Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati'nin Görüşmesi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin Görüşmesi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile Ankara’da bir araya geldi. İki bakan, gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi. Bu toplantıda, özellikle İsrailli esirlerin serbest bırakılmasının ardından Netanyahu hükümetinin alacağı tutum hakkında önemli açıklamalar yapıldı. Bakan Fidan, bu durumun barış arayışları açısından endişe verici olduğunu ifade etti. “Netanyahu’nun savaşı yeniden başlatma ihtimali, barıştan yana olan herkesi kaygılandırıyor.” şeklinde konuştu.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyarette, iki tarafın ortak gündem maddesi Gazze oldu. Toplantı sonrası kameraların karşısına geçen iki bakan, bölgede yaşanan insani kriz ve barış süreci hakkında önemli bilgiler paylaştılar.

Bakan Fidan’ın Açıklamalarından Öne Çıkanlar:

Bölgesel Sorunların Etkisi: “Bölgemizdeki sorunların yansımaları, asla sadece kendi coğrafyamızla sınırlı kalmıyor. Eğer bizler bu sorunlarla ilgilenmezsek, üçüncü ülkeler gelip kendi çıkarlarına uygun politikalar geliştirebiliyorlar. Yerel sorunlara ithal çözüm arayışı, bölgemize huzur getirmedi. Tam aksine, yabancı güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda attığı adımlar, bize savaş, istikrarsızlık ve yoksulluk olarak geri döndü.”
Türkiye ve Mısır İşbirliği: “Cumhurbaşkanlarımızın liderliğinde Türkiye ve Mısır, bu sorunlarla ilgili önemli bir sorumluluk üstlenmiştir. Filistin’deki durum, bu meselelerin başında geliyor. Gazze’de ateşkesin sağlanması için Mısırlı kardeşlerimize teşekkür etmeliyiz. Mısırlı yetkililer, Katar ve diğer ülkelerle birlikte büyük bir çaba gösterdi. Şimdi, bu ateşkesin kalıcı olması için uluslararası toplumun seferber olması gerekiyor.”
Netanyahu’nun Olası Savaş Başlatma İhtimali: “Pazar günü Doha’da Hamas’ın siyasi büro üyeleriyle görüştüm. Hamas, ateşkesin gerekliliklerini yerine getirme konusunda herhangi bir tereddüt taşımıyor. Ancak, İsrailli esirlerin serbest bırakılmasının ardından Netanyahu hükümetinin nasıl bir tutum sergileyeceği konusunda dünya genelinde bazı soru işaretleri var. Netanyahu’nun savaşı yeniden başlatma ihtimali, barıştan yana olan herkesi endişelendiriyor. 16 aylık bir savaşın ardından, hem Filistin’in hem de İsrail’in barış ve huzura ihtiyacı var. Uluslararası toplumun, Netanyahu’nun siyasi çıkarları uğruna soykırımı yeniden başlatmasına engel olması gerek.”
Gazze’ye Yönelik İnsani Yardım: “Acil olarak ilgilenmemiz gereken bir diğer konu da Gazze’deki insani durumdur. Mısır, Gazze’ye yardım ulaştırılması konusunda çok önemli bir rol üstleniyor. Türkiye olarak, ateşkesin ilanından bu yana Gazze’ye 8 bin 500 ton insani yardım gönderdik. Böylece, krizin başından itibaren gönderdiğimiz yardım miktarı 97 bin tona ulaştı. Gazze’de özellikle çadır, yakıt ve iş makinesi ihtiyacı olduğu anlaşılmakta. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bu ihtiyaçların giderilmesi için çalışmalara başladık.”
Filistin Halkının Sürgün Edilmesi: “Son günlerde, Filistin halkının kendi topraklarından koparılması fikri tekrar gündeme getiriliyor. Filistinlileri ana yurtlarından kovmayı hedefleyen her türlü girişime karşıyız. Bu fikir, uluslararası hukuka ve insanlık vicdanına aykırıdır. Böyle bir adım, sadece yeni çatışmalara yol açacak ve bölgedeki iç huzuru olumsuz etkileyecektir. Filistinlilerin, Mısır’a ve Ürdün’e sürgün edilmesi konusunda ortaya atılan fikirlerin beyhude olduğunu, bu konuya sonuna kadar karşı çıkacağımızı belirtmek isterim. Mısır ile bu konuda dayanışma içinde olduğumuzu dünyaya duyurmak istiyorum.”
Filistinlilerin Türkiye’ye Gelişi: “Belli miktarda Filistinlinin serbest bırakıldıktan sonra farklı ülkelerde ağırlanması söz konusu. Türkiye de gelen talep üzerine olumlu bir tavır gösterdi. Birkaç gün önce 15 Filistinli, hapishanelerden serbest bırakıldıktan sonra Kahire’de vizeleri alarak Türkiye’ye geldiler. Türkiye’nin, insanlık dramını sona erdirmek amacıyla gösterdiği iyi niyetin, ileride Türkiye aleyhine bir propaganda aracına dönüşmemesi için dikkatli olmalıyız. Yaptığımız insani destek ve barış çabaları, bu tür bir kötü niyetin önüne geçmek içindir.”