Ateşkes Anlaşması ve İsrail'in Saldırıları

Ateşkes Anlaşması ve Sonrası

Tüm dünyanın dört gözle beklediği ateşkes anlaşması, 19 Ocak Pazar günü Türkiye Saati ile 12.15’te yürürlüğe girmişti. Bu gelişme, Gazze’de süregelen insani krizi sonlandırmak amacıyla Katar’ın başkenti Doha’da imzalanan anlaşma ile mümkün olmuştur. İmzalanan anlaşma çerçevesinde, 27 Ocak Pazartesi günü Netzarim Koridoru üzerinden Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin güneyden kuzeye geçişine izin verilmiştir.

İsrail’in Saldırıları Devam Etti

Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı, İsrail ordusunun sekiz ay süren işgalinin ardından 1 Şubat’ta hasta ve yaralıların tahliyesi için açılmıştır. Esir takası anlaşmasının ilk dört turunda, İsrail hapishanelerindeki 583 Filistinli esir ile Gazze’deki 13 İsrailli ve 5 Taylandlı esir serbest bırakılmıştır. Ancak, Hamas’ın esir takasına sadık kalmasına ve imzalanan anlaşmaya rağmen, İsrail’in saldırıları durmamıştır. Ateşkes ve esir takası anlaşmalarını ihlal etmeye devam eden İsrail’in Batı Şeria’daki saldırılarında, 19 Ocak tarihinden bu yana yüzlerce insan hayatını kaybetmiştir.

Serbest Bırakılan Esirlerin Durumu

Hamas yetkilileri, serbest bırakılan Filistinli esirlerin durumuna ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunmuşlardır. Hamas tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Serbest bırakılan esirlerin dehşet verici ifadeleri, tahliye tarihlerinden birkaç gün önceye kadar ve tahliyelerinin son anına kadar kötü muameleye ve işkenceye tabi tutulduklarını gözler önüne seriyor.” denilmiştir.

Uluslararası Hukukun İhlali

Açıklamada, Filistinli esirlerin fiziksel ve psikolojik işkence başta olmak üzere tıbbi ihmal, açlık, susuzluk ve ilaç yoksunluğuna maruz kaldıkları belirtilmiştir. Bu durumun, “işgalci devlet tarafından sistematik şekilde işlenen tam teşekküllü bir savaş suçudur ve esirlere ilişkin uluslararası hukukun acımasızca ihlalidir.” ifadesiyle vurgulanmıştır. Kızılhaç’ın, İsrail’in Negev Hapishanesi’nden tahliyeler sırasında Filistinli esirlere uyguladığı muameleye yönelik tepkisi de açıklamada yer almış; bu suçların, İsrail’in uluslararası hukuku tanımadığının en büyük göstergesi olduğu ifade edilmiştir.