Rojin Kabaiş Davasında Yeni Gelişmeler
Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in davasında önemli bir gelişme yaşandı. Rojin Kabaiş’in ölümünü araştıran Van Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın meydana geldiği üniversite yerleşkesindeki kıyıdan ölü bulunduğu Mollakasım Mahallesi’ne kadar gölde sürüklenme ihtimalinin olup olmadığını belirlemek için bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etti.
Bunun üzerine, Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Tıp Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından detaylı bir rapor hazırlandı.
Göl Akıntıları Üzerine Bilirkişi Raporu
Raporun sonuç bölümünde, Van Gölü ve özellikle Erciş Körfezi’ndeki akıntı şeması (girdaplar) incelendi. Hazırlanan raporda şu ifadeler yer aldı:
“Göle Van kıyılarından giren ve hareket kontrol mekanizması olmayan bir cismin (cansız beden, serbest yüzer durumdaki giyecekler) 27 Eylül itibarıyla önce Erciş yönünde kıyı boyunca bir taşınım gerçekleştirebileceği ve eğer su altındaki herhangi bir kaya oyuğu ya da dolgu gibi bir yere takılı kalmamışsa, sonrasında kıyıdan açığa doğru sürüklenerek göl merkezine yönelip adanın kuzeyine geçerek körfez dışı akıntılarla burun ya da kuzeydeki kıyı alanlarına taşınmış olmasının kuvvetle muhtemel olduğu değerlendirilmiştir.”
Terliklerin Durumu ve Hareket İhtimali
Rojin Kabaiş’in başörtüsü ve bulunamayan terliklerine ilişkin de önemli değerlendirmeler yapıldı. Raporda, düşük yoğunluklu, suni iplik kullanılarak üretilen başörtüsü ve bonenin, beden suya girdikten sonra çözülerek baştan ayrılma sonrası su yüzeyinde serbest yüzmesi ve akıntı ile rüzgarın etkisiyle bedenden daha hızlı hareket etmesinin, normal koşullarda gerçekleşebileceği belirtildi. Raporda şu ifadeler yer aldı:
- “Başka bir bulgu mevcut değilse Rojin Kabaiş’in son görüldüğü yerden cansız bedeninin bulunduğu yere kadar Van Gölü içerisinde doğal koşullarla (akıntıyla) sürüklenebileceği, bu mesafede eşyalarının ve cansız bedeninin bulunmasının nedeninin farklı yoğunluk ve kütlelere sahip ceset ve eşyaların su içinde asılı kalma ve su yüzeyine çıkma duruma göre değişen akıntı ve rüzgarla sürüklenme etkisi olabileceği değerlendirilmiştir.”
- “Suyun yoğunluğuna göre daha düşük yoğunluğa sahip plastik malzemeler su üzerinde durabilir. Plastik malzemeden üretilmiş terliğin kıyıda-sığ suda iken ayaktan çıkarak göl içerisinde bedenden ayrı olarak hareket etmiş olma ihtimali yüksektir.”
Sürüklenme ve Bulunma İhtimalleri
Olayın ilk günleri olan 27 Eylül-30 Eylül 2024 döneminde rüzgarın daha çok karadan göle doğru, doğu (90-160 derece) yönünde esmiş olması, terlik ve benzeri malzemelerin kıyıdan açığa doğru rüzgarla taşınma etkisini artırdığını gösteriyor. Raporda şu noktalara dikkat çekildi:
“Eğer terlikler açığa doğru sürüklenmişse, bu durumda farklı girdaplar ve akıntılarla gölün çok uzak mesafelerine ve uzak kıyılarına taşınma ihtimali yüksektir. Bu süre ve koşullar altında kaybolduğu esnada ayağında bulunduğu kamera kayıtları ile tespit edilen terliklerin Van Gölü civarında sürüklenebileceği muhtemel alanların tespit edilemeyeceği, terliklerin gölün her yerinde bulunma ihtimali olduğu değerlendirilmektedir.”
Cesedin Bulunma Şekli
Suda boğulma vakalarında, boğulan bir kişinin genellikle önce dibe battığı, daha sonra suyun sıcaklığı, derinliği, kirliliği, cesedin vücut yapısı, üzerindeki giysileri gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişen sürelerde su yüzeyine çıktığı belirtildi. Raporda şu ifadeler yer aldı:
- “Ceset tipik olarak yüzüstü pozisyonda, baş ve ekstremiteler suyun içinde aşağıya doğru sarkmış, sırt ise çoğunlukla su yüzeyinin üzerinde açığa çıkmış şekilde bulunur.”
- “Birden fazla değişkenin etkili olduğu bu tür durumlarda, cesedin akıntıyla sürüklenmesi muhtemel yerler ortaya konabilse bile cesedin sürüklenme sırasında ve kıyıya vururken alacağı tam pozisyonu hesaplamak oldukça karmaşık bir formülasyon gerektireceğinden pek olası görülmemektedir.”
Sonuç olarak, mevcut koşullar altında cesedin yüzüstü veya sırtüstü kıyıya ulaşmasının mümkün olduğu belirtilmektedir. Bu rapor, olayın aydınlatılması açısından önemli bir belge niteliği taşımaktadır.
Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)