Tarık Tufan’ın ‘Gece Açan Çiçekler’ Romanı: Aile Bağları ve Geçmişin İzleri

Tarık Tufan’ın Yeni Romanı: Gece Açan Çiçekler

Geniş bir okur kitlesine sahip olan yazar Tarık Tufan, 12’nci romanı ‘Gece Açan Çiçekler’ ile edebiyat dünyasında yeni bir soluk getiriyor. Doğan Kitap etiketiyle raflarda yerini alan bu eser, zengin dili ve benzersiz üslubuyla dikkat çekiyor. Roman, Osmanlı’dan günümüze uzanan, dokunaklı bir aile hikâyesini meraklı okuyucularla buluşturuyor.

Okurlarını, İstanbul’un tarihi Vefa semtinde yer alan, ayakta kalan son ahşap konaklardan biri olan Canfeda Konağı, nam-ı diğer Uğursuz Konak’ta ağırlayan yazar, burada genç bir kadın olan Halide’nin, annelerinin vefatının ardından, kardeşleri Cihangir, Zeliha ve Nihal ile birlikte konağın satışı için son bir araya gelişlerini ustalıkla işliyor.

Bu dört kardeşin, geçmişle yüzleşirken, konağın yıllardır kapalı duran odasının kapısını araladıklarında, ailelerinin gizli kalmış günahları ve suçları gün yüzüne çıkıyor. Yüzyılı aşan bir geçmişte, Osmanlı zindanlarında hayata veda etmeyi bekleyen Derviş Ali’nin ise, saf bir aşkın peşinde olduğu yolculuğunda tek umudu, devrik Sultan Abdülhamid’in Baş Ressamı Zonaro’nun yardımını almaktır.

Tarık Tufan, Halide ve Derviş’in yollarını kesiştiren, arafta kalmış ruhların yaralarını sararak onları birleştiren çarpıcı bir sona imza atıyor. Roman, “Yaralı aşklara yakılmış, yüreklere dokunan, büyüleyici bir ağıt” olarak nitelendiriliyor ve okuyucuların kalplerinde derin izler bırakmayı hedefliyor. Tufan’ın bu eseri, Osmanlı dönemi ile günümüz arasında köprü kurarak, aile bağlarının karmaşık doğasını gözler önüne seriyor.