzun süre takmayın. Aksi halde göz yüzeyinizin oksijenlenmesini azaltarak kurumasına yol açabilirsiniz. Ayrıca, her kontakt lens her göze uygun değildir; bu nedenle hekiminizin tavsiye ettiği lensleri kullanmalısınız.
    • Doktora Danışmadan Kullanmayın!
      Dr. Güleser, suni gözyaşı damlaları ve jellerin göz yüzeyinin nem dengesini sağlamada etkili bir çözüm sunduğunu belirtiyor. “Koruyucu madde içermeyen damlalar, hassas gözler için daha uygundur. Ancak bu ürünleri kullanmadan önce mutlaka bir göz hastalıkları uzmanına danışmalısınız,” diyor.
    • D Vitaminine Dikkat Edin!
      Balık, ceviz ve keten tohumu gibi Omega-3 yağ asitleri içeren besinler ile D vitamini, gözyaşı üretimini destekleyerek kuru göz sendromunun yol açtığı şikayetleri hafifletebilir. Araştırmalar, D vitamini eksikliğinin kuru göz ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle düzenli kan testleri yaptırarak eksiklik durumunda takviye almanız önemlidir.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı